İnsanları ‘ağaçları bahane ederek’ ülkeyi ayağa kaldıran sözde sanatçılar nerede? Gezi’nin bülbülleri Gazze için sus pus
Her türlü sapkınlığı meşrulaştıran ve ideolojik saplantılarını ‘sanat’ kılıfıyla topluma dayatmak isteyen Türkiye’deki sol tandanslı sözde sanatçılar, Gezi Parkı olaylarında “ağaçsever”, Kazdağları’nda “doğasever”, İstanbul seçimlerinde “demokrasi havarisi”, kur operasyonlarında “mağdur” rolüne bürünürken Gazze’de yaşanan zulme gelince sessizliğe gömüldü.
Sebahattin Ayan İstanbul
Türkiye’deki sözde sanatçılar, Gezi Parkı olaylarında “ağaçsever” rolünü oynayan, Kazdağları’nda “doğasever” olan, İstanbul seçimlerinde “demokrasi havarisi” kesilen, kur operasyonlarında “mağduru” oynarken Gazze’de yaşanan zulme gelince sessizliğe gömüldü. İnsanları ‘ağaçları bahane ederek ülkeyi ayağa kaldıran Haluk Bilginer, Halit Ergenç, Rıza Kocaoğlu, Ozan Güven, Nejat İşler, Deniz Çakır, Levent Üzümcü gibi Filistinlilerin çığlıklarına ise kulak tıkayarak Siyonist İsrail’in katliamlarını görmezden geliyorlar. Gezi kalkışmasına kazlarla katılan Cem Yılmaz ve “Mesele ağaç değil, sen hâlâ anlamadın mı” açıklamasını yapan Mehmet Ali Alabora, mazlumlar için kılını kıpırdatmadı. Zafer Algöz, Barış Falay, Meltem Cumbul, Sermiyan Midyat, Sarp Apak da suskunluğa bürünen diğer isimler oldu. Gezi’de en ön saflarda yer alan sunucu Burcu Esmersoy “İsrail’in yanındayım” paylaşımını beğenme cüretinde daha bulundu. Sanatçıları Gezi eylemlerine iştirak etmeye zorlayan tutuklu menajer Ayşe Barım için adliyeye akın eden Merve Dizdar ve Hakan Kurtaş da İsrail’e çıt çıkarmadı. Gazzelilerin dramlarına kayıtsız kalmayan Hollywood yıldızları Penelope Cruz, Javier Bardem kadar yürekli olamayan Geziciler “Bu kadar da olmaz” dedirtti. CHP’nin ekonomiyi durdurmaya dönük boykot çağrısı yapan Evrim Alasya ve Aybüke Pusat gibi görünüşte sanatçıların, konu Filistinliler olunca dut yemiş bülbüle dönmeleri de kamuoyunda tepkiyle karşılandı.
BİR AVUÇ VİCDANLI
Katiamcı siyoniste bir avuç duyarlı sanatçı tepki gösteriyor. Küresel Sumud Filosu’na destek veren oyuncular Ali Nuri Türkoğlu, Metin Yıldız ve Burak Haktanır’ın yanı sıra oyuncu İsmail Hakkı Ürün Filistinlilerin sesini duyurmaya gayret gösteriyor. “Yılın En İyi Kadın Oyuncusu” ödülünü Filistinli Şeyma’ya adayan oyuncu Gonca Vuslateri, İsrail’in katliamlarını dile getiren oyuncu Murat Yıldırım ve İsmail Hacıoğlu yanı sıra komedyen Doğu Demirkol da bu yaz gerçekleştirdiği tüm açık hava gösterilerinin gelirlerini Filistin’e bağışladı. İsrail’in vahşetine sessiz kalan Türk ünlülere sert çıkış ise piyanist Fazıl Say’dan geldi. “Bu sessizlik utançtır” diyerek meslektaşlarını hedef alan ünlü piyanist, üç maymunu oynayan oyunculara, şovmenlere “Gazze’de yapılan bir soykırımdır, nokta. Biz bu cinayete sessiz kalmamalıyız, meslektaşlarım. Kendinize gelin müzik dünyası! İnsan olun, lütfen. Bu çaresizliğe, haksızlığın bu kadarına sessiz kalmayın” şeklinde serzenişte bulundu.
DERİN KOMPLEKS
İsrail’in katliamlarına sessiz kalan sanatçıların temelinde derin bir kompleks olduğuna değinen oyuncu Ali Nuri Türkoğlu ise, bakın neler söylüyor: “Bunun sebebi aslında belli. Bu arkadaşlar Batı’yı taklit ettikleri için Batı’da bir duyarlılık oluşup ‘bıçak kemiğe dayandı’ denildiğinde, devletler düzeyinde olmasa da halklar nezdinde sistemlere itirazlar yükselince, belki onlar da bundan etkilenir diye düşünüyordum. Örnek aldıkları bizden değil, oradaki çocuklardan değil, ölen annelerden babalardan değil, katledilenlerden değil, belki Batılı meslektaşlarının İngilizce seslenişlerinden utanırlar, heveslenirler diye bir umut taşıyordum. Belki bu saatten sonra yine Batılı meslektaşlarını taklit edecekler. Çünkü Türkiye’de sanat, baştan söylemek gerekir ki neredeyse tamamen Batı endeksli bir alandır. Şov dünyası dediğimiz şey taklit bir dünyadır. Türkçe ya da Arapça çağrılara kulak vermezler; yapı itibarıyla, kodlar bozulduğu için maalesef böyle bir durum söz konusu. Şimdi, vicdanlarından değil, Batılı meslektaşlarından utandıkları için üç beş kırık dökük ses gelmeye başladı. Ama hâlâ bir umut taşıyorum. Ne olursa olsun ölen Müslüman ve Arap olduğu için, bu kadar bozulmuş koda sahip, kompleksli sanat dünyasının tam anlamıyla bir tepki vereceğini yine de düşünmüyorum. Çünkü ne olursa olsun, Batılı bir Hristiyan sanatçı, ateist ya da Budist bile olsa, bizim kültürümüze ait olmayan biri meselelere daha komplekssiz yaklaştığı için ses çıkarabiliyor. Burada temelinde çok derin ve acı bir kompleksin yattığını düşünüyorum. Yoksa bu kadar vicdan kararması mümkün olamaz.”
