Yaşar Kemal’in Yağmurcuk Kuşu eserinin her sayfasında Türkçenin lezzetini, edebiyatın önemini hissediyorsunuz. Üstelik, 1978’de basılan bu kitabı ben 2004’te okudum. Aradan geçen 26 yıl hiçbir şey eskitmemiş metinden. Eskitememiş belki de… Kimi imzaları dışarıda tutarak söylüyorum. Günümüz anlatısında önemli bir boşluk var. Nicelik açısından giderek kapanan, ama nitelik açısından giderek derinleşen bir boşluk. Oysa nice kaynaklar var beslenmek için. Çeviri bile olsa… İşte Orhan Veli, işte Eyüboğlu… Cemal Süreya’nın Bir Tanem adlı çevirisini iki gün önce okudum. O ne Türkçe öyle! Türkçe yazsalar böyle yazamazlardı herhalde.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?