Necmettin Batırel, sosyal medya hesabından 'Dolar tuzağı' başlıklı bir değerlendirme yazısı yazdı. İşte o yazının tamamı...

Merkez Bankasının toplam rezervleri, geçen hafta 386 milyon dolar düşüşle 130 milyar 533 milyon dolara geriledi. Ancak altın rezervleri 2 milyar 340 milyon dolar artışla 52 milyar 748 milyon dolara yükseldi. Merkez Bankasının kasasında 700 ton altın var. Net rezervler 300 milyon dolar artarak

20.8 milyar dolara çıktı Rezervlerde ciddi bir değişim yok. Ancak yerli yatırımcıların döviz mevduatlarının 5.7 milyar dolarla son 1 yılın en hızlı haftalık artışını göstermesi dikkat çekti..

Toplam hesaplar 181 milyar doları aştı. Neden? Çünkü içerdeki ve dışardaki ekonomi düşmanları söz birliği ederek yerel seçimler sonrası dolar 44 lira olacak diye vatandaşın ve şirketlerin kulağına kar suyu kaçırdı. Döviz büfeleri ile bankalara adeta hücum yaşandı.

Türkiye düşmanları yüksek kur yüksek faiz, yüksek enflasyon, düşük büyüme planını devreye soktu. Uluslararası bankalar para politikası kurulunu sıkıştırmaya başladılar.

Önce Deutsche Bank ardından HSCB bank son olarak Bank of America merkez bankasının Mart ayında 500, Nisan ayında 300 baz puanlık faiz artışına gitmesi gerektiğini öngören raporlar yayınladı.

HSBC, 2024 yılına ilişkin politika faiziyle ilgili beklentisini yüzde 45'te tutarken, artış olasılığına da dikkat çekti. Banka, enflasyon tahminleri dikkate alındığında faiz indirimlerinin ancak 2025 yılının ilk çeyreğinde yapılabilmesi için alan olduğunu söylüyor.

Oysa Hazine Bakanı Şimşek ile Cumhurbaşkanı yardımcısı Cevdet Yılmaz, enflasyonun Mart ayı itibariyle zayıflayacağını Haziran’dan sonra düşüşe geçeceğini söylemişti. Buna göre yılın üçüncü çeyreğinde merkez bankası faiz indirimine başlayacaktı. Ama gelinen noktada bu indirim 2025’in ilk çeyreğine ötelenmek isteniyor. .

Yüksek faiz ekonomiyi kilitlediği gibi enflasyonun düşmesini de engelliyor. Dolarda ve faizde normalin üzerinde bir hareket var. Basit anlatımıyla, bir “panik havası” ortaya çıktı. Halbuki doların artması değil tam tersi gevşemesi gereken bir dönemdeyiz

Niye? Cari açıkta büyük daralma başladı. 2023 Ocak ayında 10.4 milyar dolar olan cari açık 2024’ün aynı ayında 2.5 milyar dolara düştü. Yıllık cari açık 45.4 milyar dolardan 37.5 milyar dolara geriledi. İhracatta rekor kırılıyor. Türkiye’nin kredi notu arttı. 5 yıllık risk primi 306’ya indi.

Dövizin yükseleceğini hangi prof. (!) hangi uzman (!) söylerse söylesin, inanmayın. Yalanlarla halkı kandırarak, ekonomik dengeyi bozmak, yerel seçimlerde hükümet zora sokulmak, isteniyor. Nitekim bakın Merkez Bankasının 130 milyar doları var.

Gerekirse, piyasaya müdahale eder. Yani kurlarda hayal edilen artış olmayacak. Vatanını seven döviz almaz satar, çünkü hükümet seçimden tarihi zaferle çıkacak. Nisan'dan itibaren yurtdışından dolar yağacak, kurlar yerlerde sürünecek, yüzüne bakan olmayacak. Alanlar büyük zarar edecek. Büyük sözü dinleyin.