İsrail gibi İran’a da karşı olunmalı
İsrail, Suriye’deki İran ve İran’a bağlı örgütleri yıllardır vuruyor. Ancak İran, 1 Nisan’da Şam’daki elçilikleri vurulup ikisi general sekiz kişi öldürülünce vaziyeti kurtarmak için 14 Nisan’da İsrail’e sınırlı bir saldırı düzenledi. Kamikaze SİHA ve füzelerle yapılan saldırıda bir İsrailli bile ölmedi. İddiaya göre İran’ın fırlattığı füzelerden biri İran içine düştü ve yedi kişinin ölümüne neden oldu. Ürdün’de de üç kişinin öldüğü söyleniyor.
İsrail geçtiğimiz Cuma günü saldırıya verilen cevaba bir cevap daha vererek sınırlı bir saldırıda bulundu. Böylelikle o da kendince vaziyeti kurtarmış oldu ve İran’dan sözde intikam almış oldu. Hem İsrail’in acelesi var çünkü Amerikalıların da onay ve desteğiyle Gazze Şeridi’ndeki Refah şehrine saldıracak. Sonuç olarak İran ve İsrail arasındaki hırlama ısırmaya dönüşmeden bitti ve tekrardan Filistinli katliamına geçildi.
İsrail ve İran bölgenin huzurunu bozan iki haydut devlettir. Bu yüzden birbirleriyle çarpışmaları barış içinde olmalarından iyidir. Üç haftalık gerginlik bile yüzlerce Filistinlinin hayatının kurtulmasına vesile oldu. Dolayısıyla ne kadar çok savaşırlarsa birbirlerine kayıp verdirirler ve mazlumlar nefes alırlar. Bölgeye barış İran-İsrail çatışmasıyla gelir demek yanlış olmaz.
İran’ı sırf Müslüman olduğu için iyi niyetle destekleyenler olabilir ama kanaatimce yanlış bir tutumdur. Çünkü İran da İsrail gibi Müslüman kanıyla besleniyor. Suriye’de neler yaptığına hepimiz şahidiz. Yüzbinlerce insan bu ülkenin ve örgütlerinin elinden can verdi. Azerbaycan’a karşı Ermenistan’ı destekleyen yine İran’dır. Biraz tarihe bakılsa sadece Müslümanlarla savaştığı görülebilir. Çünkü Şii anlayışa göre Sünniler yakın tehdittirler. Onlara göre önce Sünnileri yok etmek lazım. Vakit olursa da gayri Müslimleri hedef alacaklar ama bu senaryo hiçbir zaman gerçekleşmeyecek.
Bu yüzden İran’ın durdurulması kimin elinden olursa olsun elzemdir. Bu demek değildir ki İsrail’den yana olunmalı. Demek istediğimiz, ikisi de Müslümanlara ve insanlığa zarar verdiği için sadece İsrail’in değil İran’ın da tarafı tutulmamalı. Çünkü bu mantıkla hareket etmezsek Müslüman dünyadan çıkmış PKK’sından IŞİD’ine kadar her terör örgütünü desteklemek gerekir. Dikkat edilirse PKK, FETÖ ve IŞİD gibi örgütler de İsrail’e destek veriyorlar. FETÖ’nün İsrail muhabbeti malum. İsrail, “Güneyde sevdikleri ülke” olarak bilinir. PKK’lılar yakın zamanda desteklerini ilan etmek için İsrail’e bile gittiler. Adı geçen şer güruh içinde kendini inançlı bir Müslüman olarak tanımlayanlar da olacaktır. Ama gelin görün ki öyle bir gaflet içindeler ki Müslüman kanından beslenen bir terör devletine terör kardeşliği üzerinden yanaşabiliyorlar.
Durum böyleyken İran desteklenmez. Bir zalimin diğer bir zalimle terbiye edilmesi belki de İlahi bir karardır. Varsınlar birbirleriyle savaşsınlar veyahut savaşmazlarsa bile birbirlerine zarar versinler. Mahalledeki çete, sırf mahalleden diye diğer mahallenin çetesiyle kavga ettiğinde tutulmaz. Çünkü bugüne kadar mahallede cinayet, gasp, düzeni bozma gibi suçları mahallenin çetesi yaptı.
Dolayısıyla bu iki devleti seyrederken birini alkışlamak yerine birbirlerini hırpalamalarını sessizce izlemek daha iyidir. Çünkü iki kötü arasında taraf tutulmaz ve kalben de olsa destek verilmez. Kendinize şu soruları sorun; Sizin ülkeniz savaştığında adı geçen ülkeden herhangi bir desteğinize gelir mi? Peki düşmandan yana olurlar mı?