• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Necip Asım Yazıksız kimdir?

Türkolog, dilci, asker, tarihçi ve siyaset adamı Necip Asım Yazıksız kimdir?

Necip Asım Yazıksız

Necip Asım Yazıksız, 29 Aralık 1861'de Kilis'de dünyaya geldi. Yazılarında Balhasanoğlu ve Balkanoğlu adlarını da kullandı. Soyadı kanunu çıkınca “Yazıksız” soyadını almıştı. Babası, Balhasanoğulları diye anılan bir sipahi ailesinden Hacı Asım Bey’dir. İlk ve ortaöğrenimini Kilis’te tamamladı. 1875 yılında Şam Askeri İdadisi’nde başladığı lise öğrenimine İstanbul’da Kuleli Askeri Lisesi’nde devam etti. Bu sırada döneminin ünlü bilim adamlarından Hoca Tahsin Efendi’den çeşitli konularda dersler aldı. 1878 yılında  Ahmet Mithat Efendi ile tanıştı ve onun teşviki ile “Tercüman-ı Hakikat” gazetesinde fen alanında yazılar yazdı.

Necip Asım, 1879 tarihinde Harbiye’ye girdi ve 1881 yılında piyade teğmeni rütbesiyle mezun oldu. Önce Umumi Harbiye Beşinci Şubesi’ne, sonra Kocamustafapaşa Askerî Rüştiyesi Fransızca öğretmenliğine atanmış, ertesi sene Üsküdar Toptaşı Askerî Rüştiyesi (günümüzde Sokullu Mehmet Paşa İlköğretim Okulu)’nde görevlendirildi. 1884 yılında üsteğmenliğe yükseldi ve Maarif Nezareti (Eğitim Bakanlığı) tarafından Fatih ve Galata Rüştiyeleri Fransızca öğretmenliğine atandı. 1886’da yüzbaşı, 1908’de yarbay, 1913 yılında albay rütbelerini aldı.  

Askerlik yaşamı çeşitli askerî ve mülki okullarda Fransızca, Türkçe ve tarih öğretmenliği ile geçen Necip Asım, öğretmenlik yaptığı yıllarda birçok gramer, okuma, coğrafya ve tarih kitapları yayımladı. Bu küçük okul kitaplarından başka “Medrese-i Edep”, “Medeniyete Hizmet”, “Sitler” gibi çeşitli telif eserleri ile çevirileri, Fransızca, hatta fizik ve resim derslerine ait risaleleri (küçük kitap) basıldı. Fransız doğubilimci Leon Cahun’un Türk tarihi üstüne olan eserleri ile “Gök Bayrak” (1876) adlı romanını çevirdi. Bir yandan da Türkçülük çizgisi belirgin olan “İkdam” gazetesinde Türk tarihi ve Türkçülük ile ilgili makaleler yayımladı. Yazdığı makalelerin ünü 1890’larda Avrupa’ya kadar ulaştı. Çalışmalarını Paris’te sürdüren La Société Asiatique (Asya Cemiyeti)’ye üye seçildi ve 1892 yılında çalışmalarının bir takdir nişanesi olarak Chicago’da açılan sergide kendisine bir madalya verildi. Bilimsel araştırma ve incelemelerini sürdürürken askeri okullardaki öğretmenlik görevi de devam eden Necim Asım, 1913’te miralay (albay) rütbesindeyken emekliye ayrıldı.

Necip Asım, II. Meşrutiyet’ten (1908) sonra İstanbul Darülfünunu (İstanbul Üniversitesi)’nda Türk tarihi ve Türk dili tarihi dersleri verdi. İstanbul Darülfünunu’nda Türkoloji bölümünü kuran ve Türk Dili Tarihi Kürsüsü’nün ilk profesörü kabul edilen Necip Asım, dilbilimin Türkiye’de gelişip yerleşmesinin öncülerinden oldu. Yazılarını 1890 yılından sonra İkdam, Musavver, Malûmat, Servet-i Fünûn, Türk Yurdu, Bilgi, Türk Tarih Cemiyeti Mecmuası, Edebiyat Fakültesi Mecmuası, Millî Tetebbular vd. gazete ve dergilerde yayımladı. Paris’te bulunan Societe Asiatigue üyeliğine seçilmişti.

Necip Asım Bey, “Osmanlı Tarihi”nin belgelerin toplanması ve yazılması için Sultan Mehmed Reşat önderliğinde, 27 Kasım 1909 yılında kurulan ve kendisine her türlü aracı kullanma, arşivlerde inceleme yapma yetkisi verilen Tarih-i Osmanî Encümeni’nde yer aldı. Encümen, yazacağı “Osmanlı Tarihi”nin ilk cildini yazma görevini 9 Şubat 1910’daki ilk toplantısında Necip Asım ile Mehmed Arif Bey’e verdi. Bu iki araştırmacı, yedi yıllık çalışmadan sonra “Osmanlı Tarihi”ni tek cilt olarak yayımlayabildi. Bu cilt, pozitivizme dayalı olmadığı gerekçesiyle Köprülüzade Mehmet Fuat, Akçuraoğlu Yusuf ve Ahmet Refik tarafından ciddi biçimde eleştirilmişti.

Necip Asım, 1911'de Türk milliyetçiliği alanında kurulan ilk dernek olan Türk Derneği’nin kurucuları arasında yer aldı ve bu derneğin başkanlığına getirildi. Mehmet Arif Bey ile birlikte sürdürdüğü Osmanlı tarihi ile ilgili çalışmalarını bu derneğin tüzel kişiliği altında yürütmeye başladı. Derneğin kimi üyeleri ile birlikte 1915 yılında kurulan Âsâr-ı İslamiye ve Milliye Tetkik Encümeni’ne katıldı. Osmanlılık düşüncesinin iyice yerleşmiş olduğu Abdülhamid devrinde Türkçü ve Türkçeci olarak belirmiş olan en güçlü düşünce adamlarımızdandır. O günlerde Türkçeciler grubunda Ahmet Mithat Efendi ve Şemsettin Sami ile birlikte yer almıştır.

1910’larda Türk sözcüğünün eski harflerle nasıl yazılacağı konusunda bir belirsizlik sürüyordu. Necip Asım’a gelinceye kadar bu sözcüğün yazımında “ü” sesini veren “vav” harfi kullanılmıyordu. Necip Asım Bey, “Türk” sözcüğünü “vav” ile yazmaya başlayan ilk kişidir. 

Necip Asım 1927'de Erzurum milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne girdi ve vefatına kadar da milletvekilliğini devam ettirdi. Necip Asım Yazıksız, 12 Aralık 1935 yılında Kadıköy’deki evinde hayatını kaybetti ve Erenköy’de Sahrayıcedit Mezarlığı’nda toprağa verildi. Vasiyeti üzerine mezar taşına “Necip Asım, Türk tarihi müellifi, 1861-1935” yazılmıştır.

 

Orhun Abideleri”, “Atebetü’l-Hakayık”, “Eski Savlar”, “Ural ve Altay Lisanları” gibi eserleriyle dikkatleri üzerine çeken Necip Asım Yazıksız, özellikle çalışmalarının konularıyla ilgili ilk yayınlar olmaları bakımından önemlidir. Türk Dil Kurumu çalışmalarında ve Türk Ocakları’nın kuruluşunda da görev almıştı. Çoğu küçük risalelerden (kitaplardan) oluşan kırk civarında eser yayımladı. Türk dilinin sadeleşmesine çaba gösterenler arasında yer aldı. Necip Asım Yazıksız, Fransızca, Arapça, Uygurca ve Çağatayca biliyordu. 

ESERLERİ:

Ziya ve Hareket, Güvercin Postası, Yeni Tertiple Muhtasar Osmanlı Sarfı (1890), Muhtasar Osmanlı Nahvi (1892), Ev Kızı, Lügat-ı İlmiye ve Fenniye, Usul-İnşa, Ural ve Altay Lisanları, Mükemmel Sarf ve Nahiv-i Osmani, Pek Eski Türk Yazısı (1890), Kitap (1893, yeni bas. 2001), Osmanlı Tarihi (c. 1, 1914),Türk Tarihi Umumisi, Milli Aruz, İlmi Lisan (1917),  Eski Savlar (Divanü Lügati’t-Türk’te geçen atasözlerinin açıklamaları, 1924),  Orhun Abideleri (1924), Celaleddin Harzemşah, Atebetü’l-Hakayık (Ayasofya Kütüphanesi’nde bulduğu ve okumayı başardığı 11. yy. şairi Yüknekli Mahmutoğlu Ahmet adlı Türk şaire ait olan ‘Atebetü’l-Hakayık’ adlı eserin lehçemize aktarılmasıdır).

KAYNAKÇA: A. Dilâçar / “Necip Asım Balhasanoğlu-Yazıksız” (Türk Dili, 210: 805-807, 1969), Hüseyin Namık Orkun / Türkçülüğün Tarihi (1977), İhsan Işık / Yazarlar Sözlüğü (1990, 1998) - Türkiye Yazarlar Ansiklopedisi (2001, 2004) – Encyclopedia of Turkish Authors (2005) - Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2006, gen. 2. bas. 2007) – Ünlü Bilim Adamları (Türkiye Ünlüleri Ansiklopedisi, C. 2, 2013) - Encyclopedia of Turkey’s Famous People (2013), Yılmaz Çongar / Asker Yazarlarımız ve Ozanlarımız (1998), Türey Köse / Necip Asım Yazıksız’dan Alberto Manguel’e “Okumanın Tarihi” (Cumhuriyet Kitap, 3.1.2002), Reşid Rahmeti Arat / Atebetü’l-Hakayık, 2006), Tuncay Böler / Necip Asım Yazıksız ve Türk Diline Katkıları (Türkiyat Araştırmaları Dergisi, sayı: 25, Bahar 2009).

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23