Bir kelime bazen dil ülkesinin hududuna hisar dikecek öneme sahiptir; bir Hisarlı Ahmet çıkar onu müzik eşliğinde en muhkem surette kalplerimize inşa eder. “Kütahya’nın pınarları akışır.” dizesi, yüksek bir hakikatin halk irfanında tecellisinin en seçkin örneklerinden biridir. ‘‘Akışmak’’ kelimesi öyle yerinde kullanılmıştır ki tabiatın bütün kılcal damarlarını tel tel titretir, şahdamarımızda karar kılar. Türkünün yükseklerden seslenen muhteşem girizgâhı yerine, “Kütahya’nın pınarları akar!” denmez çünkü bayağıya düşmüş oluruz. Sanat olağanın sınırını aşmaktır; ötesine ulaşmaktır. Çeşmenin olağan ritimle akması için pöhrenkler, suyun yatağı, bulutlar ve daha pek çok şeyin aynı istikamette hareket etmesi gerekir. Deniz ısınır, buhar olur; buhar yükselir bulut olur; bulut soğukla karşılaşır, yağmur olur; yağmur yere düşer ve oradan yer altına sızarak birikir, sonunda bir yolunu bularak göze olur, insan eli değer çeşme olur.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?