Bir zamanlar “polisin dahi giremediği mahalle” olarak adlandırılan Gazi Mahallesini sınırları içinde barındıran Sultangazi, çamurlu yolların ve çarpık yapılaşmanın merkezi olmaktan çıkıp, devasa projelerin hayat bulduğu örnek bir ilçe haline geldi. Güven
Bir dönem “polisin dahi giremediği mahalle” olarak adlandırılan Gazi Mahallesini sınırları içinde barındıran Sultangazi, çamurlu yolların ve çarpık yapılaşmanın merkezi olmaktan çıkıp, devasa projelerin hayat bulduğu örnek bir ilçe haline geldi. Çiçeği burnunda ilçenin dinamik ve güler yüzlü Belediye Başkanı Cahit Altunay’la Sultangazi’yi konuştuk. Sultangazi’nin Türkiye’nin en hızlı göç alan ilçelerinden biri olduğuna vurgu yapan Altunay, nüfusun sürekli arttığı bir bölgede hizmet verme zorluğunun üstesinden gelmeyi başardıklarını söyledi. Seçilmeden önce verdiği bütün sözleri yerine getirmenin mutluluğunu yaşayan Altunay tamamlanan ve devam eden projelerini Akit okuyucularına anlattı.
Cahit Altunay kimdir?
¥ “Okuyucularımıza kısaca kendinizi tanıtır mısınız?”
- “1962 doğumluyum. Edirne’nin Keşan İlçesinde dünyaya geldim. İlk ve orta öğrenimimi orada lise ve üniversite eğitimimi İstanbul’da tamamladım. İktisatçıyım, evli ve 3 çocuk babasıyım. Burada teşkilatta 1989’dan beri genel başkanımın çizgisi dahilinde siyaset yapıyorum. Küçük yaşta başladık. İşte mahalleden başlayarak, ilçede uzun yıllar görev yaptıktan sonra il genel meclis üyeliği, genel başkan yardımcılığı, Ankara’da İstanbul’u temsilen Vilayet Birliği encümen üyeliği, Türkiye genel meclisleri yönetim kurulu üyeliği, İstanbul’da 5 yıl genel meclis üyeliği, Gaziosmanpaşa ilçe başkanlığı görevlerinde bulundum. 3 yıl Gaziosmanpaşa ilçe başkanlığı yaptıktan sonra Sultangazi’deki aday adaylığımızdan sonra yüzde 48,5 ile seçilip buraya 4 yıldır hizmet veriyoruz. Tabii bu süreç dahilinde de Sultangazi’de birçok seçim geçirdik referandum gibi, genel seçim gibi. Şimdi ise yerel yönetimlere hazırlanıyoruz.”
¥ “Sultangazi’nin ilçe oluş sürecinden bahseder misiniz?”
- “Türkiye’nin en büyük ilçesi o dönemde Gaziosmanpaşa’ydı. 2’ye ayrılır diye beklerken üçe ayrıldı. Bir kısım Arnavutköy çatısı altında toplandı. TEM kuzeyi ve TEM güneyi diye ayrılan işte kuzeyinde biz yani Sultangazi, güneyinde de Gaziosmanpaşa. Böylece iki ilçede kendi bünyesinde durdu. Nüfusu hızla yükselen, Türkiye ortalamasının çok üstünde artan bir ilçeyiz. İstanbul’a gelen göçün büyük çoğunluğunu karşılayan ilçelerin başında geliyoruz. Her sene ortalama yüzde 3,5-4 arasında büyüyoruz. Toplumun karışıp kaynaştığı bir yerde yaşıyoruz. Türk’ü-Kürt’ü ile Alevi’si- Sünni’siyle hepimizin bir arada yaşadığı tam bir mozaiktir Sultangazi. 29 Mart seçimlerinde kurucu belediye başkanı olarak seçildik. O zaman ki Sultangazi’ye baktığımızda bir numaralı sorunu imaj sorunuydu. Televizyonların altyazılarında olumsuz olaylarla anılan, olaylar çıkaran, problemli ilçe ve hatta uluslararası boyutta olumsuz tanınan bir ilçe. Ama bizim en önemli derdimiz bu oldu. Bunu öyle bir noktaya getirmemiz gerekiyordu ki olaylarla anılan bir ilçe olmaktan çıkarıp, projelerle anılan bir ilçe haline getirmeliydik.”
ön plÂna projeler çıktı
¥ “İmaj sorunu dediniz? Bu sorunu nasıl aştınız?”
- “İmaj sorunuyla ilgili burada Bayrampaşa örneği beni çok etkilemiştir. Yani Bayrampaşa deyince akla hep cezaevi gelirdi. Onunla anardık. Ama daha sonra yapılan projeler cezaevini unutturdu. En sonunda cezaevi de küstü ve buradan gitti. Dolayısıyla ön planda kim oldu? Hep projeler oldu. Yani ada parklarıyla, gelen alışveriş merkezleriyle ve diğer üniteleriyle kendinden söz ettirmeye başladı. Bizim de derdimiz Sultangazi’yi olaylarla anılan değil, projelerle anılan, kent ormanlarıyla anılan, büyük hastanesi, büyük belediyesi, en kapsamlı nikah ve düğün salonlarıyla, pazar alanları ve konseptleriyle, yaşlı bakımından tutun ağız ve diş sağlığı hastanesine kadar gerek sağlık, gerek eğitimiyle hep önde olsun istedik. Bu hayallerimizi tek tek gerçekleştirmenin ve bunları ilçeye kazandırmanın çabası içinde olduk. Eskiden her an olaylarla anılan bir semt şimdi sıfır sorunlu, halkın yöneticiyi kucakladığı, yöneticinin de halkın hizmetlisi olduğunu hissettirdiği bir ilçe haline geldik. Bunu da sosyal projeleri ile sağladı.”
köyü kente dönüştürdük
¥ “Sultangazi’ye kazandırdığınız değerler ve hedefleriniz nelerdir?”
- “Tabii ki. Elhamdülillah bugün geriye dönüp baktığımızda 10-15 büyük proje ya bitmiş, ya devam ediyor ya da başlamış durumda. Bu dönem mülkiyet sorunlarının çözüldüğü, temellerin atıldığı, birçoklarının bitirildiği veya devam edildiği bir süreç oldu. Bunlar sanıyorum önümüzdeki dönem Sultangazi deyince içinde kamu bina eksiği kalmamış, hastanesiyle, eğitimiyle ve diğer sağlık hizmetleriyle milletin ihtiyacını karşılayan alışveriş imkanlarıyla ön plana çıkmış bir ilçe olacak. Ama hangisiyle daha çok anılacaksınız diye sorarlarsa, inanıyorum ki bizim anketlerimizde de hep ön sırada çıkan kent ormanlarıdır.
600 dönüm alanı şu anda halkın hizmetine çok fonksiyonlu bir şekilde soktuk. Yeni projemizde 2 bin 500 dönüm yani 2,5 kilometre daha var, şimdi ona başlıyoruz. Bizim kent ormanlarımızda sadece ihtiyaç giderici bir iki ünite veya piknik yapacak bir iki masa sandalyeden ibaret değil. Bizim kent ormanlarımız her türlü aktiviteye açık. At binicilik kursları, amfi tiyatro, yazlık sinema, tamamen doğal çocuk oyun grupları, ihtiyaç giderici diğer alanlar, futbol, voleybol, basketbol sahaları, tenis kortu, hobi bahçeleri, izcilik kamplarımız var. Geçtiğimiz yıl bin 500 çocuğumuz burada 1 hafta boyunca tatil yaptı adeta. Bu sene ise Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın da desteğiyle 5 bin çocuk kurs alacak. Böyle bir imkanı vatandaşlarımıza sunmanın mutluluğu içindeyiz. Bunlar olurken ve çevremizde her şey değişirken sadece bunlarla mı yetiniyoruz, tabii ki hayır. Bu projeler olacak ve bu inşaatlar gerçekleşecek. Biz 500 bin nüfuslu bir köy devraldık ve bunu şehir statüsüne sokmanın elzem olduğunu ve mutlaka bunun en iyi şekilde son teknolojiden yararlanarak yapılması bizim için olmazsa olmaz oldu.
PROJELER AİLELERE UMUT OLDU
¥ “Başbakan Erdoğan’dan ödül aldığınız bir mikro projeniz vardı kısaca ondan da bahsedebilir misiniz?”
- “Hatırlatmanız beni çok memnun etti. Projemizin ismi ‘Ben de varım!’. Hayata geçirdiğimiz bu proje gerçek anlamda bir mazluma hizmet projesidir. Amacımız balık tutmak değil, balık tutmayı öğretmekti ve biz bunu başardık. İnsanlar genç yaşta suç işlemeye daha meyillidir. İleri yaşlarda bu oran bu kadar yüksek değil. O genç yaşta mahkûm olan kişinin arkasında çocuğuyla kalmış eşini düşünün. Çocuklar küçük ve bir yere bırakamıyor. Çalışmaya bu yüzden gidemiyor. Gidemeyince evde ekonomik sıkıntıya düşüyor. Hapisteki eşinin de bakılmaya ihtiyacı var. Biz bu tür ailelere evde çocuğuna bakarak iş imkanı sunabilir miyiz diye düşündük. Onlara evde yapabilecekleri işler verdik. Kimseye muhtaç olmadan yaşamaları için bir adım attık. Belediyemizin nikah şekerlerini bu ailelere yaptırıyoruz. Bunun yanında tekstilciler bizim ricamız doğrultusunda bizim gösterdiğimiz bu hanımlara evde yapılabilecek iplik temizleme gibi parça işler veriyorlar. Bu yüzden bu proje ödüle layık görüldü.”
¥ Sağlık alanında bir eksik yok mu?
- “Sağlık konusunda Sultangazi’de Başbakanımızın koyduğu ‘Her 20 bin kişiye bir aile sağlığı merkezi’ hedefinde çalıştık. Biz belediye olduktan sonra Sultangazi’de yani yarım milyon nüfusta 12 aile sağlığı merkezi vardı. Bunda da 4 yılda yüzde 100 artışla 25 yaptık. Dönemimiz bitmeden bu işi de tamamladık. Sultangazi’de 200’ü kadın doğum olmak üzere 600 yataklı bir devlet hastanesi projesi başladı. Sağlıkla ilgili hiçbir sorunumuz yok. Hatta bir de ağız ve diş sağlığı hastanesi ihalesi yapıldı o da başlamak üzere. Şehrin tam merkezinde 400 dönüm yerimiz var. Bu 400 dönümün içinde 100 dönümüne sadece kamu binaları koyduk. Onlarda şunlar; Kaymakamlık, Emniyet Müdürlüğü, Sultangazi spor kompleksi, belediye binası, nikah ve düğün salonları, AVM, otoparklar ve 600 yataklı bir hastane. Bunun dışında 20-30 dönümlük bir arsaya bir üniversite düşüncemiz var. Bu 400 dönümün 50 dönümü ise meydan oluyor. Geriye kalan 250 dönüm ise yeşil alan ve park. İki çevreyolunun ortasında olan Sultangazi böylece yaşayan bir ilçe olacak.
DERDİMİZ AYRIM
YAPMADAN
HİZMET VERMEK
¥ “Son olarak Sultangazi halkına mesajınız nedir?”
- “Son olarak ben şunu söylemekte yarar görüyorum. Derdimiz hizmet vermektir. Ayrım yapmadan aynı yakınlıkta, aynı sıcaklıkta, aynı mesafede durarak bütün insanımıza hizmet etmektir. Hangi dünya görüşüne sahip olursa olsun, hangi düşünceye sahip olursa olsun biz hizmet için varız, belediye bunun için var. Dolayısıyla Sayın Başbakanımıza yakışır, onun hızına yetişemesek de onun şemsiyesi altında koşturmaya devam edeceğiz. Yakışır hizmetleri sunmaya devam edeceğiz. Sultangazi’de 4 yıl öncesi ile bugünü mukayese ettiğimizde gerek yerlerin değerleri, gerekse buradaki değişim ve dönüşümler bundan sonraki çalışmaların insanlar için umut kaynağı olacağı kanaatindeyim. Buradaki insanlar bize güvenerek destek ve oy verdi. Bizim de yapmamız gereken onları mahcup ve pişman etmeyerek onların başını öne eğdirmemektir. Ama gurur duyacakları hizmetleri yaptığımıza inanıyorum. Bundan sonra da daha mükemmele ulaşmak içinde daha çok çalışacağımıza söz veriyorum. Çünkü hiçbir şey mükkemel değildir ama mükemmele ulaşmak için çalışmak vardır. Hep daha iyisi vardır. Biz de daha iyisini yapmak için vatandaşa hizmete devam edeceğiz. Bütün mesele yarınki seçimleri kazanmak değil, aldığımız oyları helal ettirmektir. Dolayısıyla bize güvendiler ve biz de karşılığını bu 5 yıl içerisinde vermeye gayret etme derdimiz var. Bundan sonraki süreçlerde Sultangazi için hakkımızda hayırlı olmasını temenni ediyorum”.
“2 BİN AİLEYE HER GÜN SICAK AŞ VERİYORUZ”
¥ “Gelir düzeyi düşük vatandaşlara yönelik çok takdir kazanan hizmetleriniz var bundan bahsedebilir misiniz?”
- Çok fazla yoksulumuz var bu bir gerçek. Anadolu’dan kopup gelen vatandaşımız Bakırköy’de, Kadıköy’de oturamıyor, kiraların düşük olduğu ilçeleri tercih ediyor. İşte burada da sosyal belediyecilik anlayışı devreye giriyor. Bir başka ilçe farklı hayaller kurarken ben önce bu insanımızın iş, okul, aş ihtiyacını karşılamak gibi bir sorumluluğum olduğunu düşünüyorum. Bugün günlük olarak şunu da belirtmeliyim; söyleyerek gurur duymuyorum ama yaklaşık 2 bin aileye sıcak aş veriyoruz. Yani bunları 4-5 nüfusla çarptığınızda günlük 8-10 bin insan bizden sıcak aş alıyor. ‘Elden ele yardım’ merkezimizde sadece karnını doyurma değil, kıyafet ihtiyacı da karşılanıyor. Onlara verdiğimiz puanlanmış kartlar var. Bir yıl içerisinde şu kadar puan kullanabilirsiniz dediğimiz kartlar sayesinde bizim yardım merkezimize geliyor ve oradan bu ihtiyaçlarını ailece görüyorlar. O merkeze o kıyafetleri nereden alıyoruz? Onları ilçemizdeki veya ilçe dışındaki zengin işadamlarından temin ederek; ki böyle bir ekibimiz var orayı devamlı dolu tutuyoruz. Bu kart sahibi kardeşlerimiz önceden evine gidilmiş, bakılmış, çalışanı olmayan, ya yaşlıdır ya da küçük çocukları olan işçiler seçilerek bundan yararlandırıyoruz. Yani aş yanında fiziki anlamda ihtiyacı olan kıyafet ihtiyacı da görülmüş oluyor. Yaklaşık 2 bin 500 aile bu kartlardan faydalanıyor.