Bölgenin tarihine bakacak olursak bu yerleşim yeri adını Trakyalı bir devden alıyor. Poseidon'a dev kayalar fırlatmayı hobi edinmiş olan bu dev, kayayı denize düşürünce Athos Dağı'nın oluştuğu söyleniyor. Diğer bir söylentiye göre ise, tam tersi olarak Poseidon Athos'a dev bir kaya fırlatıyor. Athos'un altında kaldığı bu dev kaya Athos Dağı oluyor. Adanın kutsal olmasının sebebi ise, söylencelerde Meryem Ana'nın kötü bir deniz yolculuğundan sonra bu güzel bölgede karaya çıkması ve bölgeyi çok beğendiği için Tanrı'nın burayı ona hediye etmesiyle yarımadanın "Bakire Meryem'in Bahçesi" olarak anılmayı başlaması. Bölgenin kutsal durumu ve savaşlardan hasar almaması, tarihi ve muhteşem sanat eserlerinin ve ikonların çokça bulunmasını sağlamış. 1988 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesine alınan Athos Dağı, Ortodoksların en kutsal bölgesi olma özelliğinin yanı sıra mistik havasıyla da insanları etkilemeye devam ediyor. Kaynak: Haber Global