• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Mecelle nedir?

Yeniakit Publisher
2018-03-12 13:00:00 - 2018-03-12 13:16:49
Mecelle nedir?

Mecelle-i Ahkâm-ı Adliye veya kısaca Mecelle, 1868-1876 yılları arasında Ahmet Cevdet Paşa başkanlığındaki bir komisyon tarafından derlenen İslami özel hukuk kuralları kodeksidir. Osmanlı İmparatorluğu'nun son yarım yüzyılında şer'i mahkemelerde hukuki dayanak olarak kullanılmıştır. Arapça "çok büyük boy kitap" anlamına gelmektedir. Türk Medeni Kanunu'na ek olarak çıkarılan 864 sayılı Tatbikat Kanunu'nun 43. maddesiyle 4 Ekim 1926'da Mecelle yürürlükten kaldırılmıştır.

Osmanlı-İslam Hukuku’nda ilim deryasında yüzebilen alimlerin azaldığı bir devirde Ahmet Cevdet Paşa riyasetinde toplanan bir heyet tarafından vücuda getirilip devrin padişahına arz edilen bir hukuk şaheseri olan Mecelle, veciz bir üslup ile kaleme alınarak bugün bile bazı kaideleri darbımesel olan, çeşitli lisanlara tercüme edilen, şerhleri yapılan bir belagat harikasıdır. O kadar ki, Fransız İlimler Akademisi, kendi kanunlarının iktibasına mani olmasına rağmen Ahmet Cevdet Paşa’yı bir “Altın Madalya“ ile taltif etmiştir. 1926 yılında İsviçre Medenî Kanunu’nun iktibasıyla yürürlükten kaldırıldığı için bu tarihten itibaren ilgilileri tarafından sadece bir araştırma konusu haline gelmiştir.

1. Mecelle öncesi Osmanlı hukuku

İslam Hukuku’nun kaynakları Edille-i Şeriyye dediğimiz Kitap, Sünnet, İcma-ı Ümmet ve Kıyas-ı Fukaha’dır. Osmanlı Devleti’nde Mecelle hazırlanmadan evvel kadılar, fıkıh ve fetva kitaplarına bakarak ve her meseleyi müstakil olarak inceleyip ona göre hüküm verirlerdi. Zaman içinde çoğalan bu hükümler, mevzu bakımından tasnif edilmiş ve benzer meseleleri ortak hükümler altında birleştiren küllî kaideler (umumi prensipler) tespit edilmiştir. İslâm Hukuku’nda fıkıh kitapları bir nevi kanun manasına geldiğinden, ayrıca kanun ismiyle metinler hazırlayıp ilan etmeye lüzum görülmemiştir.

2. Mecelle ihtiyacını gerektiren sebepler

Çoklu hukuk sistemi, Devlet-i Aliyye’nin güçlü olduğu devirlerde herhangi bir sorun teşkil etmezken, Tanzimat Fermanı’nın ilanı ile kemâle eren Batılılışma hareketi neticesinde Osmanlı Devleti bu dönemde askeri, idari ve hukuki alanlarda yeniliklere gitmek zorunda kalmıştır. Tanzimat Dönemi idarecileri, devletin geleneksel askeri ve idari teşkilatı gibi, adliye teşkilatının da değişimin ortaya çıkardığı yeni sorunları çözmede yetersiz kaldığı görüşündeydi. Bu anlayışa bağlı olarak, devletin adliye yapısı da değiştirildi. Adliye teşkilatında tek hâkimle çalışan Şer’iyye Mahkemeleri’nin yanında, genellikle çok hâkimle çalışan, Batı tarzı Nizamiye Mahkemeleri kuruldu. Bu mahkemelerin hâkimleri, verecekleri hükümlerde hukuk bilgileri kâfi gelmediği için eski fıkıh kitaplarını taramakta veya çoğu zaman müftülere müracaat etmekteydiler. Bu sebeple muntazam ve kolay anlaşılır bir hukuk metni ihtiyacı doğmuştur.
ÖNE ÇIKAN VİDEO

3. Mecelle ihtiyacının farklı sebepleri

Medeni kanuna duyulan ihtiyacın ortaya çıkmasında rol oynayan bir diğer sebep ise, Avrupa ile olan ticari münasebetlerin artmasıdır. Şer’iyye Mahkemeleri’nde müslüman Osmanlı tebaasına karşı, müslüman olmayan Osmanlı tebaasının (zimminin), zimmiye karşı da yabancı devlet vatandaşının (müstemenin) şahitliği kabul edilmemekteydi. Ticaret Mahkemeleri çıkan uyuşmazlıkları çözmekte yetersiz kalırken, zimmiler ve yabancılar Şer’iyye Mahkemeleri’ne gitmek istememekteydiler. Ayrıca siyasi değişiklikleri takip eden sosyo-ekonomik değişiklikler de, mahkemelerin önüne, çözüm bekleyen yeni meselelerin gitmesine sebep olmaktaydı. Örneğin; eski fıkıh alimlerine göre satın alınacak evin bir odasını görmek yeterliydi. Evlerin her odasının aynı yapıldığının kabulü, evin tüm odalarının alıcı tarafından görülmesi gerekliliğini ortadan kaldırmaktaydı. Ancak sonradan evlerin odaları farklı yapılmaya başlandığında, evin her odasının görülmesi gerekliliği ortaya çıkmıştır.

4. Mecelle'nin hazırlanışı

Osmanlı Devleti’nin 19. asırda içinde bulunduğu siyasi, iktisadi ve hukukî şartlar altında doğan medeni kanun ihtiyacı, kanunun kaynağı ile ilgili farklı görüşlerin ileri sürülmesine neden olmuştur. Fransız Medeni Kanunu’nun alınması veya İslam hukukuna dayanan bir kanun hazırlanması şeklinde ortaya çıkan fikir ayrılığında, sonunda Ahmet Cevdet Paşa’nın temsil ettiği görüş benimsenerek, İslam ve Türk hukuk tarihinin ilk Medeni ve Borçlar Kanunu olan Mecelle’nin hazırlanmasına karar verilmiştir. Bunu tahakkuk ettirmek için de Ahmet Cevdet Paşa’nın reisliği altında bir ilmi cemiyet “Mecelle Cemiyet-i Osmaniyesi” kuruldu. Zamanın çok kıymetli İslâm hukukçularının yer aldığı bu heyet, 1869-1876 seneleri arasında fasılalı, maceralı çalışma neticesinde Mecelle-i Ahkâm-ı Adliyye’yi tamamlamaya muvaffak olmuştur. Kanunun her bir kitabı, çalışmanın sonu beklenmeden, tamamlandıkça zamanın padişahı Sultan Abdülaziz'in fermânıyla ilan olunmuştur.

5. Mecelle'nin muhteviyatı

Mecelle-i Ahkam-ı Adliyye’nin, tam bir medeni kanun olduğu söylenemez. Çünkü, içinde Aile ve Miras hukukuna ilişkin hükümleri barındırmamaktadır. İçinde Borçlar, Eşya ve Usul hukukuna ait hükümler mevcuttur; hükümlerinin çoğu Borçlar hukukuna ilişkin, daha az bir kısmı da Eşya ve Usul hukukuna aittir. Mecelle-i Ahkam-ı Adliyye’nin sistemine bakıldığında, söz konusu kanunun kitaplardan oluştuğu görülür. Her kitap ile alâkalı ıstılahlar (tabirler) o kitabın mukaddimesi (girişi) olarak verilmiş; sonra bu kitaplar, mevzuları içerisindeki farklılıklara göre bâblara, bâblar da fasıllara ayrılmıştır. Kısaca ifade etmek gerekirse, Mecelle-i Ahkam-ı Adliyye’nin bir girişi, 16 kitabı, 1851 maddesi vardır. Mecelle'nin kitapları muhtelif târihlerde, ayrı ayrı neşredilerek yürürlüğe konmuştur. Mukaddime ile bey' ve şirâ (alış-veriş) mevzuunu ihtiva eden ilk kitabı 1869'da, on altıncı ve sonuncusu olan kazâ kitabı da 1876'da neşredilmiştir.

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23