Diyabet tedavisindeki yenilikler sonucu günümüzde bireyselleştirilmiş tedavilerin tercih edildiğine işaret eden Prof. Dr. Gökalp “Hastanın kalp hastalığının olup olmadığı, kilo fazlalığı ve obezite varlığı, böbrek ve karaciğer fonksiyonlarının durumuna göre tedavi tercihleri yapılmaktadır. Son yıllarda böbrekten şeker atılımını arttıran SGLT2 inhibitörleri dediğimiz ve iştah merkezini baskılayan GLP-1 analogları grubu yeni ilaçlar hastaların kilo Vermesini sağlarken aynı zamanda kalp ve damar hastalıklarındaki faydalarıyla ön plana çıkıyor” dedi. Pankreası taklit edebilecek özellikleri geliştirilmiş bir insülin pompası görevi gören yapay pankreas ile tedavi yönteminden söz eden Prof. Dr. Gökalp “Derinin altına yerleştirilen bir insülin pompası, yine derinin altına konan, bir sensöre bağlı kan şekeri ölçüm cihazı ile yemek, fiziksel aktivite, stres ve uyku gibi durumlarda, ne kadar insülinin gerekli olduğunu belirleyen bir yazılıma sahip akıllı telefondan oluşuyor. Sistem vücuttaki kan şeker düzeyine göre uygun dozlarda insülin uyguluyor” diye konuştu. Bu sistemin Tip 1 diyabet hastaları için daha sağlıklı bir hayat ve artmış yaşam kalitesi anlamına geldiğini, yani 24 saat boyunca kan şekeri azalıp artmasına göre insülin dozlarının da otomatik olarak değişeceğini belirten Prof. Dr. Gökalp sürekli kan şekeri ölçümü yapan sistemde sensörün uyarısına göre kan şekerimiz yükseldiğinde insülin salındığını anlattı. Yine aynı şekilde kan şekeri belirli bir seviyenin altına düştüğünde sistemin insülin salınımını durdurup kan şekerinin daha fazla düşmesini önlediğini dile getirdi. Pompada kullanılan insülinin şu anda kullanılan hızlı etkili insülinler yerine ultra-hızlı etkili insülinler olması gerektiğini anlattı.