• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Ömer Seyfettin kimdir?

Türk edebiyatının önde gelen hikaye yazarlarından biri olan Ömer Seyfettin, Türkçülük akımının kurucularındandır.

Ömer Seyfettin

Ömer Seyfettin 11 Mart 1884 tarihinde Balıkesir'in Gönen ilçesinde doğdu. Yüzbaşı Ömer Şevki Bey ve Fatma Hanım'ın ikisi küçük yaşlarda ölen dört çocuğundan biridir. Öğrenimine Gönen'de bir mahalle mektebinde başladı. Babasının tayini nedeniyle önce İnebolu ve Ayancık'a ardından İstanbul'a geldi.

Ömer Seyfettin, burada Mekteb-i Osmani'ye başladı. Daha sonra Askeri Baytar Rüştiyesi'nin subay çocukları için açılmış özel sınıfına kaydedildi. Bu okulu 1896'da tamamlayarak Kuleli Askeri İdadisi'ne yazıldı. Ardından

Edirne Askeri İdadi'sine nakil olarak eğitimine arkadaşı Enis Avni ile birlikte burada devam etti. Bu dönemde ilk edebi çalışmaları olan şiirlerini öğrenciliği sırasında yazdı.

1900 yılında idadiyi bitirerek İstanbul'a döndü ve Mekteb-i Harbiye-i Şahane'ye başladı. İstanbul’da Mecmua-i Edebiye dergisinde şiirlerinin yayımlanmasıyla yayın dünyasına girdi. 1903'de Makedonya'da çıkan karışıklık üzerine "Sınıf-ı müstacele" denilen bir hakla okulundan imtihansız mezun oldu.

İzmir yılları

Ömer Seyfettin, mezuniyetinin ardından piyade asteğmeni rütbesiyle, merkezi Selanik'te bulunan Üçüncü Ordu'nun İzmir Redif Tümeni'ne bağlı Kuşadası Redif Taburu'na tayin edildi. 1906 yılında İzmir Jandarma Okulu'na öğretmen olarak atandı. Bu dönemde bazı önemli kişilerle tanışma fırsatı buldu.

Genç Kalemler dergisi

Ömer Seyfettin 1909 yılında Selanik Üçüncü Ordu'da vazifelendirildi. Manastır, Pirlepe, Köprülü, Cuma-yı Bala kasaba ve köylerinde görev aldı. Razlık kasabasının Yakorit köyünde bölük komutanlığı yaptı.

Bu dönemde Balkan çetelerinin Türk düşmanlığını dile getirdiği ‘’Bomba’’, ‘’Beyaz Lale’’, ‘’Tuhaf Bir Zulüm’’ adlı hikayeleri bu görevleri sırasında edindiği izlenimler sonucu yazdı. Yazıları İstanbul’da ve Selanik’te çıkan çeşitli dergilerde takma isimlerle yayımlandı. Ali Canip’e yazdığı meşhur mektubu da bu sırada Yakorit’te yayımlanmıştır. Ömer Seyfettin’in dil konusunda görüşlerini özetleyen bu mektup, Yeni Lisan hareketinin başlamasına neden olmuştur.

1910 yılında Ziya Gökalp’in de tavsiyesi ile tazminatını ödeyip askerlik görevinden ayrıldı. Hayatını yazar ve öğretmen olarak sürdürmek için Selanik’e yerleşti. Burada çıkarılan Hüsün ve Şiir dergisinin ismi Akil Koyuncu'nun isteği üzerine Genç Kalemler'e çevrildikten sonra 11 Nisan 1911'de Ömer Seyfettin'in Yeni Lisan isimli ilk başyazısı imzasız olarak yayınlandı.

Esaret dönemi

Genç Kalemler yazı heyetini oluşturanlar Balkan Savaşı'nın başlaması üzerine dağılmak zorunda kaldı. Yeniden orduya çağrılan Ömer Seyfettin Yanya Kuşatması'nda esir düştü. Atina yakınlarındaki Nafliyon kasabasında geçen on aylık esareti sırasında sürekli okudu. Mehdi, Hürriyet Bayrakları gibi hikayelerini bu dönemde yazdı. Hikayeleri Türk Yurdu'nda yayımlandı.

Türk Sözü Dergisi

Ömer Seyfettin 1913'te esareti bitince İstanbul'a döndü. 23 Ocak 1913 tarihinde Enver Paşa'nın organize ettiği Bab-ı Ali Baskını'na katıldı. Daha sonra askerlikten ayrılarak yazarlık ve öğretmenlik yapmaya başladı. Türk Sözü dergisinin başyazarlığına getirilen Ömer Seyfettin burada Türkçü düşüncenin sözcülüğünü yapan yazılar yazdı.

1914 yılında Kabataş Sultanisi'nde öğretmenliğe başladı. Bu vazifesini ölümüne kadar sürdürdü. 1915 yılında İttihat ve Terakki Fırkası ileri gelenlerinden Doktor Besim Ethem Bey'in kızı Calibe Hanım'la evlendi. Bu evlilikten Fahire Güner isimli bir kız çocuğu oldu. Ömer Seyfettin 1918 yılında eşinden boşandı. Daha sonra Anadolu’da uzun seyahatlere çıkarak çeşitli eserler kaleme aldı.

Son yılları

Ömer Seyfettin ölüm tarihi olan 6 Mart 1920'ye kadar geçen zamanda birçok eser kaleme aldı. Bu dönemde 10 kitap dolduran yazar 125 de hikaye yazdı. Hikaye ve makaleleri Yeni Mecmua, Şair, Donanma, Büyük Mecmua, Yeni Dünya, Diken, Türk Kadını gibi dergilerle Vakit, Zaman ve İfham gazetelerinde yayınlandı. Bir yandan öğretmenlik görevini sürdürdü.

Ölümü

Ömer Seyfettin'in hastalığı 25 Şubat 1920'de artınca 4 Mart'ta hastaneye kaldırıldı. Ünlü yazar, 6 Mart 1920'de Haydarpaşa Hastanesi'nde hayatını kaybetti. Önceden teşhis edilememiş olmakla beraber, yapılan otopsi sonucunda hastalığının "şeker" olduğu anlaşılmıştır.

Cenazesi önce Kadıköy Kuşdili Mahmut Baba Mezarlığı'na defnedildi. Daha sonra buradan yol geçeceği veya araba garajı yapılacağı gerekçesiyle mezarı 23 Ağustos 1939'da Zincirlikuyu Mezarlığı'na nakledildi.

Ölümünden sonra

Ömer Seyfettin'in en yakın arkadaşı olan Ali Canip Yöntem, onun hayatını ve mizacını anlatan Ömer Seyfettin ve Hayatı adlı bir kitap yazdı. Bu kitap 1935 yılında yayımlandı. Kısa bir süre sonra da bütün hikâyeleri bir kitap serisi halinde basıldı.

Cesedi kadavra olarak kullanıldı

 

Ömer Seyfettin, 6 Mart 1920 tarihinde Haydarpaşa Hastanesi'nde hayatını kaybetti. Ünlü yazarı hastanede kimse tanımıyordu. Bu yüzden sahipsiz olduğu düşünülüp bedeni kadavra olarak kullanılmak istendi.

Tıp öğrencilerinin etrafında toplandığı ceset kadavra yapılmak üzere kesildi. Daha sonra gazetede yayınlanan fotoğrafı görenlerin bir kısmı Seyfettin'i tanıyıp hastaneye koştu. Fakat ünlü yazarın başı çoktan kesilmişti. Vefatından 19 yıl sonra kemikleri Asya'dan Avrupa'ya nakledildi.

 

ESERLERİ

Romanları

Ashâb-ı Kehfimiz (1918)

Efruz Bey (1919)

Yalnız Efe (1919)

Risale

Yarınki Turan Devleti

Öyküleri

Acaba Ne İdi?

Acıklı Bir Hikâye

Aleko

And

Kaşağı

Aşk Dalgası

Aşk ve Ayak Parmakları

Apandisit

At

Ayın Takdiri

Ay Sonunda

Baharın Tesiri

Bahar ve Kelebekler

Balkon

Başını Vermeyen Şehit

Bekarlık Sultanlıktır

Beyaz Lale

Beynamaz

Birdenbire

Binecek Şey

Bir Hatıra

Bir Hayır

Bir Kayışın Tesiri

Bir Temiz Havlu Uğruna

Bir Vasiyetname

Bit

Bomba

Büyücü

Cesaret

Çanakkale'den Sonra

Çakmak

Çirkinliğin Esrarı

Dama Taşları

Devletin Menfaait Uğruna

Diyet

Dünyanın Düzeni

Düşünme Zamanı

Eleğimsağma

Elma

Efruz Bey

Falaka

Ferman

Fon Sadriştayn’ın Karısı

Fon Sadriştayn’ın Oğlu

Forsa

Gizli Mâbed

Gürültü

Havyar

Hafiften Bir Seda

Horoz

Hürriyet Bayrakları

İffet

İki Mebus

İlk Cinayet

İlk Düşen Ak

İlk Namaz

İnsanlık ve Köpek

İrtica Haberi

Kaç Yerinde

Kaşağı

Kerâmet

Kıskançlık

Kızıl Elma Neresi?

Koleksiyon

Korkunç Bir Ceza

Kumrular

Kurbağa Duası

Kurumuş Ağaçlar

Külah

Kütük

Lokanta Esrarı

Makul Bir Dönüş

Mehdi

Mehmaemken

Memlekete Mektup

Mermer Tezgâh

Miras

Muayene

Muhteri

Müjde

Nakarat

Namus

Nasıl Kurtarmış?

Nadan

Nezle

Niçin Zengin Olmamış?

Nişanlılar

Nokta

Öpücüğün İlkel Bİçimi

Pamuk İpliği

Pembe İncili Kaftan

Perili Köşk

Pireler

Primo Türk Çocuğu

Ruzname

Rüşvet

Rütbe

Sivrisinek

Şefkate İman

Tarih Ezeli Bir Tekerrürdür

Tavuklar

Teke Tek

Terakki

Teselli

Topuz

Tos

Tuhaf Bir Zulüm

Tuğra

Türbe

Türkçe Reçete

Uçurumun Kenarında

Uzun Ömer

Üç Nasihat

Velinimet

Vire

Yalnız Efe

Yeni Bir Hediye

Yemin

Yuf Borusu Seni Bekliyor

Yüksek Ökçeler

Yüzakı

Zeytin Ekmek

Akşam Sefası

Yiğit Çocuk

Okul Çocuğu

Bir Çocuk Aleko

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23