Gündelik hayatın diğer kentlerden çok farklı olduğunu düşünmüyorum Antalya'da. Büyüdükçe yabancılaşan bir yalnızlık burada da sürüyor. Şu farkla belki, kente gelen turist sayısıyla biraz renklenerek. Kenti özel kılan coğrafyasının olağanüstü güzelliği ile tarihsel ve kültürel varlığının büyük zenginliği. Biraz kent merkezinden uzağa gidebilirseniz, bir sonsuzluk duygusu sizi içine alıp götürecektir. Bir sedir ağacıyla götürecektir; bir Likyalı mezarla götürecektir; bir antik tiyatroyla, onbiray çiçeklerinin cümbüşüyle, denizin çın çın öten sessizliğiyle götürecektir. Dağın değil de sizin başınız bulutlara değmektedir. Birdenbire bütün bunlara dönüştüğünüzü duyumsayacaksınız ya da hayatınızın ne kadar kısa, yoksul, sıradan olduğunu düşüneceksiniz... Her iki duygu da sizi bu dünyaya sarılmaya götürecektir. Antalya'yla ilişkiyi böyle bir yerden kurmaya çalıştım, çalışıyorum. İsteyerek şiirime girdi bu kent.
Bu parça bütünüyle düşünüldüğünde aşağıdaki sorulardan hangisine yanıt niteliği taşır?