İzmir Askeri Casusluk davası sanıkları hakim karşısına çıktı. CHP, fuhuş ve casusluk davası sanıklarına destek verdi. Avukatlar terör estirmek istedi. İP’çiler yine sahne aldı.
MURAT ALAN / İZMİR
TMK 10 ile yetkili İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesinin baktığı Askeri Casusluk ve Şantaj davasının ilk duruşması dün İzmir Adliyesinin Sosyal Tesisinden dönüştürülen mahkeme salonunda görüldü. Sanık avukatları davanın askeri mahkemeye gönderilmesini talep etti. Darbe sanıklarına verdiği destekle tepki toplayan CHP, fuhuş ve casusluk davası sanıklarını da ilk duruşmalarında yalnız bırakmadı. Aralarında Birgül Ayman Güler ve İlhan Cihaner’in de bulunduğu CHP’li 8 vekil duruşma salonuna gelerek yargılamayı izledi. Mahkemede yine avukat terörü yaşandı. İsimleri listede bulunmayan İzmir Barosu Başkanı Sema Pektaş ve bir grup avukatın duruşma salonuna girmesine müsade edilmeyince arbede çıktı. İP’çiler de dışarda sloganlar atıp ortalığı bulandırmaya çalıştı.
VEKALETSİZ AVUKATLAR GERGİNLİK ÇIKARDI
Terörle Mücadele Kanunu’nun 10. Maddesi ile Görevli İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 49’u muvazzaf asker olan 79’u tutuklu toplam 357 sanığın yargılandığı duruşma öncesinde mahkeme salonu içerisinde gerginlik yaşandı. Sanıklarla görüşmek isteyen avukatlar jandarma yetkilileri tarafından uyarıldı. Bunun üzerine avukatlar; ‘Görüşme yasağını kim koydu’ sözleri ile duruma tepkilerini dile getirdi. Sanıklar da yaşanan durumu alkışlarla protesto etti. Saatler 09.46’yı gösterdiğinde vekaleti olmayan avukatların duruşma salonuna girmek istemesi üzerine güvenlik görevlileri ile aralarında arbede çıktı. İsimleri listede bulunmayan İzmir Barosu Başkanı Avukat Sema Pekdaş ve yönetim kurulu üyeleri de davanın görüldüğü salona alınmadı. Bunun üzerine salonda bulunan avukatlar da ‘dışarıda meslektaşlarımıza çevik kuvvet ekibi müdahale ediyor. Biz de çıkalım’ dedi. Tansiyonun yükseldiği salonda avukatlar birbirleri ile yaşadıkları karşılıklı sözlü atışmalarda; “Bu Türkiye’nin davası” sözleri ile gerginliği devam ettirdiler.
BAŞKANDAN FIRÇA: MAHKEME
YENİ BİNA MI YAPSIN
Mahkeme Başkanı Atilla Rahman gerginliğin devam etmesi üzerine sanık avukatlarını son kez ikaz ettiğini söyledi. “Öncelikle tutuklu arkadaşların yargılamaları yapılsın. Daha sonra diğer avukat arkadaşları ayakta kalmayacak şekilde içeriye alacağız. 15’inci maddeye göre de sanıkların eşleri mutlak suretle duruşmaya gireceklerdir. Daha sonra diğer avukatlar da içeriye ayakta kalmayacak şekilde alınacak” diyen Rahman yargılama dışında hükümeti ya da Adalet Bakanlığı’nı protesto etmek isteyenlerin salon dışında çıkmasını istedi. Rahman, “Polemik yaratacak şeylere gerek yok. Yerler ayırılmış. Bizim imkanlarımız bu kadar. İktidarı ya da Adalet Bakanlığı’nı protesto edeceğiniz başka bir durum varsa dışarı çıkabilirsiniz. Bizim bina yapmak gibi bir durumumuz yok. Zaman çalmayalım” şeklinde konuştu.
Sanık Avukatı Rifat Apaydın ise söz konusu duruşmada mahkemenin yetkisiz olduğunu iddia ederek Terörle Mücadele Kanunu çerçevesinde değerlendirilmemesi gerektiğini ve davanın askeri mahkemede yapılması gerektiğini söyledi. Avukat Murat Ergün de askeri sanıkların askeri mahkemede yargılanmaları gerektiğini belirtti.
AYLIK GELİRİ 100 BİN LİRA
Tartışmaların bitmesi üzerine kimlik tespitine geçildi. Duruşmada ilk olarak tutuksuz yargılanan 78 sanığın kimlik tespiti yapıldı. Onların ardından tutuklu sanıkların kimlik tespiti yapıldı. İlk olarak suç örgütü elebaşı olduğu iddiasıyla tutuklu bulunan Bilgin Özkaynak, marina işletmecisi olduğunu ve 100 bin liranın üzerinde aylık geliri bulunduğunu beyan etti. Özkaynak, mahkeme başkanından özür dileyip sağlık sebebiyle duruşmada kravat takamadığını söyledi. Suç örgütü yöneticisi olmakla suçlanan, çetenin kullandığı hayat kadınlarını kordine eden Narin Korkmaz ise öğrenci ve bekar olduğunu, geliri olmadığını belirtti. Duruşmaya gelen en üst rütbeli subay ise tutuksuz sanık, Hava Kuvvetleri Dış İlişkiler Daire Başkanı Hava Pilot Tümgeneral Atilla Öztürk oldu.
İDDİANAMENİN OKUNMASINA GEÇİLDİ
Tutuklu ve tutuksuz sanıkların kimlik tespitinin ardından davanın bin 937 sayfalık iddianamesinin okunmasına geçildi. Mahkeme Başkanı Rahman, çok doğru bulmadığını ancak Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin görüşüne göre iddianamenin tamamının, salonda bulunanlara okunacağını belirtti. Rahman, salonda milletvekillerinin de bulunduğunu, arzu etmeleri halinde bu kanunu değiştirebileceklerini hatırlattı.
CHP’LİLER YİNE SALONDA
Bazı CHP milletvekilleri, kadınları kullanarak tehdit ve şantajla askeri bilgi ve belge toplayan çetenin davasını, Silivri benzeri yakın takibe aldı. Daha önce Ergenekon ve Balyoz davalarını takip eden vekiller, bu sefer de İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen, 49’u muvazzaf 79’u tutuklu 357 sanığın yargılandığı dava için İzmir Adliyesi’ne gitti. Aralarında Birgül Ayman Güler, Özgür Özel, İlhan Cihaner, Alaattin Yüksel, Hülya Güven, Erdal Aksünger, Musa Çam ve Mustafa Moroğlu’nunda bulunduğu CHP’li vekiller duruşmayı takip etti.
SİLİVRİ PROVOKASYONUNUN
MİMARI SERTEL YİNE DEVREDE
Öte yandan, medya kuruluşlarından akredite başvurusu yapan 10 basın mensubunun takip ettiği duruşmaya, Ergenekon davasının görüldüğü Silivri’deki mahkeme salonunda yaşanan provokasyonun mimarlarından İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Atilla Sertel de katılmak istedi. Akredite olmadığı için duruşma salonuna alınmayan Sertel polis ve adliye görevlileri ile uzun süre tartıştı. Sertel duruşmaya sadece 10 basın kuruluşunun alındığını, çok sayıda televizyon ve gazetenin temsilcilerinin ise duruşma salonuna alınmadığını söyledi.
İP’ÇİLER DE YİNE EYLEMDEYDİ
Sabah erken saatlerden itibaren çoğunluğu İşçi Partili bir grup adliye çevresinde toplanmaya başladı. Polis protestocuları adliyeye yaklaştırmadı. 1500 polis bir gün önceden adliye çevresinde güvenlik önlemi alırken, bariyerler, tel örgüler yerleştirildi. Slogan atan grup Türk bayrakları ve İşçi Partisi bayraklarıyla adliye önünde toplanıp sloganlar atarak davayı protesto etti. İzmir Enmiyet Müdürü Ali Bilkay da güvenlik önlemlerini yerinde izledi.
ASKERİ MAHKEME VE
YETKİSİZLİK TALEPLERİNE RED
Dava savcılar, sanık avukatlarının yetkisizlik ve davanın askeri mahkeme gönderilmesi taleplerinin reddini istedi. Mahkeme heyeti, sanıklarla ilgili iddiaların, askeri ceza yasasında tanımlanmayan bir suç olması, genel mahkemelere atfedilen suçlardan olmasından dolayı taleplerin reddine oy birliğiyle karar verdi. Mahkemenin, sanıkları yargılamaya yetkili olduğu salondakilere açıklandı. Ayrıca, sanıklardan Deniz Binbaşı İsmail Murat Çoban’ın yurt dışına çıkış yasağının kaldırılması isteğinin reddine, öğrenci Duygu Tez’in hakkında var ise yurt dışına çıkış yasağının kaldırılmasına karar verildi.
