İçimizdeki ‘İrlandalılar’ ve Haçlılarda 16 Nisan gerginliği...
Türkiye’ye yeni bir ufuk açacak, ‘Evet’ le Türkiye’nin yeniden dirilişine vesile olacak 16 Nisan’daki referanduma şurada sayılı günler kaldı…
Referandum, hem içimizde yer alan ‘hayır’ cephesindeki ‘İrlandalıları’ gerdi, hem de Haçlı dünyasının ülkemize nasıl bir düşmanlık sergilediğini bir kez daha gözler önüne serdi…
Bir taraftan ‘Türkiye bizim en iyi müttefikimiz’ diyen ancak; Türkiye düşmanı terörist örgütlerden PKK ve FETÖ’ye kucak açan onlara kol kanat geren, ‘Türkiye’ye düşman olan kim varsa bizim dostumuz’ diyerek ‘Can Dündar” gibi casusları ödüllendiren Almanya; Hitler’in izindeki politikalarına devam ettiğini bir kez daha tescilledi…
PKK’lıların düzenledikleri mitingleri Kandil’e bağla, terör propagandası yapmasına ses çıkarma ondan sonra da ‘sizin müttefikinizim, dostunuzum’ de... Olmaz olsun böyle müttefiklik, böyle dostluk…
YALANLA DOSTLUK OLMAZ
Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın bırakın miting yapmayı, Almanya’da düzenlenen bir mitinge video konferansına katılmasına bile izin vermeyenden dost da olmaz müttefik de…
‘Mültecileri yeter ki buraya göndermeyin, size üç yıla yayılmış 3 milyar avro verelim; ardından da 3 milyar avro daha verelim’ de ama sözünde durma…
Böyle müttefiklik de olmaz dostluk da
Çünkü sizin tüm politikalarınız yalan ve menfaat üzerine kurulu…
Almanya, Hollanda, Avusturya…
Şimdi bir de İsviçre katıldı Türkiye ve Erdoğan düşmanlığına …
AŞAĞILIK SALDIRILAR BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ MÜ?..
Önceki gün Basel’de ‘Morgestraich Karnavalı’ adı altında düzenlenen etkinlikte, kanlı örgüt FETÖ ve PKK’nın gazetelerinin yandığı gösterilirken, ‘Öğrenciler öğretmenler hapiste, gazeteler yakılıyor; Türkiye’nin şefine 5 milyon verin mermi alsın’ gibi aşağılık ifadeler kullanılırken hem Türkiye’ye hem de Cumhurbaşkanımız Erdoğan’a salya sümük saldırdılar tıpkı Avrupa gibi, tıpkı Pensilvanya’daki salya sümük beddua eden elebaşları gibi…
KARİKATÜRLERİ ÇİZEN BİLDİK VE TANIDIK BİR İSİM
Dün gazetemizde de yayınlanan ve hakaret içeren o karikatür formatındaki çizgileri ve üzerindeki yazıları gördüğümde tam da bu çizgiler Zaman’ın ‘Yorum’ köşesinde karikatürler çizen Dağıstan Çetinkaya’nın dedim…
Zaten oradaki sözler de tipik FETÖ’cülerin sözleri... Almanya’sı, Hollanda’sı, Avusturya’sı, İsviçre’si vs… Teröre ve teröristlere destek veren Türkiye düşmanı ülkeler unutmasınlar ki, o terör belası onları da bir gün vurur…
TERÖR BUMERANG GİBİ AVRUPA’YI DA VURUR
Cumhurbaşkanımız Erdoğan terör örgütlerine destek veren, onlara kapılarını ardına kadar açan, teröre karşı amansız bir mücadele sürdüren Türkiye’ye sessiz kalan, teröristlere yataklık yapan, onlara her türlü maddi manevi destek veren, Avrupa ülkelerini sürekli şu sözle uyardı: Terör bumerang gibi, bir gün sizleri de vurur…
Bunu daha nasıl anlatacağız…
Anlayana sivri sinek saz; anlamayana davul zurna az…
Selâm ve dua ile.
Kılıçdaroğlu yeni sistemde başbakanlık yok boşa bekleme!..
Birisi CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na anlatsın Allah aşkına şu ‘Cumhurbaşkanlığı sistemi’ni... Kılıçdaroğlu, önceki gün katıldığı bir radyo programında ‘yeni anayasayı ve Cumhurbaşkanlığı sistemini’ eleştireyim derken büyük bir gafa daha imza atmış...
‘Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nde başbakanlığın kaldırılacağını unutan Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanı ve başbakanın iki ayrı partiden çıkması durumunda güçler ayrılığının yaşanacağına ve kavga çıkacağına dikkat çekerek ‘neden millete anlatılmıyor’ diyerek bir de sitemde bulunmuş...
Bak Kılıçdaroğlu iyi oku:
16 Nisan’da halkın oyuna sunulacak referandumda yani ‘Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nde başbakanlık yok...
Haydi; burun kırmaktan, ayak ısırmaktan Meclis’te neyin oylandığını görmediniz..
Peki; Meclis’ten geçtikten sonra da okumadınız ‘o maddeler neyi içeriyor’ diye...
Bunu da geçtik...
Ya Allah aşkına! Danışmanlarınız da mı hatırlatmadı ‘bu sistemde başbakanlık yok’ diye...
Hatırlatsalar ne yazar ki;
Şili’den referandum için Francisco Garcia Ferrada adında bir reklamcı getirdiniz; bize “Hayır’lı bir kampanya yapsın” diye...
Onu da ikna edemediniz niçin ‘Hayır’ dediğinize... En sonunda Ferrada da isyan etti: “Ben bir haftadır buradayım, ‘Hayır’ oyunun ne önerdiğini anlamış değilim.”