Bravo yine on numara bir tefrika

Devletlerde insan lar gibi doğar, büyür ölür. Hava savunma sistemi bir Devlet için ekmek su kadar ihtiyaçtır.. Osmanlı son dönemlerinde yaptığı en iyi şey eğitime önem vermesidir . Batı tarzı hatta ondan daha iyi mektepleriyle çok iyi subaylar yetiştirmiş bu subaylar Osmanlıyı kurtaramadı . Ama yeni bir Türk cumhuriyeti kurdular. Osmanlı da Türklük her zaman var olmuştur. Ve Türk tarihinin zirvesi ..ss .

Tıpkı Erdoğan'ın bizi şahlandırdığı gibi.

Ne oldu Bre cahil düne kadar Trump di hayrola ne oldu kocum

Akit gazetesi Köşe yazarı sayın Ali Erkan Kavaklı bey 20/2/2025 tarihli köşe yazısında Doğu Cephesi komutanımız Kazım Karabekir'in Mason olduğuna yazdı. Akit okuru olarak çok rahatsızlık duydum. Merhametli ve yaptığı hizmetlere karşı bu itibarsızlaştırma asla olmamalı idi . "Al eline kalemi yaz aklına geleni". Olmamalı. "Adı geçen zat-ın köşe yazısını okuyun" ve Akit okurları ile paylaşmanızı rica ediyorum. Konuyu görmezden gelmeyeceğinizi ümit ediyorum. Hayırlı Ramazanlar dilerim.

Evet Sn Yazar Aynen Doğru Söylüyorsun Vede Net Nokta

muhterem Idris Abi sen Almanya'dan emekli degil misin? Sorduk söylemedin.. Hayrola neden söylemedin.. Yasak degil ki...

Önce Keçiören’de bir evde kirada oturdu??????JEST nedir İdris!!!!

Allah'ım sağlığını, sıhhatini versin. İnşallah bir dönem daha bizi bırakmasın.

Adaletsizlik dünyanın sonunu değil ama iktidarların makam mevki sahiplerinin sonunu getirebilir. Temmuz 2023 memur maaş artışı %84 memur emeklisi SSK bağkur %24 ocak 2024 memur emekli %49 temmuz 2024 memur ve emeklisi %19 bağkur ve SSK lı %25 ocak 2025 memur ve emeklisi 11,54 SSK bağkur %15,45 . Burada memur emeklisine karşı bir oyun var . Ayrıca ek gösterge ve seyyanen yok , bunlar verilen sözlerdi. İdris bey burayıda bir yaz sende memur emeklisisin ama. Ey Rabbim mübarek Ramazan ayında zerre hile ile iş tutanları,tebasında mağdurları görmeyenleri, bildiklerini cesurca yazamayanları sana havale ediyoruz. Ey Rabbim adil olan mutlak sesin.

GÜNAYDIN MUTLU SABAHLAR YORUMU OKUDUYUCA YİNE GÜLDÜM VAHDETTTİNİ ÖVMÜŞSÜNÜZ ARTIK İYİCE BİLİYORUZ Kİ LAİK DEMOKRATİK ATATÜRK CUMHURİYETİNİ HİÇ SEVMİYORSUNUZ AMA NE YAPALIM HERKES SEVMEYE MECBUR DEĞİL DİMİ AMA BU ÜLKE MUSTAFA KEMAL ATATÜRKÜN KURDUĞU LAİK DEMOKRATİK BİR CUMHURİYETTİR ÖNDERİMİZ MUSTAFA KEMAL ATATÜRKTÜR YOLUMUZ ONUN YOLUDUR ÖYLE KALACAKTIR EFENDİM

Sayın yazar beyyy abdulla öcalan için ne düşünüyosunuz

Kardeş ülke felan hikaye. Azerbaycan'ı da biliyoruz diger Türki cumhuriyetlerini de. Bizim yöneticilerimiz ile onların yöneticilerini de bir kıyaslayın derim bakalım ne fark var?

Abdülhamit'i öveyim derken Cumhuriyet'e laf sokuyorsun. 

Cok nùfus cok su tùketimi demek cok trafik demek kòylerde ùreten insan kalmadi kirsalda herkes tavuk kaz inek besleyip agac dikiyordu balik tutuyordu uretiyordu simdi herkes metropollerde bina insaat cimento havakirliligi eksoz dumani atiklar copler atiklar kaybolmuyor birikiyor

Abdulhamitin yapabilecegi hicbirsey yoktu cunku osmanli zaten devrini tamamlamisti sanayi devrimi yapan ronesans ike cag atlayan avrupa abd uzakdogu osmanliyi geride birakmisti abdulhamit sadece bu olayi geciktirdi

DUNYANIN SONU COK YAKIN GDO LU GIDALAR AKILLI TELEFONLAR TEKNOLOJÌ MIKROPLASTIKLER .1950 YE KADAR YUZYILLARBOYU 1.5 MILYARI GECMEYEN NUFUS BIRDEN 8 MILYARA YUKSELDI ORMANLAR YOKOLUYOR OKYANUSTA YASAM BITIYOR ASIRI NUFUS ASIRI TÙKETIM CÒP YETERSIZ KALAN KÌRLENEN DENIZLER INSANLIGIN SONUNU GETIRIYOR YANAN ORMANLAR KONUT ICIN KESILEN AGACLAR HEPTWN YASAMI ZORLASTIRIYOR

Rabbim yolumuzu açık etsin,

Sevr'i kim onayladı? Bu antlaşma ile Türk'ün vatanı bile kalmamıştı, neredeyse bütün imparatorluk başkaları tarafından gasbedilmişti. Yersiz, yurtsuz kalmıştın. Sonrası bütün Türkiye'yi yeniden fethetmek gibi bir şey. Padişah mı yaptı bunu? Saray, kızlar ağası, harem, cariye, ganimet, kul köle... Bunların akıbeti yok olmaktır. Canlarıyla, mallarıyla Türkiye'yi gelecek nesillere devreden aziz şehitlere Allah rahmet eylesin, mekanları Firdevs cenneti olsun!

Abdülhamid’in servetini yöneten Ermeni: Agop Paşa. Hazırladığı ıslahat programıyla hem devlet maliyesinin tasarruf etmesini sağlayan, hem de Sultan Abdülhamid’in servetini arttıran Agop Kazazyan Paşa hayatıyla da alışılmışın dışında bir Osmanlı bürokratı portresi çizmiştir. Sultan Abdülmecid ve Abdülaziz'in zamanlarında iflasın eşiğine gelen ve küçültüle küçültüle Mabeyn-i Hümayun'a bağlı bir müdürlüğe dönüştürülen Hazine-i Hassa'da, II. Abdülhamid'in devrinde köklü bir ıslahat gerçekleştirildi. Hazine-i Hassa, kısa sürede nezarete (bakanlığa) çevrilerek büyük gelirlerin idare edildiği, geniş memur kadrolarıyla sistemli bir şekilde çalışan, adeta 'devlet içinde devlet' denilebilecek bir teşkilata dönüştü. Başta Musul'daki petrol arazileri olmak üzere stratejik açıdan önemli, büyük gelirler getireceği düşünülen birçok gayrimenkul satın alınarak padişahın şahsî mülkü haline getirildi. Bu durum sonraki yıllarda bazılarınca büyük bir başarı olarak değerlendirilirken, bazı kesimler Abdülhamid'i şahsî servetini artırmaya çalışmak ve her şeyi tekeline geçirmekle suçlamışlardır. Abdülhamid ise Hazine-i Hassa'yı hem gerektiğinde devletin malî ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir kurum, hem de ileride çocuklarına bırakabileceği bir miras olarak değerlendirmiştir. Sultan Abdülhamid'in bu konuda en büyük yardımcısı, neredeyse tahta çıktığından itibaren yanında olan Agop Kazazyan Paşa'dır. Sultan tüm yaşamı boyunca Agop Paşa'yı taltif ve armağanlara boğmuş, tahttan indirildikten sonra bile onu; "Cülusumda 60 bin liram var idi. Sonra Agop Paşa'nın himmetiyle tasarruf ederek biraz para biriktirdim. Bu da hem evlatlarımın âtisini (geleceğini) temin etmek, hem hin-i hacette (gerektiğinde) devlete yardım eylemek maksadıyladır" sözleriyle yâd etmiştir. (SARO DADYAN 27/12/2016)

Ne tarih biliyorsun ne coğrafya,ne sosyoloji ne psikoloji.Yazarın bilgisi bu seviyedeyse okurlarını siz düşünün. Ne diyelim.Böyle başa, böyle tarak.

II. Abdülhamid, Osmanlı İmparatorluğu'nun 1.592.806 km² toprak kaybı ile en çok toprak kaybeden padişahlarından biri oldu. 1878'den 1908'e kadar Mısır, Sudan, Habeş vilayetleri (Eritre, Cibuti, Kuzey Somali toprakları), Tunus, Sırbistan, Karadağ, Dobruca ile birlikte Romanya, Bulgaristan, Girit, Kars, Batum, Ardahan, Artvin, Bosna-Hersek ve Kotur, onun döneminde kaybedildi. Yemen'de 1904 sonrasında İmam Yahya ve Şeyh İdrisi isyanları, Lübnan'da Ammiya Ayaklanması baş gösterdi, Kuveyt özerk hale gelip İngiliz kontrolüne girdi, Arabistan'da döneminin başında sağlanan kontrol 1902 ve sonrasında İbn Suud isyanı ile kaybedildi. (Alıntı)

17 Kasım 1922 tarihli resmî bir telgrafın ilk, cümlesi şuydu: «Vahdettin Efendi bu gece saraydan ayrılmıştır.» Bu telgrafın bir iki cümlesini daha 18 Kasım 1922 gününe ait Meclis tutanaklarında okumuşsunuzdur. Fakat telgrafın aslında, bu ayrılışa kimlerin yardım etmiş olabileceğinden, kutsal emanetlerin nasıl korunacağından ve daha başka hususlardan bahseden alt tarafı da vardır. Aynı gün Meclis'te okunmuş bir mektup suretiyle ona ekli -ajanslarla yayınlanmış- bir bildiri suretini de zabıtlardan bir daha okuyalım: 17.11.1922 Mektup Sureti Bir nüshasını ilişik olarak sunduğum resmî bildiride açıklandığı gibi, Zâtışâhâne, İngiltere'nin koruyuculuğuna sığınarak bir İngiliz harp gemisiyle İstanbul'dan ayrılmıştır... İmza: Harrington Mektuba Ekli Bildiri Sureti «Resmen bildirilir ki, Zâtışâhâne, bugünkü durum karşısında hürriyet ve hayatını tehlikede gördüğünden, bütün Müslümanların halifesi sıfatıyla İngiliz himayesini ve aynı zamanda İstanbul'dan başka bir yere götürülmesini istemiştir. Zâtışâhâne'nin isteği bu sabah yerine getirilmiştir. Türkiye'deki İngiliz Kuvvetleri'nin Başkomutanı General Sir Charles Harrington, (Sör Çarlz Harrington) Zâtışâhâne'yi almaya giderek bir İngiliz harp gemisine kadar kendisine eşlik etmiş ve Zâtışâhâne, vapurda Akdeniz Filosu Genel Komutanı Amiral Sir De Brook (Sör Bruk) tarafından karşılanmıştır. İngiliz Fevkalâde Komiser Vekili Sir Newill Henderson, Zâtışâhâne'yi gemide ziyaret ederek Kral Beşinci George'a bildirilmek üzere arzularını sormuştur.» General Harrington'un Ulviye Sultan adında bir hanıma gönderdiği Fransızca bir mektup da vardır. Bu mektup, «hiçbir karşılık verilmemiş olduğu» notuyla Refet Paşa'ya gönderilmiş. O da, 25 Kasım 1922 tarihinde bize bir suretini göndermişti. Fransızca mektubun bize gönderilen Türkçe sureti şudur: Sultan Hanımefendi Hazretleri, Şu sıralarda Malta'ya yaklaşmakta olan Padişah Hazretleri'nden, ailesinin durumu hakkında bilgi rica eden bir telsiz aldım. Bu konuda, geçen Cumartesi Yıldız'dan bilgi almış ve Kadınefendi Hazretleri'nin sağlık ve neş'elerinin yerinde olduğunu öğrenmiş ve derhal Zâtışâhâne'ye arz etmiştim. Eğer Padişah Hazretleri'nin aileleri hakkında yeni bilgiler lûtfederseniz, onu da derhal Zâtışâhâne'ye sunmakla mutluluk duyarım. Zâtışâhâne'nin içinde bulundukları güçlükler dolayısıyla, en samimî dileklerimi Kadınefendi Hazretleri'ne ve pek muhterem ailelerine sunmama izin vermenizi ve en derin saygı ve tazimlerimin kabulünü rica ederim. İmza: Harrington (Millî savunma üniversitesi)

Sayın İdris abi çok özür dilerim, kusura bakma ama olayları analiz etme yeteneğin maalesef hiç yok. Hiçbir Arap islam ülkesi Türkiye'nin yanında olamaz, dünde olmadılar bugünde olamazlar, çünkü hepsinin liderleri ABD, İngiltere ve İsrail'in hizmetkârları, uşakları olmuşlar. Nasıl ki 1. dünya savaşında İslam halifesi olan Osmanlı padişahını yalnız bırakıp İngiliz gavuru ile birlikte olup askerlerimizi çöllerde arkadan vurarak Osmanlıyı Ortadoğu'dan çıkardılarsa, bugünde aynı şeyi yapıyorlar, bak Suriye'deki Şara hükümeti göreve gelir gelmez Türk mallarına yüzde 300-500 gümrük vergisi koydu, Türk vatandaşlarına 150 dolar vize ücreti koydu, üstelik diğer orta doğu ülkelerinin çoğunu bunlardan muaf tuttular. O yüzden bu karşılıksız aşkı bırakın, hayal kurmaktan vazgeçin, gerçekleri kabul edin ve yüzleşin, bizim bizden başka dostumuz yok ve de olamaz, tırnağımız varsa başımızı kendimiz kaşıyalım. Anlayın ve artık bu başkalarını sevme hastalığını bırakın.

Ne teşekkür edeceğiz..

Bey efendi yazınız çokda hoş değil . Aynı lisanı konuşuyoruz ama anlaşamıyoruz. Tayyip gitsin demiyoruz, Tayyip emekliye adaletsizlik yapmasın diyoruz. Emekli 1/4 üniversite mezunu memur emeklisiyim. Seyyanen verilmedi, ek gösterge verilmedi, iki dönem maaş artışları diğer emeklilere göre düşük tutultu. Mesele bu yanlıştan dönülmesi. Ben anlamıyorum gerçekleri görmemek inkara varmak nasıl bir ruh hali. Biz bu vatanı sizden daha çok seviyoruz bunu bilin. Daha bu güne kadar bir çocuğumu geziye gönderemedim bırak Avrupa turunu. Ben sadece şunun farkına varın canımız yanmaya başladı.

Şimdi Okur saçma sapan yorumlarıyla Devlet-i Aliyye Osmanlı'ya laf atar. 624 yılda 22 milyon km kareye.