Yıllar sonra kente dönerken çocukluğumun Artvin’ini bulamamaktan korkuyordum. Fakat endişemin yersiz olduğunu çok geçmeden öğrendim. Çocukluğumun Artvin’i, yerli yerinde duruyor. Kızak kaydığım yokuş, kayalıklar, uçurum, ilkokulum, parke taşı döşeli dar sokaklar, o güzelim kulübeler, hatta evimiz... Bazı şeyler eskimiş, bazı şeyler yenilenmiş olarak... Her şeyin yıkılıp yerine genellikle daha çirkinlerinin yapıldığı bir ülkede, çocukluğumun orada, yarım yüzyılı aşkın süredir, her şeye karşın korunmuş olarak kaldığını nasıl adlandıracağımı bilemiyorum.
Bu parçanın yazarı aşağıdakilerden hangisine sevinmektedir?