• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Yavuz Bahadıroğlu
Yavuz Bahadıroğlu
TÜM YAZILARI

Biz Sırpları katliamdan koruduk, onlar Boşnakları katletti

27 Mart 2017
A


Yavuz Bahadıroğlu İletişim: [email protected]

Vaktiyle biz Sırpları Macarların soykırımından korumuştuk, onlar Srebrenitsada Hollanda askerlerinin nezaretinde Boşnakları katlettiler. 

Tevekkeli dememişler: “Herkes kendi tıynetinin gereğini yapar”…

Şimdi biraz geriye gidelim…

Yıl 1455…

Osmanlı tahtında Fatih Sultan Mehmed oturuyor…

Tarihlerimize “Vilkoğlu” olarak geçen Sırp Kralı Georges Brankovitc, bir yandan Sultan II. Mehmed’e hulüs çekerken, öte yandan ikiyüzlü bir politika izliyor: El altından Ulah ve Macarlarla işbirliğine girişiyor. 

“O, saltanatının neye bağlı olduğunu iyice anladığından Padişah’ın babasına (Sultan İkinci Murad) ve Fâtih Sultan Mehmed’e daima itaat edip vergisini de zamanında öderdi…

Fakat bir müddet sonra gizli bazı fikirler beslediği, durumundan anlaşılmıştı. Zira vergisini zamanında vermediği gibi, Padişah’la yaptığı anlaşmaya riayet etmeyip Macar ve Ulah’larla Osmanlılar aleyhine olacak sekilde münasebetlerde bulunmaya başladı.” (Fâtih Sultan Mehmed’in hayatına ve seferlerine dair eseriyle tanınan Bizanslı tarihçi Mikhael Kritovulos).

Oyunları ortaya çıkan Sırp Kıralı, bir süre sonra işi aleniyete döküp Osmanlı topraklarına saldırıyor: “Hatta Üsküp yolu mesdud olup âyende ve revende (gelip gidenler, yolcular) meci’ ve zehabtan munkati’ oldu.” (Hoca Sa’duddin).

Bunun üzerine Padişah akıncılarını Sırbistan üzerine gönderiyor. Bir taraftan da Sırp Kralı’na haber yollayarak, Sırp topraklarını Lazar’ın oğlu Stephan’a (dolayısıyla Osmanlı’ya) terk etmesini istiyor. 

Georges Brankovitc, kendi kuvvetleriyle Osmanlılara karşı koyamayacağını bildiğinden, 1454 yılı sonlarına doğru Kutsal Roma İmparatoru Friedrich’e bir mektup yazarak, Osmanlıları durdurmanın ancak büyük bir Haçlı Ordusu ile mümkün olacağını anlatıyor. İkna olan İmparator, Hunyad’a yardımcı bir kuvvetin verilmesini kararlaştırıyor.

Fatih 1454-1455 kışını Edirne’de geçiriyor. Savaş hazırlıklarına nezaret ediyor.  1455 baharında Edirne’den hareket ederek Sırbistan üzerine yürüyor. Sırbistan’ı baştanbaşa geçip dedesi Sultan I. Murad’ın kalleşçe şehid edildiği Kosova’ya giriyor. 

Farklı inançtan Hıristiyanlar rahat bir nefes alıyorlar.

***

Aradan yıllar geçiyor. Bosna Kralı Stjepan Tomas, Papa’nın telkinleriyle Katolikliği seçiyor…

Yine Papa’nın tavsiyesiyle farklı inanç sahiplerine zulme başlıyor. 

Bu uygulamadan Fransiskan rahipleri de nasiplerini alıyorlar: “Hıristiyanlıktan sapmış” oldukları gerekçesiyle üzerlerine gidiliyor. Ayinlerini-ibadetlerini yapamaz hale geliyorlar.

Bunun üzerine Fransiskan Manastırı Başrahibi Fra Anceo Zvidloviç, Fatih Sultan Mehmed’den yardım istiyor. 

İşte bu talep üzerine Fatih, meşhur fermanı yayınlıyor (Yarınki yazımızda detay verelim inşallah)…

Ve çevresine de şöyle diyor…

“İnşallah Sırbistan’a hâkim olduğumuzda, camiler yaptıracağız, ancak kiliselere dokunmayacağız.” (İ. Hami Danişmend, Tarihi Hakikatler, c. 1, s.501-502, İstanbul 1979, Tercüman Yayınları).

Yarın, Fatih’in, Bosnalı papazlara verdiği “Amanname”ye bakalım...

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23