Haber Merkezi Giriş Tarihi: 2025-12-07 00:55

Lityum üretiminde yeni teknoloji! Türkiye'de bol bol var

Avustralyalı Vulcan Energy, Almanya’nın Yukarı Ren Vadisi’nde jeotermal tuzlu sulardan lityum üretmeye dayanan Lionheart projesi için gerekli 2,2 milyar avroluk finansmanı tamamen güvence altına aldığını açıkladı. Böylece pilot denemelerden tam ölçekli ticari tesis kurulumuna geçiş için süreç resmen başlamış oldu.

Vulcan, yeni tesislerin inşaatına çok yakında başlanacağını ve 2028 yılı itibarıyla ticari üretime geçileceğini duyurdu.

Lionheart projesi, jeotermal enerji ile mineral üretimini aynı potada birleştiren Avrupa’nın ilk ve en büyük girişimi olarak öne çıkıyor. Bu yöntemde derin jeotermal kuyulardan çıkarılan sıcak, yüksek mineralli tuzlu su, iki amaçla kullanılıyor: -Elektrik ve ısı üretimi için enerji kaynağı, -Lityum çıkarımı için hammadde.

Tuzlu sudaki lityum iyonları kimyasal bir süreç ile ayrıştırılarak bataryalarda kullanılan lityum hidroksite dönüştürülüyor. İşlem tamamlandıktan sonra akışkan tekrar yeraltına basılıyor; böylece fosil yakıt tüketmeyen, düşük karbonlu, atığı minimum bir döngü sağlanıyor. Bu nedenle proje, Avrupa’nın en temiz lityum üretim modeli olarak değerlendiriliyor.

Ayrıca jeotermal tesisin üreteceği elektrik ve ısının bölgeye verilmesi, projeyi yalnızca bir maden yatırımı değil aynı zamanda yenilenebilir enerji projesi haline getiriyor.

Bugün küresel lityum tedarikinin önemli bölümü Çin ve Güney Amerika’da yoğunlaşmış durumda. Avrupa Birliği, batarya sektöründe Çin’e olan bağımlılığı azaltmak için yerli ve sürdürülebilir kaynaklara yöneliyor.

Jeotermal bazlı lityum üretimi, hem düşük karbon ayak izi hem de jeopolitik riskleri azaltması nedeniyle AB tarafından yakından takip ediliyor. CATL gibi dev üreticilerin dünya batarya pazarındaki hakimiyeti, Avrupa'nın kendi tedarik zincirini güçlendirme ihtiyacını daha da acil hale getirmiş durumda.

Vulcan Energy’nin fizibilite raporuna göre proje tam kapasiteye ulaştığında yılda 24.000 ton lityum hidroksit monohidrat (LHM) üretilecek. Bu miktar: Yılda yaklaşık 500 bin elektrikli araç bataryası üretimine karşılık geliyor.

Bu durum, projenin hem ekonomik olarak güvence altında olduğunu hem de Avrupa batarya ekosistemi için kritik bir rol oynayacağını gösteriyor.

Lionheart projesi, yalnızca bir madencilik girişimi değil; enerji, maden ve sürdürülebilirlik sektörlerini birleştiren devrimsel bir teknoloji adımı olarak görülüyor. 2028’de üretime geçildiğinde Avrupa, elektrikli araç dönüşümünde kritik bir eksiğini kendi topraklarında karşılayabilir hale gelecek. Kaynak: Electrive