• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ahmet Maranki
Ahmet Maranki
Stratrajik Oyunlar
TÜM YAZILARI

Taklidi imandan tahkikiye geçebilmek için; Kur’an’ı hayatımızda fiiliyata geçirmek!

05 Ocak 2018
A


Ahmet Maranki İletişim: [email protected]

2018 yolunda Türkiye’de Müslüman dünyasında yaşananları düşünürken birden aklıma geldi!

Müslümanlar nasıl bu hale geldi!

Eskimez pek çok kitapta Gazali’den tutun da pek çok İslam alimi hadiseleri hikayelerle anlatmıştır! Ben de geçen gün bir konuşmada dinlemiştim tam da dünyada dört kişiden birinin Müslüman ve Türkiyemiz’de de %99.. Müslüman olduğu iddia edilen toplulukları kast etmeyerek başka bir koloniden size biz de bir misal verelim artık siz onu yerli yerine koyarsınız ferasetiniz derecesinde..!

Biz seni âlemlere rahmet olarak gönderdik!

O alemlerden birinde oradaki yaratıkların ihtiyaçlarını karşılayacak koloniler varmış!!

Bir ağanın bir çiftliği varmış, çok güzel bir çiftlik. Çiftlikte çalışan, kulübeleri küçük evleri olan, orda yatar, yer, içer, çoluk çocuğuyla da çiftlikte çalışan işçiler.

Çiftlik sahibi Ağa da çok mükemmel ideal be örnek bir insanmış, herkes çok seviyormuş o Ağayı... 

Çiftlikte örnek bir çiftlik bütün ihtiyaçları karşılıyor her ihtiyacının da karşılığını bulabiliyorsun!

Bir gün ağa kahyayı çağırmış ve kendisine demiş ki; kahya ben bir sefere çıkacağım. Dönüp dönmeyeceğimi bilemiyorum!

Ancak girişimi kimseye bildirme çiftliği mi öyle idare et ki döndüğümde aynısını bulayım der ve bununla ilgili de kahyaya talimatname gibi yazılı bir kitap bırakır” 

Sabah olur ağa ilk gün bütün ahaliyi toplar ve talimatname iyi okur buna göre hayatınızı devam ettireceksiniz gelene kadar hiçbir eksiklik istemiyorum der hatta daha sonraları işçilerin her birine bu talimatnameden birer tane verir elinizde bulunsun ki eksik iş yapmayın, ağayı mahcup etmeyelim diye...!

İş öyle hale geliyor ki yazılan talimatlara uymak yerine onu süsleyip çerçeveleri asarak evlerinin duvarlarına koyuyorlar talimatname orada duruyor ona bakıp bakıp hüzünleniyorlar, ölüm günlerinde ayrılış günlerinde mutlu günlerinde oradan çıkarıp zaman zaman okuyorlar hatta hatta ağaya bağlılıklarını belirtmek için çiftliğin içinde öyle cemaatler gruplar oluşuyor ki onlar değişik makamlarları dağlarla sanki bugünkü İsrail’iyat tasavvufu gibi okuyarak hüzünlenip kadın çoluk çocuk ağlıyorlar tabii ki ağayı o kadar çok seviyorlar ki ağadan kalan kitap yani talimat name bu olduğu için çocuklarada ezberletiliyor. 

Güzel okuma yarışmaları!

Bir gün diyor ki; “Ağanın mektubunu okuma yarışması yaptıralım çocuklarımıza en güzel kim okur?” Ve okuma yarışması düzenliyorlar işte çocuklara ödül veriyorlar 1. gelen, 2. gelen, 3. gelen... Ağanın mektubunun hafızları oluşuyor çiftlikte. 

İş öyle hale geliyor ki çiftlik içindeki gruplarda farklı versiyonda yazılı talimat Nameler ve okuyucular öyle hürmet görüyor ki artık ağadan Ve talimatname den çok hocalara yani okuyanlara onlara hürmet edilmeye başlanıyor!

Ağa bir gün geri döner ve hesap sorarsa?

Hikaye bu ya Ağa birkaç sene sonra dönüp geldiğinde bıraktığı o muasır her ihtiyacı karşılayacak çiftlikten eser kalmamı! Çiftlikte insanların ihtiyacı olan sebzelerden meyvelerden ve diğer ihtiyaçlarını nasıl KARŞILANACAĞINIndan oluşan hiçbir şey kalmadığı gibi tamamen yerine hibrit, geni değişmiş gösterişli tatlari farklı hiç görülmeyen talimatname de yazmayan fakat görünüşü güzel sesi kulağa hoş gelen fazlada sert olmayan yumuşak ve ılımlı tatları olan mahsuller konulmuş ayrıca yenmeyen kesin yasaklanan şeyler yenmeye başlanmış üretmeyin dediklerini üreterek sağlıklı ürünlerin de kaybetmişler Ve daha neler neler üretmişler talimatname de yazmayan tabi bunu yiyenlerde sağlıksız esasattan uzak hiçbir işe yaramAyan bir topluluk, rüzgâr nerden eserse oraya doğru giden, kim ne derse onu yapan algı operasyonlarına gri propagandalara açık bir topluluk...!

Talimatnamede yazanı bir düşünün, fikir edin, akıl edin...!

Sözler yerine sadece ezber de kaldığı için ve hayata geçirilmediği için çiftlik içindeki insanlar da sağlıksız belirsiz ne ağanın yolunda giden ne Paşa’nın yolunda giden ne eğrisi belli ne doğrusu belli olmayan, güruh haline gelmiş böyle bir topluluk oluşmuş...! 

Hikayenin sonrasını merak ediyorsunuz o çiftlikteki insanların pek çoğu talimatname den uzak yaşadıkları için yine talimatname de yasak diye yazılan meyhanelere, çözümsüz problemlerle deli hanelere, pek çoğu da talimatnameye uymadıklarından hapishanelerde kalan ömrünü yaşarken büyük kısmı da yine talimatnameye uymayan ürünleri mahsulleri ve başkaları tarafından kendilerine hoş gelen lezzetli şeyleri yiyerek aslında hayatlarını zehir ederek hastahaneden de organlarından birkaç tanesi eksik, elinde talimatname de ve beyin kodlarında olmayan ilaç diye adlandırılan torbalarla her geçen günü mutsuz umutsuz sürüne sürüne yaşayan bir topluluk haline gelmiş ...

Düşman Ağaların talimatlarına uymaya başlamışlar...!

İşler öyle hale gelir ki bizim ağanın tebaası kolonideki başka bir çiftlikteki ağanın dediklerini amel ediyorlar!

hele hele düşman çiftlikteki ağanın dediklerine uyarak onların bayramlarını, tatillerini, fikirlerine, düşüncelerine, giyeceklerini, yiyeceklerini kısaca yaşam tarzlarını kendilerini örnek alarak kalan ömürlerini de böyle devam ettiriyorlar...

Türkiye’de Diyanet işleri...

Birden düşündüm, ya bir gün bizim dünyamızdaki Türkiyemizdeki Müslümanlar da bu hale gelirse!

Kur’an’da ilim fen noktasında anlamak!

Son yıllarda müspet noktada Kur’an’ı anlatmak, anlamak ve tedris noktasında Risaleyi Nur külliyatını basan Diyanet Vakfı’nı düşününce yetkililer bir hamle daha yapar, Diyanet İşleri Başkanlığı herhalde bu yazımızı okur ve gereğini de fazlasıyla yapar diye düşündüm!

Hakiki Müslüman kim?

 Biz Kur’an’a ve sünneteullahı

Allah (cc) Resulullah’a söylüyormuş gibi;

 hangi makamda kime, nerede, niçin söylemiş;

manası maksadı ve muradı, tevili nasıl olmalıdırı mutlaka iman hakikatlerini çerçevesinde öğrenip hayatımıza şiyar edinirsek, işte o zaman Allah’a kul habibine ümmet olarak huzuruna çıkabilecek yüzümüz olur diye düşünüyorum...

Bu işi de yine eğitim ve dinden sorumlu başkanlara, bakanlara başbakanımıza ve her işi çözmekte muktedir olan cumhurun seçtiği başkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a arz ediyorum.

WhatsApp ihbar hattı: 0530 200 00 96

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23