• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Avni Arbaş kimdir?

Büyük Türk ressamı Avni Arbaş kimdir?

Avni Arbaş

Arbaş, 1919 yılında İstanbul'da dünyaya geldi. Babası Kuvayi Milliye'de süvari albayıydı. Aynı zamanda sanatla da ilgilenen hatta kendisi de resim yapan babası Mehmet Nuri Bey, Arbaş'a sanat aşkını aşılayan ilk öğretmeni oldu. Cumhuriyetin kuruluşunun ardından Aydına yerleşen aile 1972 yılına kadar burada kaldı. Avni de ilk okula burada başladı. On yaşındayken babasını kaybedince annesi Rana Hanımla birlikte İstanbul'a taşındılar. Burada Galatasaray Lisesi'ne kaydoldu. Burada içindeki resim tutkusunun gelişip güçlenmesini sağlayacak bir ortam buldu. Resim öğretmeni, asker ressamlardan Mehmet Ali Beyin yönetimindeki resim atölyesinde, Cihat Burak, Selim Turan gibi geleceğin önemli Türk ressamları bir arada çalıştılar.

Daha öğrencilik senelerde İstanbul'un sanat çevrelerine giren Avni Arbaş, İbrahim Safi, Naci Kalmukoğlu gibi sanatçılarla tanışıp onların atölyelerinde çalıştı. Akademi`nin, “Cours de soir” denilen kayıtlı öğrenci olmayan yetenekli gençlere çalışma ortamı ve model sağlayan gece kurslarına gitmeye başladı ve 1937 yılında Galatasaray Lisesi'nden ayrılıp Güzel Sanatlar Akademisi'ne girmeye karar verdi. Önce Çallı atölyesinde, daha sonra da “Resmin kuralları olduğunu ondan öğrendim” diyeceği Leopold Levy`nin atölyesinde çalışmaya başladı. 1949 yılına kadar akademide kalan ressam bir çok Devlet Resim ve Heykel sergisine katıldı.

Devrin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel'in çabalarıyla düzenlenen yurt gezilerine seçildi. Dolayısıyla Siirt'e giden ressam, o senelerin yoksul Anadolu`suyla ilk kez tanıştı. (1954`te Paris`teki ilk segisinde yer alan ve Mahmut Makal`ın Bizim Köy (Bir köy öğretmeninin notları)`ünden esinlendiği resimlerinde, bu Siirt gezisinini izleri okunmaktadır.

1943 yılında, Zerrin adında, Fransızca bilen, Tatar kökenli bir genç kızla evlendi. Bu arada başta Liman Sergisi olmak üzere bir çok karma sergiye katıldı. Akademideki eğitimini tamamladıktan sonra Fransız Hükümeti'nin verdiği bursla o yılların sanat merkezi Paris'e gitti. Ancak otuz yedi yıl sürecek olan Fransaserüveninin başında acı bir olay yaşayan Avni Arbaş, küçük kızı Zerrin Arbaş'ın doğumu sırasında eşi Zerrin'i kaybetti. Biricik kızına, ölen sevgili eşinin ismini verir. Fakat kızına tek başına bakamayınca onu İstanbul'a anneanesinin yanına gönderdi.

İlk kişisel sergisini, Paris'ten gönderdiği resimleriyle, 1951 yılında İstanbul'da yeni açılan Maya Galerisi'nde açtı. İki sene sonra da Paris'te Galerie La Roue'de sergi açan Avni Arbaş'ın çalışmalarının çoğunu köy manzaraları ve köy hayatı konulu resimler oluşturuyordu.

1950`lerin başlarından beri birlikte olduğu Henriette Lapouge ile 1958`de yeniden evlendi. Sanatı ve yeteneği iyice gelişen Arbaş, Paris, Antibes ve Vallauris`te, aralarında Pablo Picasso`ların, Tristan Tzara`ların, Aragon`ların, Prevert kardeşlerin de bulunduğu bir dostlar çevresi edinmiş ve Ecole de Paris ressamları arasında yerini almıştı. 1966 yılında Henry Montherlant`ın toplu oyunlarının 3. cildini resimledi. Bu lüks baskıda, sanatçının, Fernand Mourlot Atölyesinde gerçekleştirdiği on beş özgün litho yer almaktadır.

Ne var ki devlet, onun bu olağan üstü başarısını görmezden gelerek askerlik yapmadığı gerekçesiyle Arbaş'ı vatandaşlıktan çıkarır. 1977 yılında ülkesine dönen ressam vatansız damgası yer ancak uzun uğraşlar sonunda vatandaşlık hakkını geri alabilmiştir. Oysa ki tüm yaşamını, renklerin ve çizgilerin dünyasına adamış bu Türk ressamı , dünyanın neresinde olursa olsun, oranın kokularını, renklerini, ışığını, havasını yansıtmıştır resimlerinde. Türkiye`ye döndükten sonra da, İstanbul`da Boğaz`ın ve Marmara`nın sürekli değişen ışığını, güney sahillerinin balıklarını, balıkçılarını, meyvelerini, çiçeklerini resmetmeyi devam ettirdi.

Uzun süredir kanser tedavisi gören Türk resim sanatının usta ressamı Avni Arbaş, 16 Ekim 2003 tarihinde İzmir Foça'daki evinde hayatını kaybetti. Ayrıca sinema oyuncusu Derya Arbaş'ın da dedesi olan ressam, her zaman Türk ressamı olduğunu heryerde vurgulamış, kendi kültürel değerlerini unutmadan çağdaş sanatı ülkesine, ülkesinin geleneksel sanatını da dünyaya taşımıştır.

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23