• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Amadeo Preziosi kimdir?

Amadeo Preziosi kimdir?

Amadeo Preziosi

Amadeo Preziosi, 2 Aralık 1816 tarihinde İngilizlerin Malta Kolonisinin başkenti Valletta’da dünyaya geldi. Valetta’daki Porto Salvo Kilisesi’nde Aloysius, Rosarius, Amadeus, Raymondus ve Andreas adları verilerek vaftiz edilmiştir. Babası Gio Francesco’dur. Amadeo Preziosi’nin çocukluk ve gençlik yılları Valletta’da geçmiştir. Babası, Amadeo Preziosi’nin adanın yönetiminde rol oynaması için onu Malta Üniversitesi’nde hukuk eğitimi almaya zorlar. Fakat Amadeo çocukluğundan beri ilgi duyduğu resmi, hukuk eğitimine tercih eder ve Malta’nın ünlü ressamlarından Giuseppe Hyzler’in atölyesinde çalışmaya başladı.

Preziosi, Giuseppe Hyzler’in yanında aldığı eğitimden sonra kardeşi Léandro ile beraber Paris’e gitti ve resim eğitimine Ecole des Beaux Arts’ta devam etti. Amadeo Preziosi’nin Paris’te bulunduğu yıllar, Romantik sanatın zirvede olduğu dönemdi. Oryantalist resim de aslında Romantik resmin bir dalıydı. Avrupalı Romantikler için Doğu, doğal ve saf olana karşı duydukları özlemi giderebilecekleri bir sığınak olmuş ve yüceltilmiştir.

Amadeo Preziosi, Paris’den Malta’ya dönüşünde, babasının ressam olmasına hala karşı çıktığını görünce Temmuz 1842 yılında, ön araştırma yapmak üzere gittiği Doğu Akdeniz’den Valetta’ya geri döner ve 28 Eylül 1842 tarihinde Eurotas adlı gemiyle Malta’dan ayrılarak II. Mahmut Dönemi’nde İstanbul’a gitti. Amadeo Preziosi, gemideyken tuttuğu güncede, “Şark benim için yeniden doğuş olacak ve mutlu olacağım inancındayım” demiştir. İstanbul’a vardığında bu gemi yolculuğuyla ilgili notlarını, “İşte benim tablolarım, manzaram, hepsi birer birer karşımdalar artık.” cümlesiyle bitirmiştir.

Anılarında da belirttiği gibi İstanbul’a sadece iki sene için gelmiştir, ancak babasının vefatından sonra Malta’ya dönmeyi reddetmiş, İstanbul’da kalmış, Rum kökenli bir Osmanlı kadını ile (Iphygenie Marchant) evlenmiş ve üçü kız (Mathilde, Giulia, Catherine) biri erkek (Roberto) dört çocuğu olmuştur. Ailenin kışlık evi ve aynı zamanda stüdyosu İngiliz Sarayı elçiliği yakınındaki Hamalbaşı Sokak 14 numaradaydı.

İstanbul’un gündelik yaşamını yansıtan suluboya tablolar yaptı ama tablolarının son yüzyıla kadar diğer oryantalist ressamlarınkiler ka anımsanmamıştır ve kopyalanmamıştır.

Diğer Oryantalist ressamların aksine, şehir halkını, yaşantısını, gelenek ve göreneklerini gerçekten yakından tanımış, daha da önemlisi, sevip benimsemiştir. Amadeo Preziosi’nin 1867 Paris Uluslararası Sergisi’ndeki Osmanlı Pavyonu’nda tablolarını bir Türk Ressamı sıfatıyla sergilemesi de bunun kanıtıdır. Adolphe Thalasso, L’Art Ottoman adlı kitabında 1870’lerin İstanbul’unda Türk resminin tek temsilcisinin Levanten suluboya ressamı Amadeo Preziosi olduğunu söylemektedir.

İstanbul’a geldiği ilk yıllarda önce Pera’da ve daha sonra Yeşilköy’de çalıştığı atölyesinde büyük bir üne kavuşmuş ve çok sayıda resim siparişi almıştır. Osmanlı yaşamını ve İstanbul’u sayısız portre, çeşitli din, millet ve meslekten insan tipleri, mahalle, kahve, sokak, çarşı, mezarlık ve Boğaziçi görünümleri, günlük yaşam gibi konuları çok çeşitli yönleriyle yansıttığı resimlerinde gerçekçi ve romantik bir anlayış belirgindir.

İstanbul'u konu alan en erken tarihli resimleri 1842 sonbaharına ait. Onun resimlerini, İstanbul tipleri ve manzaraları olarak ikiye ayırabiliriz. İstanbul halkının kültürel çeşitliliğini yansıtan birinci gruptaki resimlerinde modellerini günlük yaşantıları içinde resmetmeye çalıştı, tüccar, sokak satıcısı, ekmekçi, arzuhalci, asker gibi çeşitli mesleklerden Türklerin yanı sıra Arnavut, Rum, Yahudi, Ermeni gibi Osmanlı topraklarında yaşayan diğer etnik grupları da betimledi. İkinci grup resimlerinde, klasik İstanbul manzaralarını Avrupa'nın egzotik doğu anlayışına uygun biçimde kağıda geçirdi. Boğaziçi, Haliç kıyıları, mesire yerleri, mezarlıklar, çarşılar onun en sevdiği temalardır. Yaptığı manzara resimleri kente gelen yabancıların en çok satın aldığı gezi anıları arasında yer alıyor.

Suluboya çalışmalarının yanı sıra gelişmiş tekniklerle renkli taş baskılar da yapmış, Paris’te litografi yayıncılığı yapan Lemercier, yayınlamakta olduğu litografi albümlerinin büyük bölümünü 1850-1860 seneleri arasında Amadeo Preziosi’ye sipariş etmiştir. İlk albümü Stamboul Collection of Eastern Life adıyla Lemercier tarafından basılmış ve gördüğü yoğun ilgi üzerine albümün yeni baskıları yapılmıştır.

1850 yılında Kırım Savaşı sırasında, Batı basını Preziosi'den savaş gemilerini, İngiliz ordusunu ve Boğaz'daki çeşitli sıra dışı sahneleri boyamasını istedi. Bu süreçte Preziosi son derece yoğun bir üretim meydana getirmiştir. Kırım Savaşı sırasında ölen Hıristiyan askerlerin gömüldüğü Haydarpaşa’daki Özel Hıristiyan Mezarlığı, savaşla kucaklaşmaya hazırlanan donanma gemileri ve yamaçlara kamp kurmuş ordu birlikleri, askerler Preziosi’nin yeni modelleridir.

2 Temmuz 1870 tarihli London Illustrated News’da Preziosi’nin “Büyük İstanbul Yangınından Sonra Harabeye Dönen Kent” adlı, şehrin harap olmuş halini resmeden bir eseri yayınlanmıştır. Bu çizgilerinde Preziosi İngiliz Sefareti çevresinde bir zamanların en popüler semtlerinden olan Pera’nın yanıp yıkılmış halini, şaşkın insanları ve ölüleri betimlemiştir.

Galler Prensi Albert Edward ve eşi Danimarka Kraliyet ailesinden Prenses Alexandra Christina Mısır piramitleri ve Süveyş kanalına yaptıkları geziyi tamamladıktan sonra 8 Nisan 1869 günü İstanbul'da kaldıklarında, Beyoğlu'ndaki İngiliz Büyükelçiliği'nin karşısındaki Hammalbaşı Caddesi'ndeki sanatçının atölyesini ziyaret ettiler ve “Nusretiye Camii” ve “İstanbul” başlıklı iki tablosunu beğenerek satın aldılar. Bu iki tablo halen İngiliz Kraliyet Ailesinin saray koleksiyonundadır.

Ana dili İtalyanca olan Preziosi, kusursuz şekilde İngilizce ve Fransızca konuşuyor ve yazıyordu. Eşi İstanbullu bir Rum hanımdı. İstanbul’un günlük yaşamında çok geçerli dillerden biri olan Rumca’yı da böylelikle doğal olarak öğrenmişti. İstanbul’da kaldığı süre boyunca İngiliz Sefareti’nde bir süre politik konularda yardımcı tercümanlık ve zaman zaman da Yunan Delegasyonu’na tercümanlık yapmıştır.

Preziosi’nin İstanbul’daki İngiliz Başkonsolosluğu Rezidansında da önemli sayıda tablosu ve gravürleri bulunmaktadır. Kraliçe Victoria’nın doğum günü kutlamalarında, İstanbul’daki İngiliz Sefareti’ne ahşap üzerine bezediği bir eserini armağan ettiği de bilinmektedir.

İstanbulda yaşadığı yıllar boyunca birkaç kez Osmanlı toprakları, Yakın Doğu gezilerine çıkmış, Yunanistan ve Mısır’a gitmiş ve gittiği yerlerden sayısız desen ve suluboya resimleri ile dönmüştür.

Çalışmaları, 1861 yılında Stamboul Souvenir D’Orient, 1863 yılında, Souvenir du Caire adıyla yayınlanmıştır. Son iki albümü Stamboul Moeurs et Costumes ve Caire Moeurs et Costumes’dür. İlk resim sergisini 1858’de Paris’te, ikincisini 1863’te Royal Academy’de açmıştır. 1867 Paris Sergisi’nde, resimleri Osmanlı Pavyonu’nda sergilenmiştir.

Sultan Abdülaziz zamanında “Memleketeyn” denilen Romanya’da gerçekleşen bir ihtilal sonucunda Prens Couza istifaya mecbur kalmış, yerine de Prusya Krallık Hanedanından Prens Carol I. geçirilmişti. Abdülaziz hükümeti Prens Carol I.’in iktidara gelmesine itiraz etmiş ve protesto etmiş olmakla birlikte Avrupa Devletlerinin etkisiyle kabule mecbur kalmış ve Prens Carol I. 1866 yılında İstanbul’a geldiğinde onları Göksu Kasrında misafir etmiş, kendisine “Memleketeyn” Voyvodalığı tevcih edilerek, nişanlar ve hediye edilen atlar ile birlikte Romanya’ya uğurlanmıştı. İşte bu İstanbul ziyareti sırasında, Prens Carol I. Amadeo Preziosi ile tanışmış ve kendisini ülkesinin manzaralarını ve insanlarının suluboya resimlerini yapması için Romanya’ya davet etmişti.

Bu davet üzerine Preziosi, Haziran 1868 yılında Romanya'ya gitmiş, Bükreş de dahil olmak üzere ülkenin çeşitli yerlerinde çalıştığı eskizleri, Prens ile tanesi 300-1200 Frank arasında değişen fiyatlara da anlaşmış ve İstanbul’a döndüğünde suluboya olarak çalışmak üzere yanına alarak İstanbul’a geri dönmüştü. Ertesi yıl, 30 Mayıs ve 15 Temmuz tarihleri arasında, Preziosi, Romanya'ya tekrar gitmiş, daha önce eskizlerini yapmış olduğu resimleri teslim etmiş, yeni bir eskiz defterinde toparladığı, kara kalem çizimler, mürekkep ve suluboya desenler ile zaman geçirmişti. Prens ve diğer Romanya’lı aileler için yapmış olduğu 255 adet Romanya temalı resim ve bu eskiz defteri ölümünün ardından unutulmuş, ancak 1934 yılında Bükreş’te yapılan bir sergi ile tekrar gün ışığına çıkmıştır. Eserler günümüzde Bükreş Belediye Müzesi’ndedir.

Romanya'ya yaptığı son geziden döndükten sonra ve 1873’te eşini kaybettikten sonra bir süre hiç çalışmayan Amadeo Preziosi, İstanbul'da sanatını devam ettirmiş, fakat fotoğrafın yaygınlaşması ve çok ucuza kopyalanabilir- sınırsız sayılarda çoğaltılabilir hale gelmesi yüzünden, resimlerine ilgi azalmış, eskisi kadar resimlerine alıcı bulamaz olmuştu.

Yaşamının son yıllarında Sultan Abdülhamit II’in saray ressamı olan Amadeo Preziosi, 24 Eylül 1882 tarihinde Yeşilköy’de bir av partisinin dönüşünde elinden tüfek kayarak yere düşmüş ve ateş alması neticesinde göğsünden vurularak ağır yaralanmış, 3 gün sonra da hayatını kaybetmiştir.

1842 yılında 26 yaşında idealist bir ressam olarak geldiği İstanbul’da 27 Eylül 1882 tarihinde 66 yaşında hayatını kaybetti. Mezarı İstanbul’da Yeşilköy’de Yeşilköy San Stefano Katolik Mezarlığı’nda bulunmaktadır.

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23