Beşiktaş’ta Serdal Adalı dönemine doğru...
Beşiktaş’ta Serdal Adalı dönemine doğru...
EMRAH SAVCI
Beşiktaş’ta kaotik ortam futbolda her geçen gün büyürken son 8 maçta alınan tek Fenerbahçe galibiyeti ile takım araya girdi.. Tabii son olarak Alanyaspor maçındaki çaresizlik ve hakemler üzerinden Beşiktaş’a oynanan operasyonun da etkisinin olduğunu her daim her platformda söylüyoruz.
84. dakikada Rafa’nın pozisyonunda Florent Hadergjonaj’ın topa elle dokunması ve bir gün sonra Kayseri’de Attamah’ın pozisyonunda penaltı çalınması bile artık midemizi hayli bulandırmış vaziyette. MHK denilen yapının bir önce temizlenmesi ve gerekenin de TFF tarafından yapılması gerekmektedir. Elbette Beşiktaş’taki koskoca çöküşü buna bağlayacak değilim. Ama ortada da ciddi bir şekilde verilmeyen penaltılar verilmeyen kırmızı kartlar ve takdir hakları da malumunuz.
Alanyaspor karşısında bir parantez de Serdar Topraktepe hocaya açmak lazım.. Evet bir şeyler yapmak için bataklığa saplanmış bir takımda çırpınıyorsunuz anlıyorum ama, siz taraftar tarafından istenmeyen adam ve objektiflere yansıyan o gülen fotoğrafıyla Masuaku’yu oyuna nasıl atarsınız, hangi kafayla bunu yaparsınız Serdar Hocam. Beşiktaş’ı bu kafayla zaten yönetemeyeceğiniz çok ama çok belli.
Teknik direktör oyuncu grubunu korur, ortaya yem olarak atmaz, yoksa herkes sizin yaptığınız gibi teknik adamlığı kusura bakmayın ama rahatlıkla yapar zaten.
Ve son olarak Beşiktaş’taki seçime doğru giderken şu ayrıntıları dile getirmek lazım. Evet berbat bir Hasan Arat yönetimi izledik.. Efsane Başkan Süleyman Seba’yı ağzından düşürmeyen ve yeni bir Seba mı geliyor övgülerine bile taraftarlar nezdinde mazhar olan Hasan Arat’ın istifa komedisi sonrası gözler artık eski yönetimin kalıntısı olan Hüseyin Yücel mi yoksa artık her defasında elini taşın altına koymaktan çekinmeyen iyi bir Beşiktaşlı olan ve 4. kez seçime girecek olan Serdal Adalı mı?
Bu sorunun cevabını bulabilmek çok kolay aslında hem yapılan ziyaretlerle hem de yayınlara katılarak kendilerini gösteren Başkan adaylarını görüyoruz hep birlikte. Son olarak birlikte Ekol TV’de çıkılan yayın da bizi şunu gösterdi ki, Beşiktaş’ın itibarının bir an önce ayağa kalkması için amiyane tabirle çirkef bir başkan profiline ihtiyaç vardır. Bu çirkeflikten kastım muhakkak ki, hem rakip başkanlar gibi her maç sonunda mikrofonlara konuşacak ve en önemlisi takımlarının haklarını savunacak profilden bahsediyorum elbette ki...
Beşiktaş’ın bu saatten sonra yapacağı transferlerden ziyade, masaya yumruğunu vuracak ve sözlerinin arkasında duracak bir başkan profiline ihtiyacı vardır. Şu ana kadar şahsen benim gözlemlediğim de Serdal Bey’in bu seçimi çok rahat bir şekilde kazanacağıdır. Serdal Bey’i hiç görmedim tanımam da ama vücut dili ve dışarıya verdiği izlenim Beşiktaş Başkanlığı makamını dolduracak halde durmaktadır. Beşiktaş futbol takımının ayağa hızlı bir şekilde kalkması ve ocak ayının her ne pahasına olursa olsun iyi geçirilmesi şarttır. Taraftarlara mavi boncuk dağıtarak bir yerlere gelinmesinin hiç bir takımda oturmadığını ve hep havada kalan vaatlerle ilerlenilemediğini zaten Hasan Arat örneğinde çok net gördük. Hasan Beyler gibi bir yönetici olmaktansa takımı tarafından canhıraş mücadele eden ve bir şeylerin devamı olmayan nitelikte hareket eden bir yönetim kurulunun karar mekanizmasının da haliyle çok daha güçlü ve anlaşılır olacağını söylemek mümkündür.
Beşiktaş 29 Aralık’ta sadece bir başkan değil aynı zamanda geleceğini de şekillendirecek ve devasa borç miktarıyla nereye ve nasıl gideceğinin imtihanını da verecektir. Taraftarlar nezdinde son Alanyaspor karşısında boş tribünlere oynayan bir takım olmaktan kurtulmalı ve yeni başkanı, yeni yönetimi ve en önemlisi ruhunu sahaya koyacak karakterli oyuncu grubuyla Süper Lig’in iz bırakan takımı olmalıdır. Yoksa gerisi laf-ü güzaf...