Sağlık-Sen Genel Başkanı Metin Memiş, tam gün uygulamasından vazgeçilmemesi gerektiğini, özel sektöre geçişi önlemenin yolunun ise kamuda görev yapmayı cazip hale getirmekten geçtiğini söyledi. Memiş, düzenlemenin bu şekliyle gerçekleşmesi halinde, ‘Tam Gün’ uygulamasından söz edilemeyeceğini belirtti.
“HOCALARA MAKUL ÜCRET VERİLMELİ”
Tam Gün Yasası’na yönelik önerilerinin uygulanması halinde çalışma barışının bozulmayacağını belirten Memiş, tamamı olmasa bile büyük bir çoğunluğun tam gün sistemine dahil olacağını kaydetti.
En önemli tekliflerinden birinin hocalara üniversiteyi tercih edecek makul düzeyde ücret verilmesi olduğunu belirten Metin Memiş, bunun yapılabilmesi için de sağlık hizmetlerinin performans ücretleri ile eğitim ve araştırma hizmetlerinin performans ücretlerinin ayrı ayrı hesaplanarak hocalara verilmesi gerektiğini kaydetti.
Teklifler arasında performansa dayalı ödeme sisteminin üniversitelerin özellikli yapıları dikkate alınarak yeniden tasarlanması ve uygulanması gerektiğini de belirten Memiş, bunu özelikle de bilimsel çalışmalar ve eğitim açısından önemli olduğunu vurguladı.
Performansa dayalı ödeme sistemiyle sağlık çalışanlarının toplam gelirlerinin en az yüzde 80’inin sabit gelirden, yüzde 20’sinin ise performans payından olmasını teklif eden Memiş, gelirin tümünün de emekliliğe yansıması gerektiğini ifade etti.
Özel sektörde görev yapan hocalara ise eğitim ve araştırma amacıyla, sözleşmeli olarak devlet üniversitelerinde görev yapma imkânı verilmesini isteyen Memiş, bu şekilde tam gün sebebiyle özel sektöre giden ve üniversitesinden de kopmak istemeyen hocaların geri kazanılabileceğini belirtti.
“AYRIMCILIK YAPILARAK ÇALIŞMA BARIŞI BOZULUYOR”
Basından öğrendikleri kadarıyla tasarıda yer alan, ‘mesai saati dışında’ özel ve vakıf hastanelerinde çalışma şartının, ‘saat 14.00’ olarak değiştirilmek istendiğini söyleyen Memiş, bunun tam günün uygulanmaya başladığı tarihten öncesinde bile verilmeyen bir ayrıcalık olduğunu vurguladı.
Yapılacak düzenleme sonrası tıp ve diş hekimliği fakültelerindeki öğretim üyelerinin herhangi bir kısıtlama olmadan özel ve vakıf hastanelerinde çalışabileceğini söyleyen Memiş, öğretim üyelerinin rektörün yetki ve inisiyatifiyle yüzde 50’si veya tamamının özel ve vakıf hastanelerinde çalışabilmesinin, sağlıktaki dönüşümde hedeflenen sonuçlara ulaşma açısından tavizkâr bir uygulama olarak değerlendirdi. Memiş, ayrıca karşı çıktıkları bu düzenlemenin, tam gün uygulamasının da içinde yer aldığı kanunî değişiklikle, çalışma süreleri 40 saate inen sağlık çalışanlarının, fiilen 45 saat olarak çalıştırılmaya devam edilmesine rağmen hocaların mesaisinin 14.00’de bitirilmek istenmesinin ise çalışanlar arasında ayrımcılık ve çifte standart olacağını ifade etti.
Öğretim üyelerinin yarım gün üniversite hastanesinde, yarım gün ise özel ve vakıf hastanelerinde çalışacak olmaları beraberinde kamudan özel sektöre hasta transferini gündeme getireceğini de vurgulayan Memiş, “Bu durum özel sektörün payını ve gücünü; vatandaşın ise cebinden yapacağı sağlık harcamasını artıracaktır. Bu sonuç, sosyal devlet anlayışına sahip Türkiye’de kabul edilebilir bir durum değildir.” şeklinde konuştu.
“KAMU HASTANELERİ VE SAĞLIK ÇALIŞANLARI ZARAR GÖRÜR”
Düzenlemenin bu şekliyle gerçekleşmesi halinde, ‘Tam Gün’ uygulamasından söz edilemeyeceğini de belirten Metin Memiş, hekimle hasta arasına para ilişkisinin gireceğini, sağlık hizmeti akışında özel sektörün hareket alanı ve rekabet gücü genişlerken kamu hastanelerinin bu işten zarar görebileceğini ve sağlık çalışanlarının iş motivasyonlarının zarar göreceğini vurguladı.
Sağlık-Sen olarak tam gün uygulamasını, yani tek bir işyerinde çalışmayı tavizsiz olarak desteklediklerini de söyleyen Memiş, “Ancak Tam Gün Yasası’nın mevcut halini ve bugün Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği maddelerle ilgili yapılan düzenleme önerilerini sahanın sorunlarından ve sağlık sisteminin geleceğine ilişkin gerçeklerden uzak buluyor ve desteklemiyoruz.” dedi.
Memiş’in ayrıca özel sektör ile vakıf üniversitesi hastaneleri arasındaki afilasyonların da sıkı kurallara bağlanması gerektiğini, vakıf hastanelerine de hekim istihdamında sınırlama getirilmesi gerektiğini kaydetti.