Koca Ali, en (I) kalın (yoğun), en (II) katı (sert) demirleri mısır yaprağı gibi incelten, kâğıt gibi yumuşatan sanatını kimseden öğrenmemiş, kendi kendine (III) bulmuştu (öğrenmişti). Daha on iki yaşındayken sert bir beylerbeyi olan babasının başı (IV) vurulmuş (kesilmiş), öksüz kalmıştı. Amcası çok zengindi. Gösterişe (V) düşkün (meraklı) bir vezirdi. Onu yanına aldı. Okutmak istedi.
Bu parçada numaralanmış sözcüklerin hangisi, ayraç içinde verilen açıklamayla uyuşmamaktadır?