• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

İbrahim Şinasi kimdir?

İlklerin adamı olarak bilinen İbrahim Şinasi, Osmanlı toplumunu derinden etkilemiştir. Dilin yalınlaşması ve edebiyatın halkın anlayabileceği şekilde yazılması amacıyla gazete çıkarmış, makale, şiir ve oyunlar yazmıştır.

İbrahim Şinasi

İbrahim Şinasi, 5 Ağustos 1826 tarihinde İstanbul'da doğdu. Topçu yüzbaşısı olan babası Mehmet Ağa‘nın 1829 yılında Osmanlı-Rus Savaşı‘nda ölmesi nedeniyle annesi, onu yakınlarının yardımlarıyla büyüttü.

Eğitimine Mahalle Sıbyan Mektebi’nde başlayan Şinasi, daha sonra Feyziye Okulu’na devam etti. Adından Tophane Müşiriyeti Mektubi Kalemi’nde katip olarak çalışmaya başladı. Bir yandan da ayan İbrahim Efendi’den Arapça ve Farsça, Reşat Bey’den ise Fransızca dersleri aldı. Gösterdiği başarı ile genç yaşta önce memurluğa daha sonra da hulefalığa yükseldi.

1849 yılında eğitimine devam etmesi için devlet tarafından Paris’e gönderildi. Burada matematik, doğabilim, tarih gibi konularla ilgilendi. Daha sonra edebiyat ve dil alanında çalışmalarına ağırlık verdi.

Bu dönemde De Sacy, Pavet de Courteille, Ernest Renan, Lamartine ve Littré gibi ünlü bilim adamlarıyla yakınlık kurdu. 1851 yılında “Société Asiatique” derneğine üye seçildi.

19. yüzyılın başlarında Osmanlı Devleti, girdiği dağılma sürecinde ülke ile ilgili sorunları batıdan aldığı yenilikler ile çözüme ulaştırabileceğine inanmıştı. Batılılaşma sürecinin adımların biri olarak Avrupa’ya öğrenci göndermek ve batılı tarzı ülkeye getirmek gibi bir yol izlemişti. Şinasi de bu Avrupa’ya gönderilen öğrencilerden biriydi.

1854 yılında Paris’ten döndükten sonra bir süre Tophane Kalemi’nde çalıştı. Ardından Meclis-i Maarif üyeliğine tayin edildi. Daha sonra Ercümen-i Daniş’te (İlimle Akademisi) atandı. Mustafa Reşit Paşa‘nın görevinden alınmasını protesto ettiği için bu görevinden alınsa da paşanın görevine geri gelmesiyle yeniden Ercümen-i Daniş’e alındı.

Gazeteciliğe geçişi 1860‘da Agah Efendi ile birlikte Tercüman-ı Ahval gazetesini çıkarmasıyla başladı. Bu dönemde ülkede sadece 11 Kasım 1831‘de yayımlanmaya başlayan Takvim-i Vakkayi ve 1849 Ağustos’unda William Churchill adında bir yabancı tarafından yayımlanmaya başlanan Ceride-i Havadis adlı iki gazete çıkarılmaktaydı.

Birincisi, devletin resmi gazetesiydi ve devletle ilgili haberlerle metinleri yayımlayan bugünkü Resmi Gazetenin ilk örneği sayılan bir organdı. Haftada bir yayımlanan bu gazete, düzensiz olarak, Osmanlı İmparatorluğunun yıkılışına kadar 4608 sayı çıkmıştı. Ceride-i Havadis ise haftalık yayın yapan taraflı bir gazeteydi.

1860‘larda azınlıklar tarafından çıkarılan 13 gazetenin bulunduğu bilinse de, o tarihte, Türklerin çıkardığı “Türkçe” bir gazete yoktu. Bir gazete çıkarmayı düşünen Şinasi, yazılı basını yurttaşların söz ve yazı ile kendi yurtlarının yararına fikir yürütmelerini sağlayan bir araç olarak görüyordu.

Şinasi, 22 Ekim 1860 tarihinde Agah Efendi ile birlikte Tercüman-ı Ahval adlı gazetesini çıkarmaya başladı. Ancak Şinasi, bu gazete 24 sayı çalıştıktan sonra ayrıldı.

27 Haziran 1862 tarihinde Tasvir-i Efkar gazetesini yayınladı. Haftada iki kez çıkan bu gazetenin sayfa düzeni değişmezdi. Haberlerle yazıların özel yerleri vardı. İlk sayısına yazdığı önsöz niteliğindeki makalesinde gazetecilik anlayışını belirtmiş, bu gazete, okurlar tarafından olumlu karşılanması üzerine Fuat Paşa, gazeteyi Abdülaziz‘e de sunmuştu.

Ancak gazetedeki yazılarında Sultan Abdülaziz’i ve devlet işlerini eleştirmesi üzerine 1863 yılında Meclis-i Maarif’teki görevine son verildi. 1860 yılında Türk Tiyatrosu’nun ilk örneklerinden kabul edilen bir töre komedisi olan ve görücü usuluyle evlenmeyi eleştiren oyunu ''Şair Evlenmesi''ni yazdı. Fransız Tiyatrosu’nu yerinde görüp batı tiyatrosunu yakından tanıyan Şinasi, “Şair Evlenmesi”nden başka tiyatro yapıtı vermemiştir.

Osmanlı Hükümeti ile aralarında anlaşmazlıklar çıkmasından dolayı Tercüman- Ahval’ı Namık Kemal’e bırakarak, 1865 yılında Fransa’ya gitti. Burada dil üzerine çalışmalarına ağırlık verdi. “Société Asiaque” üyeliğinden ayrılarak Fransa Ulusal Kitaplığı’nda araştırmalar yaptı. 1867 yılında İstanbul’a döndükten iki yıl sonra bir basımevi açtı. Kısa bir süre sonra

Şinasi 13 Eylül 1871 tarihinde beyin tümörü nedeniyle 45 yaşında İstanbul'da vefat etti.

Sanat anlayışı

Halkın aydınlanma sürecinde önemli adımlar atan Şinasi, dilin yalınlaşması ve edebiyatın halkın anlayabileceği şekilde yazılması amacıyla gazete çıkarmış, makale, şiir ve oyunlar yazmıştır. Düz yazılarında da aynı dili kullanmaya önem vermiş, Osmanlıca yazılarda süslemelerden öte doğru ve güzel yazmaya öncelik vermiştir. Başlattığı bu akım daha sonra Tasvir-i Efkar gazetesiyle devam etti. Osmanlı edebiyat dünyasını etkileyerek batı edebiyatının tanınmasında ve Fransız şiirlerinin çevrilmesini sağlayarak dilin gelişmesini sağladı.

Sadece edebiyat alanında kalmayan Şinasi, imparatorluğun iktisadi ve toplumsal yapısındaki gelişmeleri de göz önüne alarak halkın devlet idaresinde söz sahibi olması gerekliliğini savunmuştur. Bunu dile getirdiği çeşitli edebiyat ve tiyatro eserleri yüzünden çoğu zaman Osmanlı hükümeti ile karşı karşıya gelmiştir. Fransa’da kaldığı süre içerisinde ''Ulus'', ''Yasal Haklar'' ve ''Özgürlük'' gibi konular hakkında bilgi edinmiş ve bu kavramların Osmanlı Devleti’ne getirilmesi için çalışmalarda bulunmuştur. Şinasi’nin verdiği edebiyat eserleri, Osmanlı toplumu için örnek olması açısından önemlidir.

Eserleri

Tercüme-i Manzûme (1859)

Şair Evlenmesi (1860)

Müntehabât-ı Eş‘âr (Dîvân-ı Şinâsî). (1862)

Müntehabât-ı Tasvîr-i Efkâr (1885-1886)

Fatîn Tezkiresi

Sarf ü Nahv-i Türkî

Kāmûs-ı Osmânî

Tercüman-ı Ahval(ilk ozel gazete).

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23