İsrail muhibbi İran ve avanesi Halep’i harap etti!
Hayat Kitabımız Kur’an’dan
Bundan dolayı İsrailoğullarına (Kitap’ta) şunu yazdık: “Kim, bir insanı, bir can karşılığı veya yeryüzünde bir bozgunculuk çıkarmak karşılığı olmaksızın öldürürse, o sanki bütün insanları öldürmüştür. Her kim de birini (hayatını kurtararak) yaşatırsa, sanki bütün insanları yaşatmıştır. Andolsun ki, onlara resûllerimiz apaçık deliller (mucize ve âyetler) getirdiler. Ama onlardan birçoğu bundan sonra da (hâlâ) yeryüzünde aşırı gitmektedir.
Maide /32
Halep ahh Halep…
Göz göre göre ademe mahkûm edildi Halep…
Katil Esed’in askerleri, İran’ın Şii milisleri ve Rusya sadece Halep’i yok etmedi…
Oradaki İslami kimliği yok etti…
Oradaki camileri yok etti…
Oradaki insanlığı yok etti…
Türkiye’den başka hiç kimseden, hiç bir ülkeden ses seda yok…
Birleşmiş Milletler diye bir teşkilat var…
Ne işe yarar Allah aşkına …
Katledilenler yerlerinden ve yurtlarından kovulanlar Müslüman olunca her zaman olduğu gibi üç maymunu yani ‘duymadım-görmedim bilmiyorum’u oynayan bir örgüt BM...
İslam Birliği Teşkilatı diye bir örgüt var... Kendine hayrı olmayan, aciz bir teşkilat…
‘Aman beni uyandırmayın’ diyen ve derin bir uykuda olan hiçbir işe yaramayan sadece toplanıp dağılan Arap Birliği diye bir teşkilat var... Müslümanlar katledilmiş, yurtlarından sürülmüş umurlarında mı?,,
Bugün dünyada 1.5 milyardan fazla Müslüman var…
Ama sadece adları Müslüman, Avrupa ve ABD’nin kulu kölesi olan bu ülkelerden Halep için ses yok, çıksa da ‘laf ola beri gele’ cinsinden…
Halep’teki katliama yanıp tutuşan başta Türkiye olmak üzere vicdanlı Müslümanlar çığlık atıyor sadece o mazlumlar için…
1.5 milyar Müslüman; başta terör örgütlerine her türlü lojistik desteği veren başta ABD olmak üzere, sömürgeci İngiltere’nin soykırımcı sömürgeci Fransa’nın, katliamın ortağı Rusya, Çin ve mezhepçi İran’ın insafına kalmış maalesef…
Bizim içimizdeki Esed sevicileri ise katilin katliamlarını, sürgünlerini sevinç çığlıkları içinde ‘Esed’in zaferi’ diye vermekten bugüne kadar utanmadılar, belli ki bundan sonra da utanmayacaklar…
ZALİMLERLE VE TERÖR ÖRGÜTLERİYLE BİRLİKTELER
‘İçimizdeki İrlandalılar’ Türkiye’ye karşı o zalimlerle o teröre ve teröristlere alenen destek veren ülkelerle birlikte hareket ettiler, bundan sonra da onlara destek vermeyi sürdürecekler…
Tıpkı FETÖ gibi… Tıpkı PKK gibi…
Tıpkı DEAŞ gibi..
Müslümanlar ‘Bu batıdan bize hayır gelmez’ demediği müddetçe bizlerin doğruları görmesi pek mümkün görünmüyor gibi…
İşte o Avrupa, bir yandan denizlerde insanların diri diri gömülmesine göz yumdu, sağır oldu, diğer yandan da demokrasi havarisi kesildi, insan haklarından dem vurdu, ‘timsah gözyaşları’ döktü…
AVRUPA KATLİAMLARA
HEP GÖZ YUMDU...
İşte o Batı, dün nasıl Avrupa’nın göbeğinden Bosna’da Sırp çeteler tarafından bir gecede Srebrenitsa’da 8 bin Müslümanın kanını içerek toprağa gömdüyse, yine Bosna savaşında Sırp çetelerin 250 binden fazla insanın katledilmesine seyirci kaldıysa, bugün de Budist çeteler tarafından Myanmar’da katledilen Müslümanlara, Halep’te, İran’ın Şii teröristlerinin, katil Esed’in ve Rusya’nın güdümünde katledilen evinden, barkından yurdundan sürülen Müslümanlara karşı timsah gözyaşları dökmekten başka bir şey yapmıyor…
ŞEHRİN İSLAMİ
KİMLİĞİNİ DE SİLDİLER
Kim var oralarda…
Yine aynı zihniyet, yine aynı katiller…
Bugüne kadar Suriye’de taş üstünde taş koymadılar…
Tarihi yerle bir ettiler…
Camileri, kiliseleri, hastaneleri vurdular, çoluk-çocuk, kadın -erkek demeden toplu kıyımlar yaptılar, insanları diri diri yaktılar, 1 milyondan fazla insanı katlettiler, 15 milyon insanı evlerinden barklarından ettiler…
Şimdi soralım;
İsrail, Filistin’de Müslüman kanı içiyor..
ABD, yıllardır hapishanelerinde Müslümanlara işkence ediyor, bir şeyleri bahane edip Müslüman ülkelerde düğün alaylarını bombalıyor, onlarca Müslümanı katlediyor…
İngilizler yıllardır, Afrika ülkelerinde terör estiriyor, insanların emeklerini sömürüyor itaat etmeyenleri bir şekilde saf dışı bırakıyor, terör örgütlerine desteğini esirgemiyor, İslam dünyasındaki katliamlara ses çıkarmıyor…
Fransa, Cezayir’de dünyanın en büyük Müslüman soykırımını yaptı, şimdi de aynı zulümlere bugün de devam ediyor…
Hangi birini sayalım…
Bugüne kadar İsrail’le düşman olduğunu iddia eden; böylece İslam dünyasının övgüsüne mazhar olan İran, şimdi de Suriye’de yaptığı katliamlardan dolayı İsrail’in övgüsüne mazhar oluyor…
İRAN-İSRAİL DÜŞMAN DEĞİL; İKİ DOST ÜLKE!..
Daha düne kadar ‘İran’ı yok etmeliyiz’ mesajı atan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, şimdi de Kazakistan’dan “Suriye’de çok iyi Müslüman katlediyorsun!” diyerek İran’a Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani vasıtasıyla zeytin dalı uzatıyor ve şunları söylüyor: “Eğer İran İsrail’e karşı duruşunu değiştirirse İsrail de İran’a karşı davranışını değiştirir.”
Böylece eski düşman(!) dost oluveriyor…
İşte o Şii milisler bugün, Rusya ile, İsrail ile, Esed rejimi ile kol kola, el ele, Halep’te Müslüman kanı içiyor…
O Farisi ‘mezhepçi kafa’nın ‘o büyük şeytan’ dediği ABD’den, Baasçı çeteden, o haçlı ittifakına katılmış ülkelerden, o Müslüman kanı içen ırkçı kafalardan ne farkı var…
Yok… Yok… Yok…
Biz Tahran yönetiminin asıl amacının sadece Irak olmadığını da biliyoruz….
İran’ın asıl amacı o bölgeyi tamamen ele geçirmek…
Şu anda Irak’ta varlar…
Suriye’de varlar…
Yemen’de varlar…
Şimdi de gözlerini Suudi Arabistan’a diktiler…
Dün elime geçen ve Şii milislerin kan donduran o sözlerinin yayınlandığı bir video bunun tam da kanıtıydı…
Buyurun o eli kanlı Şii milislerin neler söylediklerine şöyle bir göz atalım:
“Görevimizi yaptık, Allah rızası için bize emanet edilen görevi bitirdik… Allah’ın izniyle bir arkadaşımız yaralanmadı… Bir damla kanları bile damlamadı elhamdülillah… Cesetlerini çiğneyip şehre girebildik…(Sünni Müslümanları kastediyor) Hepsini kaydettin mi bilmiyorum... Hepsini ezdik ilerleyebildik meydanda elhamdülillah… Köklerini yaktık buraya bir daha gelmeyi umuyoruz. Rezil edeceğiz o…. Çocuklarını… Yeryüzündeki son Sünni köpeğine kadar yakacağız… Er veya geç Arabistan ve Kâbe’de onları yok edeceğiz... Kâbe Sünnilerin değil bizim, Ali Bin Ebu Talib’in yani Şiiler olan bizlerin... Kâbe bizim o (Sünni o… Çocuklarının değil)
Eli kanlı Şii teröristleri videonun devamında da Cennetle müjdelenen Hazreti Osman’a, Hazreti Ömer’e, Hazreti Ebu Bekir’e ağza alınmayacak alçakça sözler sarf ediyorlar…
Ve sonunda da “Ben, sen şarkı söyleriz… Sünni halkı öldürmek isteriz hepimiz” diyerek kan emici vampirliklerini bir kez daha ortaya koyuyorlar…
Bu nasıl bir kindir…
Bu nasıl bir Müslümanlıktır…
ASIL HEDEFLERİ PERS İMPARATORLUĞU
İşte bu video da onların gözlerini Suudi Arabistan’a diktiğini açıkça gösteriyor…
Dün Yemen’de mezhepsel yaklaşımla insanları birbirine düşüren, iç savaş çıkartarak böylece yönetimi ele geçiren, ardından Suudi Arabistan sınırına konuşlanan İran’ın şimdi hedefi belli ki Müslümanların namaz kılarken yüzünü döndüğü Allah’ın evi Kâbe…
Bölgede ‘Pers milliyetçiliği ile’ Şii yayılmacılığını sürdüren İran’ın asıl hedefinin Pers (Farisi) İmparatorluğu’nu kurmak olduğunu tahmin etmek için müneccim olmaya gerek yok sanırım…
Yapılanlar ve yapılmakta olanlar bunun apaçık delili…
Ama bunu asla başaramayacaklar…
Son söz;
Türkiye olarak Halep’teki drama da sessiz kalamazdık…
Mazlumun ve mağdurların hep yanında olan Türkiye, Halep konusunda da üstüne düşenleri fazlasıyla yaptı, yapmaya da devam ediyor…
Halepli mazlumların güvenli bir şekilde İdlib’e taşınmasına her türlü desteği sağladı Türkiye…
Türk Kızılayı, Cilvegözü sınır kapısında seyyar hastaneler kurarak, yaralılara ve hastalara ilk müdahaleyi yaptı, durumları ağır olanları da bölgelerdeki hastanelere sevk edilmesini sağladı..
Biz mezhep ve meşrep gözetmeyiz…
Biz kapılarımızı kapatmayız ehl-i salip gibi…
Biz mazlum ve mağdur kim varsa ona yardım eder, evimizi yuvamızı açarız..
Hülasa; muhacire ensar oluruz;
Çünkü biz Türkiye’yiz…
Selam ve dua ile kalın…