• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

İlk darbe 105 yaşında

Yeniakit Publisher
2014-03-31 06:35:00 - 2014-03-31 05:04:38
İlk darbe 105 yaşında

Bugün Sultan II. Abdülhamid’in tahttan indirildiği 31 Mart’ın 105’inci yıldönümü… Akit’e konuşan tarihçi-yazar Süleyman Kocabaş, Abdülhamid’in düşmanlarının arasında Ermeni, Rum, Bulgar ve Siyonistlerin olduğunu söyledi. Kocabaş, II. Abdülhamid’e ‘müstebid’ diyen İttihatçıların daha sonra diktatoryal bir yönetim anlayışını benimsediklerini kaydetti.

Bugün 31 Mart 2014... Dün sandıklara koşarak üzerindeki küresel darbe çabalarını sağduyusuyla boşa çıkaran Türk milleti, 105 yıl önce bu ülkede kayda geçen ilk büyük darbeyi yaşadı. 33 yıllık hükümdarlığı boyunca İslâm dünyasını İngilizlere ve diğer küresel çetelere yem etmeyen Sultan II. Abdülhamid, iç ve dış güçlerin el birliğiyle indirilmişti. İttihatçılar, Hareket Ordusu, İngiltere ve Almanya’nın dahliyle Sultan II. Abdülhamid’i tahtından indiren şer ittifakı, Afrika’dan Asya’ya, Rumeli’den Ortadoğu’ya kadar uzanan imparatorluk bakiyesi toprakları, İttihad ve Terakki iktidarı; I. Dünya Savaşı’na giden süreçte Anadolu topraklarıyla bıraktı.

ABDÜLHAMİD’İN DÜŞMANLARI ARASINDA HERKES VAR

Sultan II. Abdülhamid’in tahttan indirildiği 31 Mart’ın 105’inci yıldönümünde Akit’e konuşan tarihçi-yazar Süleyman Kocabaş, 31 Mart’ın Türkiye tarihinin en büyük yalanlarından biri olduğunu söyledi. “Tarihimizde yalanların en büyüğü, Rumi takvimle 10 Nisan 1909’da çıkan ve Miladi takvime göre 31 Mart 1909’a rastlayan 31 Mart darbesinde yaşanmış, uzun yıllar bu darbe hep, ‘Şeriat isteyen çember sakallıların kazan kaldırması, gerici halk ayaklanması ve II. Abdülhamid’in Meşrutiyeti ortadan kaldırmak için tertibi, irtica olayı’ olarak anlatılmış, ‘resmi tarih’ anlayışı dahilinde okullarda da hep bunlar okutulmuştur” diyen Süleyman Kocabaş, Almanya’nın ve İngiltere’nin Sultan Abdülhamid’i nüfuzları altına alamadıkları için ona düşman olduklarını kaydetti.

Muhalifler Koalisyonunun iç ayaklarının, ayrılıkçı azınlık unsurlar ve Jön Türkler olduğunu söyleyen Kocabaş, “Ayrılıkçı unsurlardan Siyonistlerin isteklerini reddedip Filistin’e Yahudilerin göçünü yasakladığı için Siyonist Yahudiler, Doğu Anadolu’da ‘Bağımsız Ermeni Devleti’ kurulmasını engellediği için Ermeni Komitacıları, bu arada, bölücü emellerini akim bıraktığı Ayrılıkçı Rumlar ve Bulgarlar da II. Abdülhamid’in düşmanı olmuşlar, Süper Güçler ve bu gruplar, Sultan işbaşında kaldığı sürece Türkiye üzerindeki emellerini gerçekleştiremeyecekleri için Jön Türklerle işbirliği yaparak onun devrilmesine çalıştılar” dedi.

İSTEDİKLERİ GİBİ AT OYNATABİLMEK İÇİN SULTAN’A KARŞI ÇIKTILAR

“İç muhalefetin Jön Türk ayağı, öteden beri ‘Meşrutiyetin yeniden ilanı için’ Sultan’la mücadele ettiği ve onun elinden bunu düzenlediği Temmuz 1908 ‘Jön Türk İhtilali’ ile geri aldığı için ona zaten öteden beri düşmandı. Jön Türkler, Meşrutiyet Türkiye’sinde daha iyi ‘at oynatabilmek’ veya ‘kendi otoriter rejimlerini kurmak’ için Sultan’ı tahtından indirdiler” diyen Kocabaş, darbeye bahanenin İttihatçı subayların komutasındaki avcı taburları içine paşa kıyafetleri giyerek giren İttihatçı hatiplerin, ellerinde Padişah adına uydurulmuş bir sahte ‘Şapka Giyme Fermanı’nı askerlere okuyarak, ardından ‘Heyyy! Müslüman kardeşler. Şapka giymek de ne demek. Bizi gavur yapmak istiyorlar!’ diyerek askeri tahrik edip ‘Şeriat isteriz’ diye sokağa dökmeleriyle oluşturulduğunu kaydetti.

SULTAN’A MÜSTEBİD DİYEN İTTİHATÇILAR DİKTATÖRLEŞTİ

“Yalan ve dalavereye bakınız ki, isyanı İttihatçılar hem kendileri çıkardılar, hem de ardından Selanik’e haber göndererek, ‘Gericiler ve Abdülhamid Meşrutiyeti yıkmak için harekete geçti, gelin onu kurtarın’ dediler. Zaten, çıkarılacak isyan sonucu, İstanbul’a müdahale için İttihatçılar, Hareket Ordusu’nu Selanik’te aylar öncesinden hazırlıyorlardı” diyen Kocabaş, II. Abdülhamid’e ‘müstebid’ diyen İttihatçıların ‘diktatoryal’ bir yönetim anlayışı oturttuklarını kaydederek, “İsyanı bastırmak bahanesiyle İstanbul’a müdahale eden Hareket Ordusu olayda haksız yere ‘Padişah’ın parmağı’ var diyerek onu tahtından indirdi, ardından İttihatçılar, ‘Olayda Sabahattincilerin de parmağı var’ deyip onları Divan-ı Harbe verip yargıladılar. Böylece darbenin sonuçları, ‘Almanların ve İttihatçıların zaferi’ olarak tarihe geçti. Darbe, Türkiye’ye Alman Hakimiyeti ve İttihatçı diktatörlüğünü getirdi” şeklinde konuştu.Yeni Akit

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23