Aslı Bayram Yılmaz Giriş Tarihi: 2025-12-11 08:53 Güncelleme Tarihi: 2025-12-11 08:55

Başka hiçbir yere benzemiyor? Kızıldeniz’in altındaki gizli dünya

Dünyanın en özgün deniz yaşam alanlarından biri olarak tanımlanan Kızıldeniz, iki iklim kuşağının kesiştiği noktada bulunması sayesinde olağanüstü bir biyolojik çeşitliliğe sahip.

Afrika kıyılarından Arap Yarımadası’na uzanan geniş bir bölgede konumlanan bu deniz, hem sert hem de yumuşak mercan türlerinin bir arada bulunduğu nadir ekosistemlerden biri olarak dikkat çekiyor.

Mercan resiflerinin oluşturduğu yapı yalnızca su altı manzaralarını değil, aynı zamanda yüzlerce canlı türünün yaşam döngüsünü belirleyen karmaşık bir dengeyi de içeriyor. Bu benzersiz sistemin neden bu kadar özel olduğunu anlamak için, resiflerin derinliklerinde şekillenen ilişkileri ve canlı topluluklarını daha yakından görmek gerekiyor.

Kızıldeniz’de yoğun olarak görülen sert mercan türleri; özellikle Acropora, Porites ve Pocillopora gibi yapılar, ekosistemin temel iskeletini oluşturuyor.

Bu koloniler, hem yüzlerce küçük omurgasız canlıya hem de çeşitli sünger türlerine barınak sağlıyor. Yumuşak mercan türlerinin de aynı alanlarda bulunması, bölgedeki çeşitliliği daha da artırarak su altı yaşamını benzersiz bir görünüme kavuşturuyor.

Mercan polipleriyle simbiyotik bir birliktelik kuran mikroalgler, resif yaşamının en kritik bileşenlerinden biri olarak öne çıkıyor.

Bu mikroalgler, hem mercanların devamlılığını sağlıyor hem de besin zincirinin temel basamağını oluşturarak resiflerin ayakta kalmasına katkıda bulunuyor. Bu ortaklık, Kızıldeniz’in sıcak ve zorlu koşullarında bile mercan yapılarının varlığını sürdürebilmesinin ana nedenlerinden biri kabul ediliyor.

Mercanların oluşturduğu karmaşık yapılar, papaz balıkları, kelebek balıkları, çütreler, mürenler ve deniz kaplumbağalarının da aralarında bulunduğu geniş bir canlı topluluğuna ev sahipliği yapıyor. Bu çeşitlilik, resiflerin yalnızca mercanlardan ibaret olmadığını; aksine su altı yaşamının tüm halkalarını birbirine bağlayan dev bir ekolojik ağ oluşturduğunu gösteriyor. Omurgasız türlerin yoğunluğu ise resiflerin zenginliğini daha da belirgin hale getiriyor.