• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
14
Yeniakit Publisher
ABD'nin en büyük düşmanını açıkladı! Ne Çin ne de Rusya!

Haber Merkezi Giriş Tarihi:
ABD'nin en büyük düşmanını açıkladı! Ne Çin ne de Rusya!

ABD (Amerika) hakkında çarpıcı bir analiz yapıldı. Bu analize göre ABD'nin en büyük düşmanı ne Çin ne de Rusya, İşte ABD'nin en büyük düşmanı.

#1
Foto - ABD'nin en büyük düşmanını açıkladı! Ne Çin ne de Rusya!

Dış politika uzmanı Profesör Andrew Latham'ın analizine göre, Washington son yıllarda yeniden klasik tehdit algılarına yönelmiş durumda. Çin donanmasını büyütüyor, Rusya nükleer kapasitesini modernize ediyor, İran bölgesel gerilimleri körüklüyor.

#2
Foto - ABD'nin en büyük düşmanını açıkladı! Ne Çin ne de Rusya!

Tehdit haritaları oklarla doluyor, bilgilendirme slaytları kendiliğinden yazılıyor. Ancak bu manzaranın ortasında, Amerikan küresel gücünü yabancı bayrak taşımayan, çok daha derin ve sessiz bir unsur tehdit ediyor.

#3
Foto - ABD'nin en büyük düşmanını açıkladı! Ne Çin ne de Rusya!

Amerika Birleşik Devletleri’nin kamu tarafından tutulan federal borcunun GSYİH’nin yaklaşık yüzde 100’üne ulaşması, toplam federal borcun 38 trilyon doları aşması, ülkeyi bir anda çökertmeyecek. Fakat mesele artık salt ekonomik bir zorluk değil; ABD’nin küresel stratejisini kısıtlayan yapısal bir gerçekliğe dönüşmüş durumda.

#4
Foto - ABD'nin en büyük düşmanını açıkladı! Ne Çin ne de Rusya!

Borç, ABD için somut bir çöküş değil, stratejik alanın daralması anlamına geliyor. Çin ve Rusya gibi rakiplerle uzun soluklu rekabetin sürdürülmesini neredeyse görünmez şekilde zorlaştırıyor.

#5
Foto - ABD'nin en büyük düşmanını açıkladı! Ne Çin ne de Rusya!

Soğuk Savaş sonrası dönemde Amerika’nın mali disiplin anlayışı aşındı. Washington, savaşları krediyle finanse etti, krizleri olağanüstü bütçelerle karşıladı, mali reformları ise siyasi maliyet nedeniyle erteledi. Böylece borç, geçici bir eğilim değil, sistemik bir bağımlılık haline geldi.

#6
Foto - ABD'nin en büyük düşmanını açıkladı! Ne Çin ne de Rusya!

ABD’nin dolar basma gücü, derin sermaye piyasaları ve küresel rezerv para statüsü sayesinde bir çöküş riski yakın görünmüyor. Ancak strateji biliminde asıl belirleyici olan dramatik krizler değil, sürtünme ve kaynakların nereye akacağıdır.

#7
Foto - ABD'nin en büyük düşmanını açıkladı! Ne Çin ne de Rusya!

Bugün ABD’nin yıllık faiz ödemesi yaklaşık 1 trilyon dolar. Bu tutar, savunma bütçesiyle neredeyse aynı seviyede. Her faiz ödemesi, gelecekte ABD gücünü destekleyebilecek bir gemiden, bir uydudan, bir füze stokundan veya sanayi kapasitesinden eksiltilmiş bir kaynağa dönüşüyor.

#8
Foto - ABD'nin en büyük düşmanını açıkladı! Ne Çin ne de Rusya!

Bu durum özellikle önemli çünkü Çin’i çevrelemek, Rusya’yı dengelemek, Asya-Pasifik’te caydırıcılığı sürdürmek kısa vadeli değil, nesiller boyunca devam edecek bir rekabet gerektiriyor. Borç ise böyle uzun vadeli stratejilerin temelini oluşturan sabrı, öngörülebilirliği ve mali dayanıklılığı sistematik şekilde aşındırıyor.

#9
Foto - ABD'nin en büyük düşmanını açıkladı! Ne Çin ne de Rusya!

Borç artışı, ABD savunma kapasitesinde ani bir çöküş yaratmıyor; fakat yavaş ilerleyen bir kapasite erozyonuna yol açıyor. Modern ordular, yalnızca kurulması değil, sürdürülmesi de son derece pahalı yapılar. Uydular, insansız sistemler, hassas mühimmat, eğitim ve lojistik ağları sürekli yatırım gerektiriyor.

#10
Foto - ABD'nin en büyük düşmanını açıkladı! Ne Çin ne de Rusya!

Borç, şu sonuçlara yol açıyor: Büyük projelerin ertelenmesi, Tedarik programlarının uzaması, Hazırlık seviyelerinin düşmesi, “Sembolik” taahhütlerin, gerçek kapasitenin yerine geçmesi, Modernizasyonun yavaşlaması. Ortaya çıkan ordu, kâğıt üzerinde güçlü, fakat esnekliği ve yenileme kapasitesi zayıflamış bir yapıya dönüşüyor. Çin ve Rusya bunu görüyor. ABD’nin kendisini mali açıdan felç etmesine izin vermeleri onların avantajına. Böyle bir tabloda rakiplerin ABD ordusunu doğrudan yenmesine gerek kalmıyor; Washington'ın kendi kendisini sınırlaması yeterli.

#11
Foto - ABD'nin en büyük düşmanını açıkladı! Ne Çin ne de Rusya!

Yüksek borç, Amerikan iç siyasetinde kutuplaşmayı artırıyor. Dış politika adımları, stratejik bir araç olmaktan çıkıp iç politik kavgaların konusu haline geliyor. Her askerî konuşlanma, her ittifak taahhüdü artık bir güvenlik hamlesi olmaktan çok bir bütçe tartışması gibi sunuluyor. Bu durum bir çifte paradoks yaratıyor: Borç, ABD’yi stratejik kısıtlamaya zorluyor. Gereksiz angajmanlardan kaçınmak, temel çıkarları önceliklendirmek gerekli hale geliyor. Ancak borç kaynaklı siyasi işlev bozukluğu, bu kısıtlamayı uygulamayı zorlaştırıyor. Washington stratejik disiplin yerine aşırı genişleme ile ani geri çekilme arasında salınıyor. Bu ortam, Moskova ve Pekin’e geniş manevra alanı sağlıyor. Rusya Batı'nın siyasi ve mali işlev bozukluğunun ittifakları zayıflatacağını; Çin ise ABD’nin koordinasyon ve süreklilik eksikliği nedeniyle Hint-Pasifik stratejisinde tutarlılık sağlayamayacağını varsayıyor.

#12
Foto - ABD'nin en büyük düşmanını açıkladı! Ne Çin ne de Rusya!

Amerika’nın Çin ile rekabetinde belirleyici olan yalnızca platformlar değil, üretim kapasitesidir. Sanayi tabanı, uzun süreli bir gerilimde ABD’nin gerçek gücünü belirleyecek olan unsurdur. Ancak yüksek borç nedeniyle: Fabrika hatları yavaşlıyor, İş gücü yaşlanıyor, Kritik tedarik zincirleri kırılganlaşıyor, üretim planlaması uzun vadeli değil kısa vadeli bütçe çözümlerine göre yapılıyor. Ortaya çıkan sistem barış zamanı verimliliğine, değil savaş zamanı dayanıklılığına göre şekilleniyor. Çin’in avantajı yalnızca maliyet değildir; devlet güdümlü uzun vadeli planlama ve sürekli kapasite artırımıdır. Rusya ise düşük teknoloji düzeyine rağmen yüksek hacimli üretimin stratejik boşlukları kapatabileceğini gösterdi. ABD ise ne yapılması gerektiğini bilse bile, yüksek borç nedeniyle bunu yapmakta zorlanan bir aktöre dönüşüyor.

#13
Foto - ABD'nin en büyük düşmanını açıkladı! Ne Çin ne de Rusya!

Borç, ABD’yi bir gecede krize sokmayacak. Fakat zaman ufkunu kısaltıyor, stratejik özgürlüğü daraltıyor ve rakiplerin sabrını ödüllendiriyor. Çin’in hemen kazanmasına gerek yok. Rusya’nın küresel bir hegemonya kurmasına da gerek yok. Yalnızca ABD’nin “şekillendiren güç” olmaktan çıkıp “reaksiyon veren güç” haline gelmesi işlerini kolaylaştırıyor. Borç Amerikan gücünü yok etmiyor; fakat onu daha seçici, daha disiplinli, daha sürdürülebilir bir stratejiye zorluyor. Kontrol, yayılmacılık veya aşırı angajman değil; denge, önceliklendirme ve stratejik odaklanma yeni gereklilikler haline geliyor. En önemli ironi ise şu: ABD’yi sınırlayan borç, doğru şekilde yönetilirse ABD gücünü yeniden tanımlayarak kurtarabilir. Çünkü büyük güçlerin çöküşünü genellikle dış düşmanlar değil, kendi içlerinde biriken stratejik tükenmişlik hazırlar. Bugün ABD’nin asıl yanıtlaması gereken soru, Çin’den daha çok harcama yapıp yapamayacağı ya da Rusya'yı caydırıp caydıramayacağı değil: Kendi yönetimini sürdürülebilir kılacak siyasi iradeye sahip olup olmadığıdır. Haber Kaynağı: National Security Journal

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23