Atasoy, hafif vakalarda ilaç tedavisine gerek duyulmadığını ancak yoğun fizyolojik tepkiler, öfke kontrol sorunları, uyku ve beslenme bozuklukları görülen durumlarda ilaç tedavisinin de etkili olabildiğini dile getirdi. Mizofoninin bireylerin eğitim hayatını da etkilediğinden bahseden Atasoy, "Mizofoni olanlar o sese aşırı tepkisel ve duyarlı oldukları için o sesin olduğu ortamlarda dikkat dağınıklığı da oluyor. Böyle bir şikayeti varsa, 'Dinleyemiyorum, odaklanamıyorum.' diyorsa tedavi gerekebiliyor. Yani kişinin ne kadar rahatsız olduğu, bu durumla ilgili ortaya çıkan problemin düzeyi ve artık bu durum kaygı bozukluğu, depresif ve takıntılı duruma döndüyse tedavi etmek lazım." ifadelerini kullandı. Prof. Dr. Nuray Atasoy, mizofoninin kadın ve erkeklerde benzer sıklıkta görüldüğünü, rahatsızlığın yalnızca bireyi değil, yakın çevresini de olumsuz etkileyebildiğini belirterek, "Kişinin günlük yaşamını, iyilik halini bozuyorsa mutlaka yardım istemek lazım. Yoksa kaygı bozukluğu, depresyon ya da takıntılı durum kişinin sosyal ve eğitim hayatını, ilişkilerini, yaşam kalitesini bozabilir." diye konuştu.