Eğitim-Sen, okullarda mescid açılmasından rahatsız!

HABER MERKEZİ
Eğitim-Sen Mersin Şube Başkanı Remzi Çiftçi, Mersin Akdeniz İlçe Milli Eğitim Müdürü Cevdet Arslan’ın imzası ile ilçedeki bütün okullara gönderilen bir genelge ile okullarda öğrencilerin ibadeti için “uygun yer” belirlenmesinin istenmesinden rahatsız oldu. Çiftçi, okullarda mescid açılmasının laiklik anlayışı ve bilimsel eğitime aykırı olduğunu savundu.
Çiftçi, Cevdet Arslan’ın imzası ile gönderilen bir genelgede, Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu’nun valiliklere gönderdiği 1977 tarihli yazıya atıfta bulunulmasının dikkat çekici olduğunu, söz konusu yazıda, “din ve vicdan hürriyetinin Anayasa’nın 19. maddesi ile teminat altına alındığı” vurgulanarak, ibadet yapmak isteyen öğrencilere kolaylık sağlanması, “okullarda ibadet yapmak isteyen personel ve öğrencilere gerekli kolaylığın gösterilmesi, seçmeli dini bilgiler derslerinde uygulama alanları için ihtiyaç duyulan uygun ortamların ve ibadet yerlerinin sağlanması” için gerekli kolaylığın yapılması istendiğini hatırlattı.
Remzi Çiftçi, Akdeniz İlçe Milli Eğitim Müdürünün ibadethane açılması ile ilgili okullara gönderdiği yazının tamamen yetki aşımı olduğunu savunarak, “İlçe veya İl Milli Eğitim Müdürünün böyle bir yetkisi yoktur. Kaldı ki bir çok inanca mensup vatandaşlarımızın olduğu işyerlerinde mescid, havra, kilise, cemevi açmak laiklik anlayışı ve bilimsel eğitimle ne derece orantılıdır?” diye sordu.
Eğitim-Sen Mersin Şube Başkanı Çiftçi, Türkiye gibi farklı kimlik ve inanç gruplarının bir arada yaşadığı bir ülkede, okullarda “tek din, tek mezhep” anlayışına uygun olarak ibadethane açılmasının talep edilmesinin doğru bir yaklaşım olmadığını öne sürerek, “Okullarda bu amaçla ibadethane açılması, farklı din ve mezheplere sahip öğrenciler arasında oluşacak ayrımcı ve dışlayıcı tutumların bizzat devlet eliyle yaratılarak yeni gerginlik ve kamplaşma yaratılması anlamına gelecektir” dedi.
ÖĞRETMENLER
FİŞLENECEKMİŞ
Remzi Çiftçi, okullarda “ibadethane” açılmasını istemenin, öğrenci ve personel arasında “ibadet yapanlar-yapmayanlar” şeklinde bir bölünme oluşturacağının kaçınılmaz olduğunu savunarak, “Geçmişte yaşanan deneyimlerden hareketle, böylesi bir uygulamanın öğrencilere ve öğretmenlere yönelik yaygın fişlemeleri gündeme getirmesi de kaçınılmazdır” diye konuştu.
Remzi Çiftçi, şunları söyledi: “Eğitim kurumları olması gereken okullarda, her inancın farklı ibadethanesinin olduğu gerçeği yok sayılarak, tek bir mezhebin inancı doğrultusunda ibadethane açılmasının istenmesini açık bir ayrımcılık olarak değerlendirmek gerekmektedir.
Türkiye’de yıllardır “Tek din, tek mezhep” anlayışının fiilen bütün topluma “tek inanç” gibi dayatılması ve bunun bir yansıması olarak okullarda ibadethane açılması talepleri, Türkiye gibi çok kültürlü, çok dinli ve çok mezhepli bir toplumda, neresinden bakılırsa bakılsın yeni bir “inanç istismarı” anlamına gelmektedir. ”