Eşine az rastlanır bir gözlemci olan Evliya Çelebi aynı zamanda, anlatmak istediğini en uygun sözcük ve deyimlerle yazıya geçirme yeteneğine sahip bir söz ustasıdır. Dil ile kültür ve dil ile nesne arasındaki bağlantının bilincine en doğal yoldan, yani gezerek ve yaşayarak ulaşmış olan, kendi çağının insanlarından çok değişik yaratılışta olduğu anlaşılan bu yazar, kültür çeşitliliğinin önemini kavramış, güzelliğini tadabilmiştir. Çeşitli bölge ve ülkelerde gördüğü değişik şeyleri hep yerel ağızlardaki ya da yabancı dillerdeki adını da söyleyerek anlatır. Bir dilin tarihsel sözlüğü yapılırken sözcük ve deyimleri seçe seçe kullanan böyle bir söz ustasının eserindeki tanıklıklardan çok büyük ölçüde yararlanmak gerekir.
Bu parçada, Evliya Çelebi ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi üzerinde durulmuştur?