• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Mehmed Süreyya kimdir?

Tarihçi ve biyografi yazarı Mehmed Süreyya kimdir?

Mehmed Süreyya

Mehmed Süreyya, 1845 yılında İstanbul'da dünyaya geldi. Çeşitli yerlerde kaymakamlık yapan, İstanbul’da komisyon üyeliklerinde ve çeşitli devlet hizmetlerinde bulunan Hüsnü Mehmed Bey’in ikinci oğludur. Osmanlı döneminin ünlü kişilerinin biyografilerinin yer aldığı “Sicill-i Osmanî” adlı esriyle tanınan Mehmed Süreyya, ilköğreniminden sonra Darül’maarif’i (lise düzeyinde ilk modern okul) tamamladı. Bu arada özel hocalardan Arapça, Farsça ve Fransızca dersleri gördü. 1863 yılında Bab-ı Ali (Hükümet Merkezi) Tercüme Odası’na girdi ve burada saniye (ikinci derece idari rütbe) rütbesine kadar yükseldi.  

Mehmed Süreyya Bey, bu arada, ilk Osmanlı özel gazetesi olan “Ceride-i Havadis”in yazı kuruluna girdi. 1876'dan itibaren bu gazetede fasiküller halinde “Nuhbetü’l-Vekâyi” adlı biyografik eserini yayımlamaya başladı. Sultan II. Abdülhamit’in takdirini kazanan bu çalışmasına karşılık padişah tarafından Meclis-i Kebir-i Maarif (Yüksek Eğitim Meclisi) üyeliğine getirildi. Bu görevinde “Ûlâ sınıf-ı sânîsi”ne terfi etti. Yakalandığı ve iki sene kadar süren bir hastalık sonucunda 11 Ocak 1909 yılında İstanbul’da hayatını kaybetti. Karacaahmet Mezarlığı’nda babasının yanında toprağa verildi.

Mehmed Süreyya Bey, devlet görevleri dışında hemen bütün çalışmasını Osmanlı döneminin ünlü kişilerinin biyografilerinin ortaya çıkarılması çalışmasına ayırmıştı. Kendisinin açıkça belirtmemesine karşın, bu çalışmasında başlıca kaynakları arşiv belgeleri, yazma ve basılı eserlerle mezar kitabeleri olmuştur. Biyografi türünde İbnülemin Mahmut Kemal tarafından “Tekmiletü’ş-Şekâik” yazarı Fındıklılı İsmet Efendi, Abdurrahman Şeref tarafından “Kaamûsü’î-a’lâm” yazarı Şemseddin Sami ile kıyaslanan Mehmed Süreyya Bey, bunlardan ilkinin takdirine, ikincisinin biraz insafsız eleştirilerine hedef olmuştu. En önemli eseri “Tezkire-i Meşâhir-i Osmaniye” adıyla da anılan “Sicill-i Osmanî”dir. 3000 sayfayı bulan bu eserin ilk üç cildi İstanbul’da 1890-93 tarihleri arasında, dördüncü cildi tarihsiz olarak yayımlanmış, tıpkıbasımı ise Avrupa’da yapılmıştır. Sadece birinci cildi Gültekin Oransoy tarafından “Osmanlı Devleti’nde Kim Kimdir?” başlığıyla 1969’da yeni harflerle, eserin tamamının sadeleştirilmiş basımı ise 1996’da İstanbul’da Tarih Vakfı ile Sebil Yayınevi tarafından ayrı ayrı yapılmıştır. Eserin, 1965-1978 seneleri arasında farklı zaman dilimleri içinde İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü’nde bitirme tezi olarak harf harf indeksi hazırlanmıştır.

Kısmen Osmanlı öncesi Türk-İslâm ve İslâm büyüklerine de yer verilen “Sicill-i Osmanî”nin asıl konusu Osmanlı döneminin ileri gelenleridir. Osmanlı Devleti’nin kuruluş tarihi olan 1299’dan 1899 yılının sonuna kadar yaşamış olan çeşitli meslek erbabının biyografilerini içeren bu ansiklopedik eser Osmanlı tarih araştırmacılarının başlıca başvuru kitaplarından biri olmuştur. Arşiv belgeleri, özel ve resmî veka-i nameler başta olmak üzere, öteki ana kaynaklara ve biyografi araştırmacıları için büyük önemi olan mezar taşı kitabelerine dayanması esere özgün bir nitelik kazandırır. Hayatları hakkındaki bilgiler sınırlı olan ikinci, üçüncü ve dördüncü derecedeki kişilerden de söz etmesi “Sicill-i Osmanî”nin önemini arttıran bir başka nedendir. Kimi yanlışlıklara, iltibas (birbirine çok benzeyen iki şeyin karışması ) ve tekrarlarla bol miktardaki basım hatalarına ve düzensizliğine karşın tek kişi tarafından büyük emeklerle hazırlanan olan bu tarih kaynağının değeri henüz aşılabilmiş değildir. Basımından sonra yazarının saptadığı yanlışlıkların düzeltilmesi, ikinci bir basımı yapılamadığından sağlanamamış, sadece dördüncü cildin sonuna on beş sayfalık bir düzeltme cetveli konulabilmiştir.

Eserde önce Osmanlı hanedanının erkek ve kadın bütün kişilerinden söz edilmiş, ardından özel adlara ve ölüm tarihlerine göre alfabetik olarak yüksek rütbeli devlet görevlileri, tarikat şeyhleri, bilginler, tarihçiler, coğrafyacılar, kurralar (Kur’an’ı usulüne göre okuyan, öğreten din adamları), hattatlar, mühendisler ve matematikçilerle diğer kişilere ait 20.000 civarında biyografi sıralanmıştır.

Sicill-i Osmanî”nin dördüncü cildinin 679’dan sonra gelen sayfalarda, kuruluştan itibaren “zadegân” denilen ünlü ailelerin alfabetik listesi, 713. sayfadan itibaren bölümler ve alt başlıklar halinde padişah damatlarının, padişah hocalarının, imâm-ı sultanîlerin ve hekimbaşıların listeleri yer alır. Daha sonra Dârüssaâde ağalarından (harem ağalarının en büyüğü), silâhdar ağalardan ve bunun devamı niteliğinde olan mâbeyn müşirlerinden, “serkurenâ” denilen yaverlerden, mabeyin (Saray) başkâtiplerinden ve büyük mirâhurlardan (hükümdar hayvanlarının bakımından sorumlu kişi) söz edilir. Ardından vüzera (vezirler), kazasker, Babıâli ve Tanzimat ileri gelenleri, şeyhülislâmların, yeniçeri ağalarının, seraskerlerin, topçubaşi ve tophane nazırlarının, kaptan-ı deryaların; Mühendis hane, Harbiye ve Bahriye mekteplerinden yetişmiş müşirlerin (mareşallerin) listeleri bulunur.

Eserde daha sonra kalemiyye (kâtipler) sınıfına geçilerek nişancıların, reisülküttâbların (bugünkü anlamda başbakanlık özel kalem müdürü) ve hariciye nazırlarının, sadâret kethüdaları (kâhyaları) ve dâhiliye nazırları ile sadâret müsteşarlarının, çavuşbaşıların ve deavî nazırları (protokol sorumlusu)’nın, başdefterdarların ve maliye nazırlarının, rüsumat (vergi) eminlerinin, Evkâf-ı Hümâyun nazırlarının, darphâne nazırlarının listeleri verilir. Son bölümde yine alt başlıklar olarak Kırım hanlarının, Mısır ve Budin (Macaristan) valilerinin, tarikat pirlerinin listeleri sıralandıktan sonra, eserin basımı sırasında ölen önemli kişilerin yine alfabetik olarak kısaca yaşamöyküleri anlatılır. Bu arada kitabın basımı sırasında devlet hizmetinde bulunan gayri Müslimlere ayrıca lakabı ve şöhretinden daha çok bilinen kişilerin listesine de yer verilir. Mehmed Süreyya eserine aldığı kişilerin önce adını, lakabını, şöhretini ya da nisbesini (soy sop adı)  anar, daha sonra resmî yaşamöyküsüne geçerek eserleri hakkında kısaca bilgi verir; ardından ölüm yılını, mezarının bulunduğu yeri belirtir, çocukları ile torunlarından söz eder.

Mehmed Süreyya’nın ömür boyu topladığı notların sadece bir bölümünü içeren bu çalışmasını daha mükemmel bir duruma getirmek ve kimi yanlışlarını düzeltmek istediği, bu amaçla “Tekmile-i Sicill-i Osmanî ve Zeylü’z-zeyl” adı altında eklediği, ancak bunları yayımlayamadığı bilinmektedir. Mehmed Zeki Pakalın tarafından “Sicill-i Osmanî Zeyli” adıyla yapılan on dokuz ciltlik ek ise yazarın hattıyla el yazma olarak Türk Tarih Kurumu Kütüphanesi’ndedir.

Mehmed Süreyya’nın ilk eseri olan ve 1831-75 yılları arasında kimi Osmanlı devlet adamlarının atama, görevden alma ve ölüm tarihlerini veren iki ciltlik “Nuhbetü’1-vekâyi”in yalnız 1853 yılının sonuna kadar gelen birinci cildi yayımlanmıştır. Anılan tarihler arasında Osmanlı teşkilât ve müesseselerindeki değişiklikleri de belirtme amacı güden eserin başlıca kaynakları “Takvim-i Vekayi” ve “Ceride-i Havadis” gibi dönemin ilk gazeteleridir. Esere tevcihatla (verilen rütbelerle) ilgili kimi hatt-ı hümayunlar (padişah emirleri) da eklenmiştir. “Nuhbetü’î-vekâyi”in basılmayan bölümünün bir kopyası Osman Ferit Sağlam’ın Türklerin Kurumu Kütüphanesi’ne verilen kitapları arasında yer almaktadır. En önemli eseri Tezkire-i Meşâhîr-i Osmâniyye adıyla da anılan Sicill-i Osmânî’dir.

Bursalı Mehmed Tahir, yazarın ailesinden naklen “Târih-i Mehmed Süreyya” adlı dokuz ciltlik bir XIX. yüzyıl tarihinden, “Mir’ât-ı Târih-i İslâm” adında dört ciltlik İslâm tarihinden; Arapça, Farsça, Osmanlı ve Çağatay Türkçeleri ile öteki Türk lehçelerini içeren “Burhânü’ş-şeref “(Lûgat-ı Hamse) adında yedi ciltten oluşan bir sözlüğü ile “Hamiyet ve yahut Merak”, “Sefihler”, “Gece Kuşu” ve “Çiftlik Âlemi” adlarında dört romanından; “Kur’an” ve İslâmiyetle ilgili birkaç eserinden de söz etmektedir. Ayrıca gerek yukarıda sözü edilen basılmamış çalışmalarının, gerekse İstanbul mezarlıklarından toplanmış çuvallar dolusu evrakın 1916 Cihangir yangınında yok olduğu da söylenmektedir.

ESERLERİ:

ARAŞTIRMA: Sicill-i Osmânî (Tezkire-i Meşâhîr-i Osmâniye, 5 cilt, 1893; yeni bas. Eski yazıdan aktaran Seyit Ali Kahraman, yay. haz. Nuri Akbayar, 1996), Târîh-i Mehmed Süreyya, Mir’ât-ı Târîh-i İslâm.

SÖZLÜK: Burhânü’ş-Şeref (Lugat-ı Hamse).

ROMAN: Hamiyet veyahud Merak, Sefihler, Gece Kuşu, Çiftlik.

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23