Suç bastırmak isteyen kaosçular
Suç bastırmak isteyen kaosçular
Ali Erkan Kavaklı
Suçlamalara cevap vermiyor; sokakları terörize edip suç bastırıyorlar.
Emniyet İstihbarat eski Başkanı Bülent Orakoğlu’nun açıklamaları kan dondurucu. Orakoğlu, Türkiye Gazetesinde yer alan açıklamalarında; “Gezi Olayları” benzeri bir kalkışma organize edildiğini, bunun için 3 milyar dolarlık fon oluşturulduğunu ifade ediyor.
“Türkiye üzerinde hesapları olanlar harekete geçti. Londra lobisi ciddi inisiyatif aldı. Yeni Gezi için 3 milyar dolarlık fon uluşturuldu. 500 milyon dolar dağıtıldı. Terörsüz Türkiye süreci ile PKK saf dışı kaldı. DHKP-C diriltilmek isteniyor. Örgüte silah ve finans desteği var. Devlet tüm ağları izleyip tedbir aldı.”
Ortada milyar dolarlık yolsuzluk iddiaları var. Bir iş adamı bir yıl önce ifşa etmiş.
“Geçen yıl mart ayında TGRT habere konuşan Hasan Şenyurt para kuleleri için 150-200 milyon taşındı, 2-3 milyar dolar civarında yolsuzluk var. Kurultay da iptal olabilir.”
Sol cenah, yıllarca ağızlarına sakız ettikleri “bağımsız yargı, güçler ayrılığı, hukukun üstünlüğü” kavramlarını unuttu. Suç bastırmak için sokakları terörize ediyorlar.
1980, 1971, 1980, 1997 askeri darbeleri destekleyen mason locası bağlantılı şer odakları, savcıların soruşturmalarını darbe olarak niteliyor.
Milyonlarca öğrenci sınava hazırlık için binlerce test çözer, kursa gider, para ve emek harcar. Ekrem İmamoğlu gibi babası zenginler, denkliği olmayan özel üniversitelere para verip kaydolmuş, itibarlı ve makam sahibi adamları devreye sokmuş, kazanamayacakları İstanbul Üniversitesine yatay geçiş yapmış, ter dökenlerin hakkını gasp etmişler. Gaspçılarla karşı karşıyayız.
Gaspçı, 31 Mart belediye seçimlerini kazanabilmek için “kent uzlaşması” adı altında PKK partisi HDP’nin desteğini alabilmek için 100 milyon dolar rüşvet vermiş. PKK’nın Avrupa sorumluları ile Brüksel’de görüşüp karşılığında 20 milyon dolarlık Bitcoin verilmiş, pazarlık sürecinde PKK’ya 100 milyon dolardan fazla para transfer edilmiş.
Silahlı Kuvvetlerimiz; 51 yıldır bebek, çocuk, öğretmen, kadın, ihtiyar, polis ve askerimizin kanını döken PKK ile savaşıyor; vatandaşın vergilerini toplayan İBB, terör örgütüne aktarıyor.
Tehdit ile iş adamlarından rüşvet alınıyor. Para kuleleri, evlerde bulunan para balyaları, yandaş gazetecilere dağıtılan paralar, genel başkan değiştirmek için delegelere dağıtılan rüşvetler…
Yolsuzlukları iddia edenler vicdanlı CHP’liler. Yolsuzluklar karşısında vicdanı sızlayan partililer, soyguncuları ihbar ediyor.
Yolsuzluk ve ihanetin hesabını elbette bağımsız yargı soracak. Savcı, failleri ifadeye çağırıyor, mahkeme yargılayacak, suçlular tespit edilecek.
Bir bakıyorsunuz CHP Genel Başkanı Özgür Özel, vatandaşı sokağa çağırıyor, eylem yapmaya, yıkıp dökmeye davet ediyor.
Devlet zaaf kaldırmaz, adalete hesap vermek yerine sokakları terörize etmek isteyenlere fırsat verilmez
Sultan Abdülhamit Han, mason locaları tarafından bütün subayları locaya üye yapılarak devşirilen Selanik’teki 3. Ordunun organize ettiği 31 Mart 1909 darbesine karşı çıkabilirdi. Edirne’deki 2. Ordu ve İstanbul’daki 1. Ordu, Selanik’ten gelen darbecileri ve onların peşine takılan Ermeni, Rum, Yahudi çapulcularını durdurabilirdi.
Olayın şahitlerinden Akviranlı Veysi Ersöz, sultanın kendi sultanlığı için “kan dökülmesin, iş savaş çıkmasın” dediğini aktarır.
Darbecilere müdahale edelim diyenlere sultan şu karşılığı verir:
“Müdahale etmeyelim, kan dökülmesin. Müslümanı Müslümana kırdırmayalım. Artık bundan sonra takdir-i İlahi neyse o cereyan edecektir. Müslümanın Müslümana kurşun sıktığı savaşta kimin kazandığının önemi yok. Dökülecek Müslüman kanı benim tahtta oturmamdan daha değerli.”
Sultan, isyancılara müdahale etmemesi için Birinci Ordu Komutanı Nazım Paşa’ya yemin bile ettirir. İktidar ve saray, Hareket Ordusu çetelerine teslim edilir.
Veysi Ersöz’ün anlattıkları tüyler ürpertici:
“Darbeciler, Yunan Ordusu gibi davrandı, meydanlara sehpalar kurup yüzlerce insanı astılar, çok kan döktüler, Yıldız Sarayını basıp mücevher, zümrüt, yakut, altın, inci ve kıymetli ne varsa yağmaladılar.” (Akviranlı Topal Veysi, Salih Sedat Ersöz, s.65-68)
Darbe organize eden masonların derdi Abdülhamit Han’ın padişahlığı değildi. Locayı kuran Yahudiler Filistin’i işgal; Bulgarlar ve Yunanlılar, Ermeniler Osmanlı Devletini yıkıp devlet olmak; onları destekleyen İngiltere, Fransa ve Rusya Osmanlı Devletini yıkıp yağmalamak istiyorlardı.
Abdülhamit Han’ın 33 sene yönettiği devleti, 9 senede yok ettiler.
Devlet zaaf kaldırmaz. Darbecilere, yağmacılara, soygunculara fırsat vermemeli devletimiz.