Son operasyonun özelde Halkbank, genelde ise Hükümet’i hedef aldığını belirten Şamil Tayyar, kirli operasyonu yöneten Savcı Zekeriya Öz’ün de hükümetle hesaplaşma peşinde olduğunu söyledi.
“Bu soruşturmanın merkezinde, odağında yer alan Halk Bankası’dır. Halk Bankası, Hindistan, Kuzey Irak ve İran’la petrol ticaretinin kilit kuruluşlarından birisi ve Halk Bankası veritabanına girilerek ve Halk Bankasının hem iç kamuoyunda hem uluslararası arenada karizması çizilerek bir mesaj verildi. Ayrıca bu operasyonlarla Türkiye’nin 20 milyar doların üzerinde bir ekonomik kaybı var. Zekeriya Öz, görevden alınmanın ve son dönemde kendisine yönelik tepkilerin de etkisiyle hükümetle bir hesaplaşmaya gitti. Zaman zaman odasında çağırıp görüştüğü gazetecilerle, zaman zaman dışarıda dost sohbetlerinde hem sayın Başbakan’a hem hükümete yönelik çok ağır ifadeler kullandığını biliyoruz, bizlere kadar bunlar geldi. Dolayısıyla Zekeriya Öz’ün bir hesaplaşma, intikam duygusuyla soruşturmayı yürütmeye çalıştığını görüyoruz. Bu sıkıntılı, yani bu savcılarla bu soruşturmanın yürütülmesi mümkün gözükmüyor. Öz’ün o baskından sonra yeniden ikinci baskına gittiğinde içeriye alınmadığını öğrendim. Doğrusu da budur. Alınmaması da gerekir zaten, soruşturmayı yürüten de kendisi değil. Rıza Sarraf’ın hem uzunca süredir, yaklaşık 1,5 yıldır, adli takipte olduğunu görüyoruz ama öncesinde de 2 yıl boyunca önleyici istihbarat kapsamında dinlendiği ortaya çıktı. Dolayısıyla 3 yılı aşkın süredir aslında Rıza Sarraf’ın emniyet tarafından yakından takip edildiği anlaşılıyor. Yani Bakanı bile aldatan ve ondan bile bilgi gizleyen bir soruşturma süreci takip ediyor. Şimdi bir taraftan rüşvetten bahsedeceksiniz, bir taraftan hırsızlıktan bahsedeceksiniz ama bunu tespit eden bir görüntü yok. İşte ‘bir yerde bir valiz var’ deniyor ki ‘bu valizde 800 bin euro para var ya da 800 bin dolar para var’. Sonra o valizin hacmini ölçtüğünüzde o kadar paranın, o valizde yer alması asla mümkün değil. Eğer bakanlarla ilgili bir fezleke hazırlanacaksa bu fezleke dolaylı dinlemeler üzerinden olmaz. Yargıtay Genel Kurulu’nun içtihatı var eğer bakanlarla ilgili böyle bir işlem olacaksa oğlunu yakının vesaireyi dinleyerek bakanlarla ilgili bir fezleke hazırlayamazsınız. Buradan anlıyorsunuz ki meseleyi hukuk bağlamından çıkarıp bir siyasi operasyona dönüştürmeye çalışmışlar. Ben inanıyorum ki soruşturmanın seyrine ilişkin tüm ayrıntılar kamuoyuna yansıdığı zaman operasyona destek verenlerin önemli kısmının yüzünün kızaracağını düşünüyorum...”