bu arkadaşı beğeniyorum yeni başladı

üstat. uzun yazılar daima sıkıcı, ve atlayarak okunduğundan .Bir şey de ANLAŞILMAZ. Senin yazın da öyle olmuş...

Memleketin yarısı çoluğuna çocuğuna doğru dürüst et yediremez hale gelmiş. Yüz milyonlarca icra dosyası var. Nüfusun üçte biri yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Cumhuriyet tarihinin en büyük dış borcuna sahibiz. Hazine ancak dünyanın en yüksek dolar faiziyle borçlanabiliyor. Yoksa borç bulamıyor. Resmi rakamlara göre bile enflasyon %65 ki gerçeği çok daha fazla. 220 ülkenin olduğu dünyada en yüksek enflasyona sahip dördüncü ülkeyiz. Nüfusun %80'i için yaşamak sadece karnını doyurma ve barınma gibi zaruri ihtiyaçları karşılamaktan ibaret. Tatil, seyahat, sinema, tiyatro, restoranda yemek yemek gibi aktiviteler halkın çok büyük bir bölümü için lüks. Hastahanelerden ancak haftalar sonrasına randevu alınabiliyor. Muayene süresi 7 dakika. Fırsatını bulsa gençlerin üçte ikisi Avrupa'ya Amerika'ya kaçacak. Ve 20 küsur yıldır ülkeyi yönetenler hala Türkiye yüzyılı yeni başlıyor diye milleti uyutmaya devam ediyor.

Yalnız şöyle bir durum var, yabancı yatırım eldeki mevcut kaynak ve tesislerin yabancılara satılması şeklinde olmuş. Bu satışları yapan kişi ve kurumlar, bu satış sonucunda kazandıkları parayı neye ve nereye harcadılar veya yönlendirdiler? Eldeki su firmaları bile satılmış! Karşılığında elde edilen gelir/ menfaat nerede?

Günümüz tarihinin ekonomisi çok aydınlık oldugu için geçmişten ders almamız lazım degil mi?