• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Davud-i Antaki kimdir?

Mekke-i mükerremede vefat eden Davud-i Antaki, tabib ve eczacıların üstadı oldu. Şöhreti dört bir yana yayıldı. On altıncı yüzyılda İslam aleminde onun derecesine ulaşan bir tabib ve eczacı görülmedi.

Davud-i Antaki

Davud-i Antaki, on altıncı yüzyılda yetişmiş Ünlü tıb alimi. İsmi, Davud bin Ömer el-Antaki’dir. Aslen Antakyalıdır. Doğum tarihi belli değildir. 1599 (H. 1008) senesinde Mekke-i mükerremede vefat etti. 

Davud-i Antaki, ilimdeki başarılarını gerçek bir ilim atmosferinde yetişmesine borçludur. Özellikle babası onun ilim adamı olması için çok gayret sarf etti ve şefkatle üzerinde durdu. Önce Kur’an-ı kerimi ezberledi. Mantık ve matematik ilmini ve Yunancayı öğrendi. İslam ve fen ilimlerinde de çalışarak, yetişti.

Antakya’dan Kahire’ye gittiği zaman, birçok ilimde söz sahibiydi. Burada çalışmalara başlayarak, tabib ve eczacıların üstadı oldu. Şöhreti dört bir yana yayıldı. On altıncı yüzyılda İslam aleminde onun derecesine ulaşan bir tabib ve eczacı görülmedi. Kendinden önceki tıb ve eczacılık alanındaki alimlerin çalışmalarına esaslı katkılarda bulundu. 

Davud-i Antaki, tıb ilmindeki başarıları sebebiyle “Hakim, mahir, ferid (biricik alim)” gibi lakaplarla anıldı. İlmi çalışmalarında tıbbi konulara daha çok ağırlık verdi ve gerçek bir tıp otoritesi oldu. İnsanlara, hastalıkların tedavi usullerini nezaketle izah eder, sıhhati muhafaza metodlarını öğretir ve pratik esaslarını telkin ederdi. 

El-Antaki, sadece tıp ve eczacılık alanındaki çalışmalarla yetinmeyerek, kimya, astronomi, fıkıh ve diğer ilimlerde de ince bilgilerin sahibi olmak için çalıştı. O, ilimleri sınıflandırıyor, tasniflerini yapıyor, konularını ve ana meselelerini belirtiyordu. Ömrünün son zamanlarında gözleri kör oldu. 

Tıb ilmi hakkında şöyle demektedir. “Bu ilme son derece kıymet vermek ve saygı duymak, ehline karşı mütevazi olmak gerekir. Yayılması için de çalışıp gayret göstermelidir. Fakat dikkat edilecek mühim bir husus vardır; o da bu ilmi, alçak, ahlaksız, sadece kendi menfaatini düşünen rezil kimselere kaptırmamaktır. Gayretsiz, himmet ve idealsiz kimseleri bu ilimden uzak tutmalıdır. Eğer buna dikkat edilmezse, hem ahlaksızlık ve yolsuzluklara yol açılmış, hem de nice hastaların ölümüne sebeb olunmuş olur.” 

Davud-i Antaki, Tezkiresi’nde eczacılık hakkında şöyle demektedir: “Asrımızdan önce yaşamış olan İslam alimleri, eczacılık ilminde de çok derinleşmişlerdi. İlaç yapılacak çok çeşitli madde tesbit etmişler, bunların tıbbi faydalarını araştırıp bularak ilaç yapılış usullerini de belirlemişlerdi. Öyle ki, onların eserlerinin gayet muntazam, sistemli olduğunu açıkça görüyoruz. Biz sonra gelenler, işte o irfan yıldızlarından istifadeye ve o uçsuz ilim deryalarından birkaç yudum almaya çalışıyoruz.” Eczacılık sahasında otlardan, hayvanlardan ve kimyevi maddelerin her çeşidinden istifade ederek, bu alanda önemli tesbitlerde bulundu. 

Davud-i Antaki birçok eser yazdı. Eserlerinden başlıcaları şunlardır: 

1.Tezkiret-ül-Elbab vel-Camia lil-Ucub-il-Uccab: Davud-i Antaki, bu eserini bir giriş bölümü ile dört kısım ve netice bölümü şeklinde hazırladı. Giriş bölümünde ilimlerin ve mevzularının tasnifini yaptı. Birinci bölümde, tıbbın temel konularını; ikinci bölümde, eczacılık maddelerinin tesbiti ve izahı ile terkibini; üçüncü bölümde, belli başlı ilaçların hazırlanışını; dördüncü bölümde, hastalıkların tesbit ve teşhisiyle bunlara tatbik edilecek ilaçları ele aldı. Netice bölümünde de tıb ilmiyle ilgili bazı garip hadiselerle latife ve nükteler üzerinde durdu. 

2. Risale fil-Fasdi vel-Hacamat: Kan aldırmak ve hacamat yaptırma yoluyla yapılan tedavi usullerine dair bir eserdir. 

3. Nüzhet-ül-Ezhan fi Islah-il-Ebdan: Bu eser bir giriş bölümü ile yedi kısım ve bir sonuç bölümünden meydana gelmektedir. Birinci bölümde, tabii hadiseler; ikinci bölümde, insan anatomisi; üçüncü bölümde, hastalıkların oluş sebepleri; dördüncü bölümde, insanın dış yapısının özellikleri; beşinci bölümde, sağlık konusunda tavsiyeler; altıncı bölümde, hastalıkların ayrıntıları; yedinci bölümde ise, bedeni hastalıkları anlatmaktadır. 

4. En-Nüzhet-ül Mübehhece fi Teşhis-il-Ezhan ve Ta’dil-il-Emzice: Eser, iç ve dış hastalıkların teşhis ve tedavi usulleriyle ilgili olup, ayrıca bütün bedeni ve bünyeyi saran hastalıklar ve tedavileri hakkında da bilgi vermektedir. 

El-Antaki, geniş ilmine ve ömrü boyunca yılmadan yaptığı tetkiklere rağmen, Ehl-i sünnet olmayan hurufilik fırkasındandı. Buna sebep, İbn-i Sina’nın bozuk fikirlerinin etkisinde kalmasıydı. Ehl-i sünnet alimleri, kendisini itikad yönüyle red, ilim yönüyle takdir etmişlerdir. 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23