Havaların soğumasıyla birlikte onlarca hastalık gün yüzüne çıktı. Başta enfeksiyona bağlı oluşan grip, nezle ve bronşit gibi hastalıklar, genel sağlığı tehdit etmeye başladı. Bunun yanında organizmanın bozulmasıyla ortaya çıkan kanserler de doğru gıda tüketimi yapılmadığı için hızla arttı.

Beslenme ve Diyet Uzmanı Güzin Çaltı Yener, kestane ile hem eşsiz bir enerjiye sahibi olunacağını hem de kanser riskinin azaltılabileceğini belirterek, bu mucizevi yemişin özelliklerini anlattı:

Vitamin zengini: Kestane diğer sert kabuklu yemişlerin aksine vitamin ve mineral oranının da yüksek olmasıyla öne çıkıyor.

C vitamini kaynağı: Yağ oranı düşük olan kestane, başta nişasta ve çeşitli şekerler olmak üzere iyi kalitede sindirilebilen lifler ile B1, B2 ve C vitaminlerini içeriyor.

Göğüs kanserine karşı koruyucu: Güçlü bir anti-oksidan olan kestane, içerdiği flavanoidler sayesinde zararlı serbest radikallere karşı koruma sağlayıp kansere karşı da koruyor.

Demir deposu: Demir, kalsiyum, magnezyum, mangan, fosfor ve çinko gibi mineraller bakımından da zengin olup çok iyi bir potasyum kaynağıdır.

Çölyak hastalığını engeller: Kestane gluten içeriği olmayan bir yemiş olduğundan glutensiz besinlerin hazırlanmasında da kullanılır; dolayısıyla kestane, glüten duyarlılığı, buğday alerjisi ve çölyak hastalığı olanlar için de oldukça uygun bir besindir.

Şeker hastaları dikkat: Kestane yüksek karbonhidrat içeriği nedeniyle diyet yapanlar tarafından kontrollü şekilde tüketilmesi gerikyor. Özellikle diyabet gibi hastalıkları olan bireylerde fazla miktarlarda kestane tüketimi kan şekerinin çok fazla yükselmesine neden olabiliyor. Bu yüzden şeker hastaları kestane tüketimine de porsiyon kontrolüne dikkat etmeli.

3 iri tane ya da 6 küçük adetinin 1 dilim ekmek kadar enerji verdiğini ve bol nişasta dolayısıyla karbonhidrat içeriğini de göz ardı etmememiz gereken kestane; şeker hastalarında, kan şekeri takibinde kontrolü kaybetmemek ve dengeyi sağlayabilmek için günde 5-6 adetten fazla tüketilmemeli ve bir ara öğün gibi tüketilmelidir.