Taha’l Hariri Hazretleri kimdir?
Taha’l Hariri Hazretleri kimdir?
Hicrî 1220 (m. 1803) yılında Musul vilâyetine bağlı Erbil’in Harîr kasabasında dünyaya geldi. İlk öğrenimini Erbil’de yaptı. Kur’ân-ı Kerîm’i hıfzetti.
Bağdat medreselerinde ilim tahsil ederek yüksek seviyede diploma aldı. Zâhirî ilimleri ikmâl ettikten sonra Hâlid-i Bağdâdî Hazretleri’nin Erbil’deki halîfesi Hidâyetullah Efendi’nin hizmet ve himâyesine girdi. Hidâyetullah Efendi -rahmetullahi aleyh-, Muhammed Es‘ad Efendi’nin dedesidir.
Tâha’l-Harîrî -rahmetullahi aleyh- daha sonra devrin büyük şeyhi Seyyid Tâha’l- Hakkârî -rahmetullahi aleyh- ile önce rüyada, sonra da bizzat kendisini ziyaret ederek görüşmüş ve bir müddet sonra da şeyhi tarafından kendisine icâzet verilmiştir.
İyi bir eğtim görmüş, kendisine îtibâr edilen, muhterem bir şahsiyet olan Tâha’l-Harîrî -rahmetullahi aleyh-, Erbil ve Musul bölgelerinde yaklaşık kırk yıl halkı irşâd ile meşgul olmuştur. Şeyhinin yaptığı gibi o da sohbetlerinde zaman zaman İmâm-ı Rabbânî Hazretleri’nin Mektûbât’ından okuyup açıklama yapardı.
Zamanın irşad kutbu olan Tâha’l-Harîrî -rahmetullahi aleyh- hicrî 1292 (m. 1875) senesinde vefât etti. Kabri Harîr’dedir. [1]
Tâha’l-Harîrî -rahmetullahi aleyh- vefâtına yakın, kendi yerine halîfesi Muhammed Es‘ad Efendi’yi bırakmak istediğini beyân etti. Es‘ad Efendi -rahmetullahi aleyh- ise bu mühim vazifenin, üstâdının oğluna verilmesini istirhâm etti. Şeyh Tâhâ -rahmetullahi aleyh-:
“–Oğlum ben varken vardır, benden sonra o da yoktur. Siz lâyık olduğunuz için, bu emâneti ben size tevdî ediyorum!” buyurdu.
Hakîkaten Tâha’l-Harîrî Hazretleri’nin buyurduğu gibi, oğlu kendisinden altı ay sonra hayatını kaybetti. İrşad vazifesine Muhammed Es‘ad Efendi devam etti.[2]
“Keşif ehli sâlik ile keşfi kapalı sâlikin hâli, gözü gören ile gözü görmeyen iki kişinin Hicaz seferine benzer. Her ikisi de yol boyunca devamlı olarak gâyelerine yaklaşmaktadırlar. Fakat gözü görmeyenin sevâbı daha çoktur. Seyr u sülûkte de keşfi olmayan sâlik, her ne kadar görünmüyorsa da devamlı terakkî hâlinde olduğu için keşfi açık olandan daha kazançlıdır.”[3]
Muhammed Es‘ad Efendi -rahmetullahi aleyh- şöyle buyurur:
“Üstâdım Şeyh Tâha’l-Harîrî -rahmetullahi aleyh-, hayvanların Allâh’a, insanlardan daha çok ibadet ettiğini söylerdi.”[4]