Kayseri Kültür ve Turizm Müdürü Şükrü Dursun, Kayseri Arkeoloji Müzesi'nde sergilenmeye başlanan eserle ilgili yaptığı açıklamada, 119 yıl önce İstanbul'a götürülen eserin yeniden evine döndüğünü söyledi. Eserin kente getirilmesi için yoğun mesai harcadıklarını belirten Dursun, emeği geçen herkese teşekkür etti.

Dursun ayrıca, Kentte bulunan Karatay Han'ın vakfiyesinin de Ankara Etnografya Müzesi'nden Kayseri'ye getirildiği ve çok yakın zamanda sergiye konulacağını kaydetti. Vakfiyenin Anadolu Selçuklu dönemindeki ticaret ve ticaret yollarıyla ilgili ciddi bilgiler verdiğini aktaran Dursun, "Anadolu çok ciddi bir ticaret sistemi var. Bu sistemin en önemli parçalarından birisi de kervansaraylar. Bu vakfiyede de bu düzenle ilgili çeşitli bilgiler yer almakta." dedi.

Hanın gelirlerinin nereden sağlandığı, handa hangi görevlilerin bulunduğu ve konaklayanların ne gibi hizmetlerden faydalandığı gibi pek çok bilginin yer aldığını aktaran Dursun, şunları kaydetti: "Hatta çok üst düzey hizmetlerden ücretsiz yararlanıldığını biliyoruz. Yani hiç bir karşılık alınmadan birçok hizmetten yararlanıyorlar. Elbisesinde bir sıkıntı varsa terzi hizmeti de alabiliyor, hayvanları için yem hizmeti de. Selçuklu döneminden günümüze ulaşmış bir kervansarayın işleyişiyle ilgili günümüze ulaşmış bu kadar detaylı başka bir vakfiye ne yazık ki bulunmuyor. Bu eserin müzemize gelmesinden çok mutluyuz. En kısa zamanda sergiye açacağız."

Tarihçi yazar Halit Erkiletlioğlu ise Erciyes isminin geçtiği eserin daha önce bazı kayıtlarda bulunduğu belirtti. Bu eserden iki tane olduğunu ve birinin halen kayıp olduğunu belirten Erkiletlioğlu, "Bu eserin ismi 'Hisarcık Anıtı'. Eserin üzerindeki 3 satırlık yazıda Kral Kurti diye birinden bahsediliyor. Tabal ülkesinin Tiana merkezli kralı oluyor. Erciyes'i Tiana'ya bağlı bir yer olarak değerlendirebiliriz. Kayseri için çok önemli bir belge. Buraya getirilmiş olması da çok önemli." diye konuştu. Kültepe Kazı Başkanı Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu ise 1900'lü yılların başında burada müze olmadığı için eserin İstanbul'a götürüldüğünü kaydetti.

Eserin Kayseri tarihi için son derece önemli olduğunu vurgulayan Kulakoğlu, "Çünkü Kayseri'nin simgesi olan Erciyes'in ismi burada geçiyor. Erciyes'in ismi 4 bin yıl önceki eserlerde de geçiyor. Aynı zamanda bir tanrı olarak görünüyor. Hittiler zamanında ise 'Harki' yani 'beyaz dağ' anlamında bir isim verilmiş. Daha sonraki dönemde ise günümüzden yaklaşık 2 bin 800 yıl öncesinde de Hara Hara olarak anılıyor." şeklinde konuştu.