Türkiye'nin hava harp yetenek inşa stratejisi, F-35 ve eski adıyla Milli Muharip Uçak olan KAAN'ın aynı anda envanterde yer almasına dayanıyor. Dolayısıyla KAAN, F-35 projesi için bir ikame değil. Öte yandan, Türkiye'nin S-400 alımı sonrası F-35 projesinden çıkarılmasıyla birlikte KAAN'ın dizayn felsefesinde bazı değişikliklere gidildiği ve Türk milli savaş uçağının bir hava üstünlüğü platformundan çok yönlü, askeri havacılık terimiyle multirole bir profile evrildiği söylenebilir. Elbette bu husus, ayrı bir yazının konusu. Ancak bir gerçek var ki Türk Hava Kuvvetleri, 2020'li yıllarda 5'inci nesil hava harekat kabiliyetine henüz geçemedi. Zira, F-35'leri takvim dahilinde envanterine katamadı. Tipik bir 4'üncü nesil savaş uçağı olan F-16 ise ciddi bir modernizasyona tabi tutulmadığı ve Viper düzeyine erişmediği sürece, Türk Hava Kuvvetlerinin ihtiyaçlarını karşılama hususunda yetersiz kalacaktı.