Fransız asıllı Kanada vatandaşı olan Linda Cavit, hidayete ererek Müslüman oldu. İslam ile şereflendikten sonra Zeynep ismini alan Cavit, Peygamber Efendimizin “En iyi insan, insanlığa yararı dokunandır” sözünden hareketle yola çıkarak, Kanada’dan Pakista
HÜSEYİN KULAOĞLU / İSLAMABAD
Fransız asıllı Kanada vatandaşı olan Linda Cavit, hidayete ererek, Müslüman oldu. Müslüman olduktan sonra Zeynep ismini alan Cavit, peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa’nın (s.a.s.), “En iyi insan, insanlığa yararı dokunandır” sözünden hareketle yola çıkarak, Kanada’dan Pakistan’a geldi ve burada uzun yıllardır Müslümanlara yardım ediyor. Pakistan’da Irak savaşındaki Müslümanlara da yardım ettiğini ifade eden Cavit, burada İHH ile yollarının kesiştiğini ve hayır faaliyetlerini devam ettirdiğini söyledi.
“RAMAZAN AYINDA MÜSLÜMAN OLDUM”
Kanada’da Hıristiyan bir ailede dünyaya geldiğini ifade eden Zeynep Cavit, anne ve babasını 21 yaşındayken, elim bir trafik kazasında kaybettiğini söyledi. Trafik kazasının ardından kendisini boşlukta bulduğunu kaydeden Cavit, psikolojik ve duygusal olarak çok zor zamanlar geçirdiğini belirtti. Bu süreç içerisinde aynı apartmanda yaşayan bir komşusu tarafından kendisine Fransızca Kur’an meali hediye edildiğini ifade eden Cavit; “Kur’an’ı okurken, çok duygulandım ve ağlamaya başladım. Bundan sonra bir camiye gittim ve kendimi İslam’ı öğrenmeye verdim. Çeşitli duaları ve namaz kılmayı burada öğrendim. Ramazan ayı geldiğinde de oruç tutmak istedim ama bu konuda bilgim yoktu. Bir komşum o sırada bana ziyarete geldiğinde orucun ne olduğunu ve nasıl tutacağımı öğretti. Ramazan ayında da Kelime-i Şehadet getirerek, Müslüman oldum” dedi. Müslüman olduktan sonra Linda olan ismini Zeynep olarak değiştirdiğini kaydeden Cavit, daha sonra Yahudilikten Müslümanlığa dönmüş olan şimdiki eşi ile tanıştığını ve evlendiğini söyledi.
“GÜLŞEN’İN DURUMUNU
HİÇ UNUTAMIYORUM”
Hindistan askerlerinin Keşmir’de yaptığı katliamlardan haberdar olduktan sonra eşi ile birlikte Keşmir ve Amerika Dostluk Organizasyonu’yla beraber Pakistan’a gelip, rapor çalışmalarına katıldığını belirtti. Cavit sözlerinin devamında şunları söyledi: “Bu arada Gülşen diye bir kızı tanıdım. Hindistan askerleri, Gülşen’in evine girmişler ve annesine tecavüz ediyorlarmış. Bu sırada annesi çığlık attığı için Gülşen’de bağırıyormuş. Bunun üzerine Hindistan askerleri Gülşen’in üzerine yağ dökerek, yakmışlar. Bu olayı hayatım boyunca unutamıyorum.”
“PAKİSTAN’DAN AYRILAMADIK”
Pakistan’daki insanlara yardım etmek için insani yardım çalışmaları yaptıklarını kaydeden Cavit, bu konuda hazırladıkları raporları Birleşmiş Milletler’in bilgi sahibi olması için, kamuoyuna çeşitli şekillerde duyurduklarını söyledi. Zeynep Cavit, daha sonra eşi ile birlikte Pakistan’dan ayrılmadıklarını ve burada insanlara yıllardır yardım ettiklerini ifade etti. Irak savaşı sırasında Pakistan’dan orada Müslümanlara yardım etmek amacıyla İHH’daki görevlilerle tanıştığını kaydeden Cavit, ilerleyen günlerde bu ilişkileri geliştirerek, sürekli olarak çalışmaya başladıklarını söyledi. Haripur’daki yetim okulunda da iki yıl müdürlük yaptığını belirten Cavit, bu sıralar ise çocuklarla ilgili projeleri olduğunu vurguladı.
“PEYGAMBERİMİZİN SÖZÜNÜ TAKİP ETTİM”
Kur’an’daki bütün ayetler mükemmel ve özel olduğunu ifade eden Cavit, peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa’nın (s.a.s.), “En iyi insan, insanlığa yararı dokunandır” sözünden hareketle yola çıktığını ve insanlara yardım ettiğini söyledi. İslam’ın şu anda dünyanın farklı ülkelerine yayıldığını söyleyen Zeynep Cavit, Müslümanlarda ise genel olarak bir zayıflık olduğuna dikkat çekerek, Müslümanların bu zayıflığın üstesinden gelmesi gerektiğini belirtti. Arap ülkelerinde yaşanan ayaklanmalara da değinen Cavit, insanların başlarındaki seküler hükümetleri devirmeye çalıştığını kaydetti.