Erdoğan Nisan’da Gazze’de

Başbakan özür sürecini şöyle anlattı: “Birçok aracı, oldu gelen gidenler oldu. Sayın Obama da bu işin üzerinde hassasiyetle duruyordu. Biz bu üç başlığımızı her zaman  kendilerine ifade ettik. Özür, tazminat ve ambargo kaldırılmadıktan sonra normalleşme sürecine giremeyiz dedik. Hatta özür ifadesi yerine üzüntü beyanını gönderdiler. Hayır olmaz kesinlikle apology olacak dedik… Bu arada metinler geldi gitti, tüm hassasiyetlerimizi dile getirdik, son olarak ambargo üzerinde durdular. Hayır o da olacak dedik.”
OBAMA’NIN ZİYARETİNDEN ÖNCE BİLGİMİZ VARDI
ABD Başkanı Obama’nın Ortadoğu seyahatinde konunun gündeme geldiğini, “eğer mutabık kaldığımız şekilde olursa bir telefon görüşmesi olabilir” dediklerini aktaran Erdoğan, şöyle devam etti: “Son ana kadar devam etti görüşmeler. Kelimeler üzerinde bile hassasız. En son anda yazılı olarak da istedik yazılı olarak görmem lazım dedim. En son metin geldikten sonra da tamam dedik, bu metin bu şekilde olursa ki telefon görüşmemizi yapacağız, Sayın Obama ile de görüşeceğiz. Obama da bizzat şahit. Biz de zaten telefon görüşmemizi kayda alıyoruz.”
Başbakan, yaklaşık yarım saat sürdüğünü bildirdiği görüşmenin üçlü yapıldığını da ifade ederek, “Önce Obama’nın da sesini duydum. Bitirince tekrar Obama’yı istedim. Tekrar görüştüm” dedi.
ŞİMDİ UYGULAMAYA BAKACAĞIZ
Erdoğan şöyle devam etti: “İş görüşmeler noktasında her yönüyle sağlama bağlandı diyebilirim. Şimdi bundan sonrası uygulamadır. Özür safhası aşılmıştır, şimdi tazminat ve ambargo ilgili adımlar atılacaktır. İsrail sözünde durmazsa, eski tavrımızı alırız.”
NİSAN’DA GAZZE’YE GİDİYOR
İsrail-Türkiye işbirliği ve Filistin meselesindeki Türkiye rolünün de önemli olduğunu vurgulayarak, “Bu da metnin içerisine girmiştir” diyen Erdoğan, “Bu durumda yakın zamanda bir Gazze seyahati var mı” sorusu üzerine “Olabilir. Yani nisan ayı içerisinde olabilir” dedi.  
SÖZÜNDE DURMAZSA ESKİ TAVRIMIZI ALIRIZ
Başbakan Erdoğan, İsrail’in üzerinde mutabakat sağlanan şartlara uymaması halinde tavırlarında bir değişim olmayacağını kaydetti. Erdoğan, “Aynı olur. Burada şu anda mutabık kaldığımız anlaşma üzerinde bu bir telefon anlaşması, bu şekilde devam ettiği sürece sözümüzde dururuz. Buna uyulmazsa eğer buradan herhangi bir geri adım atma söz konusu olursa, tekrar eski tavrımızı alırız” diye konuştu.
DAVOS’A GİDECEK Mİ?
Başbakan, “Davos’a ilişkin ambargonuzu kaldıracak mısınız” sorusuna da şu cevabı verdi: “Onun bir değerlendirmesini yaparız. Şimdi nasıl olsa Davos Türkiye’ye gelmeye başladı.”
İŞİN ŞAHİDİ AMERİKA
Ambargonun denetimi için uluslararası bir mekanizmanın kurulup kurulmayacağı konusunda da Erdoğan, “Bu işin şahidi Amerika. Bu zaten uluslararası camiaya deklare edildi. Ama işin zaten tarafları belli. İsrail ve Türkiye. Uyulduğu takdirde mesele yok. Uyulmadığı taktirde diyeceğiz şu şu olmadı” şeklinde konuştu.
Filistin meselesinin çözümü için HAMAS’ın mutlaka masada olması gerektiğini ifade eden Erdoğan, “HAMAS terör örgütü değildir” dedi.
MEDYA İLE BİRLİKTE TAÇLANDIRACAĞIZ
Erdoğan’a son olarak çözüm süreciyle ilgili sorular yöneltildi. “Bu konuyla ilgili tabii gelinen nokta çok çok önemli bir nokta. Burada benim özellikle medyadan beklentim doğrusu çok büyük, onu söyleyeyim” diyen Erdoğan, şöyle devam etti: “Eğer bu işi taçlandıracaksak bunu medya ile birlikte taçlandıracağız. Bunun benzinle değil hep suyla gelmesi lazım. İnşallah bu ateşi söndürelim. Bu barış ateşi olursa yakalım eyvallah.”
MUHATAP MECLİS DEĞİL HÜKÜMETTİR
Başbakan, komisyon kurulması talepleriyle ilgili ise, şunları kaydetti: “Hakikatleri araştırma komisyonu ifadesi bizim kabul edeceğimiz bir yaklaşım değil, biz daha önce akil adamlar konusunu söyledik, akil adamlar gündemdeydi. Böyle bir komisyon olabilir, akil adamların oluşması toplumsal psikoloji için önemli. (Çekilmeyi denetleme ile ilgilisi olmayacak mı?) Böyle bir şey olmaz. Böyle bir yetkiyi neyle vereceksiniz. Bu işin muhatabı Meclis değil hükümettir. Burada yani 7’li bazı gruplar oluşturabiliriz. Bu 7’li gruplarla, içinde akademisyenler, iş dünyası, STK’lar, medya olabilir. Halkı buna hazırlamak önemli. Eskiden o psikolojik harekat denen ifadeler vardı ya. Bu toplumsal algıyı akil adamların hazırlaması lazım.”