Düşmanı denize döktüğümüz halde, işgal kuvvetlerine diz çöktürüldüğümüz Lozan hezimetinin 90. yıldönümü. Dönemin Dışişleri Bakanı İsmet İnönü ile Lozan heyetinde yer alan Dr. Rıza Nur’un büyük diplomasi hataları hem toprak kaybına hem de ekonominin ağır yaralar almasına yol açmıştı. Musul, Kerkük, 12 Adalar ve Kıbrıs işgal güçlerine adeta hediye edilmişti.
TALHA ÇOLAK / ANKARA
Günümüz Türkiye’sinin sınırlarının çizildiği 24 Temmuz 1923’te imzalanan Lozan Antlaşması’nın 90. yıldönümde antlaşmanın şartları yeniden gündemde…
Kemalistler ve laikçiler Lozan’ı ‘zafer’ olarak savunurken, göstergeler antlaşmanın ‘hezimet’ olduğunu gözler önüne seriyor Kurtuluş Savaşı’ndan galip ayrılmamıza rağmen dönemin Dışişleri Bakanı İsmet İnönü başkanlığındaki heyetin diplomasi hataları ve verdikleri tavizler nedeniyle stratejik topraklar kaybedilirken, ekonomimizin ağır yara aldığı belirtiliyor.
İSMET İNÖNÜ TEMSİL ETMİŞTİ
Kurtuluş Savaşı’ndan galip olarak çıkan Türkiye, savaş sonunda itilaf devletleri ile barış antlaşmasının imzalanması için İsviçre’nin Lozan kentinde bir araya geldi. Türkiye’yi Dışişleri Bakanı İsmet İnönü başkanlığında Sosyal Güvenlik Bakanı Rıza Nur ve Trabzon Milletvekili Hasan Saka’dan oluşan bir heyet temsil etti. İnönü başkanlığındaki heyetin, savaştan galip ayrılmamıza rağmen verdiği tavizler ve gösterdiği diplomasi zaafları nedeniyle kaybettiğimiz önemli topraklar ile ekonomik kayıplar, Lozan’ın Türkiye için büyük bir yenilgi olduğunu gösterdi.
KERKÜK, MUSUL, EGE ADALARI VE K
IBRIS’I KAYBETTİK
Lozan Antlaşması çerçevesinde Misak-ı Mili sınırları içindeki Musul, Kerkük ve Süleymaniye İngilizlere, Hatay ise Fransızlara bırakıldı. Bunun yanında 12 ada İtalyanlara, İmroz, Bozcaada ve Tavşanlı adaları dışındaki bütün Ege adaları Yunanistan’a, 1571’den beri Türklere ait olan Kıbrıs ise İngiltere’ye verildi.
EKONOMİK ZARARI BÜYÜK OLDU
Toprak konusunda verilen tavizlerle beraber Lozan Antlaşması ile ekonomik olarak da büyük kayıplar yaşandı. Antlaşma sonucu, 1923’ten itibaren 6 sene boyunca Türkiye, dış ticaret yönetimine müdahale edemedi ve bu süre içerisinde Avrupa’nın açık pazarı haline getirildi. İtilaf devletleri, Türkiye’yi ağır bir borç altında bırakarak yabancı şirketlere imtiyazlar verildi ve tam bağımsızlık bir kenara itilerek batı bloğunda yer almaya zorlandı. Ayrıca 1920-1922 arasında Yunanistan’a karşı verilen İstiklal Harbi’nin galibi olarak Yunanistan’dan tek kuruş savaş tazminatı alınamadı.
“TÜRKLER BİR DAHA ESKİ ŞAN VE
ŞÖHRETLERİNE KAVUŞAMAYACAK”
Lozan imzalandıktan sonra İngilizler, antlaşmadan gayet memnun şekilde ülkelerine dönmüştü. Lozan’da ülkelerini temsil eden İngiliz Delegasyonu Başkanı Lord Curson, İngiliz Avam Kamarası’nın, ‘Lozan’da Türklerin istiklalini neden tanıdınız?’ şeklinde yapılan itirazlara, “Asıl bundan sonraki Türkler bir daha eski şan ve şöhretlerine kavuşamayacaktır. Zira biz onları maneviyat ve ruh cephelerinde söndürmüş bulunuyoruz” şeklinde cevap vermişti.