Yeni fakültelerle büyümesini sürdürmeye kararlı olan İstanbul Aydın Üniversitesi, altyapısını tamamladığı Tıp Fakültesi’ni açmak için gün sayıyor. Akit’in sorularını cevaplandıran İstanbul Aydın Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Mustafa Aydın, “Sa
HALİL CÖMERT / İSTANBUL
10 yılını kutlayan İstanbul Aydın Üniversitesi; beş kampusu, 9 fakültesi, 3 meslek yüksekokulu, 1 yüksekokulu ve 2 enstitüsüyle Türkiye’nin en çok tercih edilen vakıf üniversitesi olarak dikkat çekiyor. 800’e yakını başka ülkelerden olmak üzere 22 bin öğrencisi olan Aydın Üniversitesi’ne geçtiğimiz yıl 9.752 kişi kayıt yaptırdı. Yeni fakültelerle büyümesini sürdürmeye kararlı olan İstanbul Aydın Üniversitesi, altyapısını tamamladığı Tıp Fakültesi’ni açmak için gün sayıyor. Akit’in sorularını cevaplandıran İstanbul Aydın Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Mustafa Aydın, açmak için sabırsızlandıkları Tıp Fakültesi müjdesini de içeren röportajımızda çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.
¥ Efendim öncelikle üniversitenizin kısa özgeçmişini sizden öğrenebilir miyiz?
- Biz 2003 yılında Anadolu Bil Meslek Yüksekokulu ile yola çıkan daha sonra mesleki eğitimde çeşitlendirdiğimiz programları 2007 yılında İstanbul Aydın Üniversitesi çatısı altında toplayarak lisans bölümlerini oluşturan çok genç bir üniversiteyiz. Bu yıl 10. Yılımızı kutluyoruz. Müthiş bir teknolojik altyapıya sahibiz. Akademik kadrolarımız ulusal ve uluslararası alanda önemli araştırma ve projelere imza atmış konusunda uzman akademisyenlerden oluşuyor. Bu yıl itibariyle yaklaşık 22 bin öğrencimiz üniversitemizde eğitim görüyor. Uluslararası alanda da önemli eğitim işbirliklerimiz var. 350’ye yakın, dünya üniversitesi ile projeler yürüterek eğitimler veriyoruz. Üniversitemizde 800’e yakın uluslararası öğrenci eğitim görüyor. 9 fakülte, 3 meslek yüksekokul, 1 yüksekokul, 2 enstitü ve 14 merkezden oluşan İstanbul Aydın Üniversitesi bugün Türkiye’nin en büyük vakıf üniversitelerinden biridir. 232.000 m² üzerine inşa edilen üniversitemiz, son 6 yıldır Türkiye’nin en çok tercih edilen vakıf üniversitesi olarak eğitim kalitesini dünyaya entegre şekilde yenileyerek ve geliştirerek büyümeye devam ediyor.
İstanbul Florya, Bahçelievler, Beşiktaş, Kadıköy ve Bakırköy kampuslarında eğitim hayatını sürdüren İstanbul Aydın Üniversitesi, çağın gerektirdiği insan gücünü yetiştirmek için modern ve çağdaş eğitim - öğretim ortamına sahiptir. Üniversitemiz, öğrencilerini çağdaş değerlerle donanmış, kendini geliştirme yolunda eleştirel ve etik düşünme yeteneğini kazanmış lider kişilikli bireyler olarak yetiştirmeyi kendine ilke edinmiştir.
350 ULUSLARARASI
ÜNİVERSİTEYLE
İŞBİRLİĞİMİZ VAR
İstanbul Aydın Üniversitesi, Türkiye’nin uygulamalı eğitim yapan ilk üniversitesi olma özelliği ve ayrıca dünyaca tanınmış 350’nin üzerinde uluslararası üniversiteyle yapmış olduğu işbirlikleri, dünyanın en iyi üniversitelerinde lisans tamamlama imkânı, aynı anda iki diploma sahibi olma fırsatı ile öğrencileri için farklılık oluşturan bir üniversite olmuştur. Dünya’nın birçok ülkesinde araştırmalar, Ar-Ge çalışmaları yapıyoruz. İran’ın, Suriye’nin, Yunanistan’ın, tüm Avrupa’nın bütün bu parametrelere dikkat ederek programlarımızı ona göre planlıyoruz. Nijerya’dan Hindistan’a Güney Kore’den Amerika’ya kadar birçok kıtadan ve ülkeden bu nedenle öğrencimiz var.
¥ Teknoloji geliştikçe eğitim-öğretim metotları da değişiyor. Özellikle yükseköğretimde büyük yenilikleri beraberinde getiren bu durum sizin için de yol gösterici mi?
- Teknoloji tüm sektörlerde büyük önem arz etmektedir. Eğitimin de olmazsa olmazıdır. Biz üniversitemizde son teknolojiyi her alanda kullanıyoruz. Ayakkabıcılıktan gıdaya, otomotivden bilgisayar teknolojilerine kadar... Teknoloji devamlı değişim gösteren ve yenilenen bir olgudur. Buna ayak uyduramazsanız rekabet etmeniz ve eğitimi en iyi şekilde vermeniz mümkün değildir. İstanbul Aydın Üniversitesi olarak tüm sınıflarımız akıllı sınıflardan meydana geliyor. Kendi tasarımımız olan akıllı kürsüler ile sınıf ve anfilerde öğrencilerimize eğitim veriyoruz. Bu kürsüler içinde ses, görüntü, bilgisayar, kayıt ve daha birçok özelliği barındırıyor. 16 laboratuvardan oluşan ve Türkiye’nin tek bir kapalı alanda kurulmuş en büyük teknoloji merkezine sahibiz. Türkiye’nin ilk ve tek LED laboratuvarı bizle bulunmaktadır. Teknopark çalışmalarımız tüm hızıyla sürüyor. Özellikle inşaat alanında oluşturduğumuz ve son teknoloji barındıran laboratuvarlar artık halkımıza da hizmet veriyor.
GIDA, ENERJİ VE SAĞLIK
ALANLARINA ÖZELLİKLE
YOĞUNLAŞIYORUZ
¥ Özellikle yoğunlaştığınız ve İstanbul Aydın Üniversitesi ile özleşmesini istediğiniz bir alan var mı?
- İstanbul Aydın Üniversitesi’nin tüm fakülte ve meslek yüksekokulları, alanında önemli çalışmalara imza atmış bölümleri bünyesinde barındırmaktadır. Özellikle “Gıda” konusu üniversitemizin üzerinde durduğu önemli başlıklardan biridir. Gıda, gıda güvenliği gibi konuların en iyi şekilde çalışma konusu haline getirilebilmesi ve üzerinde araştırmaların gerçekleştirilmesi hususunda ön lisans programlarından başlayarak doktoraya kadar öğrencilerimizin eğitimlerini tamamlayabilmeleri için tüm imkânlar mevcuttur. Ayrıca gıda genetiği üzerine de özel çalışmalar yürütmekteyiz. Enerji konusu ve bu konunun hukuksal boyutları da yine üniversitemizin üzerinde durduğu konulardan biridir. Ayrıca sağlık alanında da önemli çalışmalar yürütüyoruz. Yakında açacağımız tıp fakültemizin altyapısını sağlık hizmetleri meslek yüksekokulu, diş hekimliği fakültesi ve sağlık fakültesi ile oluşturduk. Gıda, Enerji Hukuku, Moda ve Tekstil Tasarımı, Ağız ve Diş Sağlığı gibi konular önceliklerimiz arasındadır. Özellikle ülkemizde Ağız ve Diş Sağlığı konusunda toplumun yeterince bilgi ve bilince sahip olmadığını düşünerek Ağız ve Diş Sağlığı konusunda çalışmalar yapmaktayız. Üniversite içerisinde elde edilen bilginin toplumla paylaşılarak, halkın ağız ve diş sağlığı konularında bilinçlendirilmesi, hedeflerimiz arasında yer almaktadır. Yine Çocuk Gelişimi, Takı Tasarımı ve Kuyumculuk, Radyo TV Programcılığı en çok tercih edilen ve uygulama alanları ile önem verdiğimiz bölümler arasındadır.
TABAN PUAN
ÜNİVERSİTELERİN
İNİSİYATİFİNE BIRAKILMALI
¥ Vakıf /özel üniversitelerinin yaşadığı sıkıntılar var mı, varsa bunlar nelerdir?
- Bugün Türkiye’deki yükseköğretim, özellikle vakıf üniversitelerimiz gerek eğitim kaliteleri, gerek teknik donanımları, gerekse sosyal imkânları ile dünya üniversiteleri ile rekabet edebilecek düzeye gelmişlerdir. Yükseköğretim ülkemizde sınavla kapısı açılan bir durumdadır. Bu nedenle her yıl öğrencilerin girdiği sınavların sonucunda bir değerlendirme yapılmakta ve tercihlerinde belirlediği yerleşmelerle öğrenciler üniversite hayatlarına başlamaktadırlar. YÖK tarafından taban puanlarında yapılacak değişiklik veya böyle bir şart aranmaması halinde daha çok gencimiz üniversitelere yerleşeceğinden boş kontenjanların sayısı da azalacaktır. Ya da taban puanları üniversitelerin özellikle de vakıf üniversitelerinin inisiyatifine bırakılmalıdır. Adayların çoğu taban puanına takıldığından üniversite kapılarını aralayamamaktadır. Ayrıca ülkemizde mesleki eğitime daha fazla önem verilmeli ve özendirilmelidir. Meslek liselerinden sınavsız geçiş imkânı yine boş kontenjanların dolmasını sağlamaktadır. Özellikle devlet üniversitelerinde kontenjanlar mesleklere ve karşılığındaki istihdam kaynağına göre yeniden düzenlenmelidir. Böylece iş imkânı olmayan ve modern dünyaya ayak uyduramamış meslek ve bölümler bulunmaktadır. Öğrenciler bu bölümlere başvurmadığından bunlara önemli revizeler yapılmalıdır. Vakıf üniversiteleri olarak sıkıntı yaşadığımız birçok nokta var; yeni YÖK kanununun bu sorunları çözmesini bekliyoruz.
TÜRK
YÜKSEKÖĞRETİM
SEKTÖRÜ KENDİNİ
DÜNYAYA DUYURDU
¥ Dünya ile gün geçtikçe daha çok entegre hale gelen Türkiye yüksek öğretim sisteminin dünya literatüründeki konumunu tatmin edici buluyor musunuz?
- Başkanlığını yürüttüğüm DEİK/Eğitim Ekonomisi İş Konseyi-EEİK olarak, Türkiye’nin Uluslararası Yükseköğretim Hareketliliği’nde rekabet gücünün artırılmasını ve küresel platformda yüksek katma değer sağlayan uluslararası öğrenciler için ülkemizi daha cazip kılmayı kendimize en önemli hedef olarak seçtik. Şunu da özellikle belirtmek isterim ki EEİK bugün Türkiye’de yükseköğretim alanında kurulmuş en geniş platformdur. Türk Yüksek Öğretim sektörü özellikle son yıllarda, başta EEİK’in öncülük ettiği çalışmalar olmak üzere, birçok platformda uluslararası tanınırlığını artırarak, sunduğu yüksek kalitedeki eğitim fırsatlarını tüm dünyaya duyurmaktadır. Ülkemiz coğrafi, ekonomik, kültürel ve sosyal olarak sahip olduğu özel konum sebebiyle birçok alanda olduğu gibi uluslararası öğrenci temininde de yoğun çalışmalara başlamıştır.
MEZUNLARIMIZIN
YÜZDE 84’Ü
İŞE YERLEŞİYOR
¥ Öğrencilerinizin mezun olduktan sonra işe girişlerini kolaylaştıracak hamlelerinizi anlatır mısınız?
- Anadolu Bil Meslek Yüksekokulu ile temelleri atılan İstanbul Aydın Üniversitesi, Türkiye’de bir ilki gerçekleştirmiş ve “Yerinde Uygulama Sistemi” ile stajdan farklı olarak öğrencilerin eğitimleri boyunca sektörde çalışmalarını ve fiilen yer almalarını sağlamıştır. Öğrenciler Üniversite eğitimleri süresince belirlenen kurum ve kuruluşlarda çalışmaktadırlar. Ayrıca “Mezun Yerleştirme” sistemi ile mezun olacak ya da daha önce mezun olmuş öğrencilerimiz işe yerleştirilmektedir. İstanbul Aydın Üniversitesi fiziki mekânlarının kalitesi ve teknolojik altyapısı ile farklılık oluşturmaktadır. Üniversitemiz bünyesinde faaliyet gösteren Gelişim Merkezlerimiz (Mezun Yerleştirme, Yerinde Uygulama ve Sürekli Eğitim Merkezi) öğrencilerimizin sürekli kendilerini geliştirmeleri, mezun olmadan iş tecrübesine sahip olabilmeleri ve mezuniyetlerinden sonra da işe yerleştirilmeleri konusunda destek vermektedir. İstanbul Sanayi ve İstanbul Ticaret Odaları ile geliştirilen işbirlikleri ile 354.210 üzerinde çözüm ortağımız öğrencilerimize staj olanağı sağlamaktadır. Çözüm ortaklarımız arasında sektörünün önde gelen pek çok kurumsal firması bulunmaktadır. Bugüne kadar 15 bin öğrenci mezun olmuş, bunların yüzde 84.3’ü ise yerleştirilmiştir.
TIP FAKÜLTESİ’NİN
MÜJDESİNİ
YAKINDA
VERECEĞİZ
¥ Açmayı düşündüğünüz yeni fakülteler var mı?
- Önceliğimiz tıp fakültesi başvurularımızı yaptık altyapımızı tamamlıyoruz. Toplam öğrenci sayımız 22 bin civarında... Türkiye’nin en büyük vakıf üniversitesiyiz. Meslek yüksekokulumuzda 11 bin civarında öğrencimiz var. Meslek yüksekokulu bizim göz bebeğimiz, lokomotifimiz adeta. Bu bağlamda Türkiye’de bir çığır açtığımızı söyleyebilirim. Türkiye’de yerlerde sürünen mesleki eğitimi alıp ayağa kaldıran parametre, bir ateş, bir mum olduk ve lambaya dönüştürdük. Şimdi ise fanuslaşarak Türkiye’nin avizesi konumuna geldik. Birçok üniversite de bunu örnek aldı. İnşallah Tıp Fakültemizin de müjdesini vereceğim sizlere... Sağlık Bilimleri Enstitüsü içinde çalışmalar yapıyoruz. 170’e yakın bölüm ve programla eğitim hayatını sürdüren üniversitemiz, hemen hemen her alanda öğrencilere kapılarını açmıştır.
- İstanbul Aydın Üniversitesi Türkiye’nin en çok kontenjanı bulunan vakıf üniversitelerinden biridir. Geçtiğimiz yıl ek kontenjan ve DGS dâhil 11.125 kontenjanı olan üniversitemize 9.752 kişi kayıt yaptırmıştır ve 22’e yakın öğrencimizle eğitim hayatı İstanbul Aydın Üniversitesi’nde devam etmektedir. İstanbul Aydın Üniversitesi, sınavda başarılı olan adaylarına, belirli koşullarla çeşitli burslar vermektedir ve bugün İstanbul Aydın Üniversitesi’nin yaklaşık yüzde 35’i burslu okumaktadır. Ayrıca ücretsiz ikinci yabancı dil imkânı, yurtdışında ücretsiz yüksek lisans ve doktora eğitimine kadar çeşitli olanaklar sunulmaktadır. İstanbul Aydın Üniversitesi “onur bursu”, “üstün başarı bursu”, “Sporda Başarı Bursu”, “tercih bursu” ve “kurucu vakıf bursu” gibi çok sayıda ve kapsamda bursla öğrencilerine destek olmaktadır. Üniversitemizde başarılı öğrencilerimize yüzde 5’ten başlayıp yüzde 100’e kadar burs ve indirim imkânı sağlanmaktadır.
DERSHANELER KAPANMAMALI
¥ Geçen yılın en çok tartışılan konu başlıklarından biri olan “dershanelerin kapatılması” üniversiteleri nasıl etkiler?
- Öğrencilerimizin liselerde almış oldukları eğitim girdiklerinin, sınav tekniği ile örtüşmemesi sebebiyle dershanelerin kaldırılması önemli sorunlar doğuracaktır. Üniversiteye girişlerde yaşanan ve her öğrencinin hissettiği rekabet duygusu sebebiyle, lisede alınan eğitime ek olarak, sınavda başarı kazanmalarını sağlayacak farklı bir eğitimden geçme zorunluluğu vardır. Bu eğitimi alamamaları sonucunda sınav başarıları düşecek, bu da üniversitelerin taban puanlarının düşmesine sebep olacaktır. Diğer bir konuda üniversitenin ilk senesinde alınan ortak derslerde yaşanacak problemlerdir. Ayrıca yasal olarak faaliyet gösteren dershanelerin kaldırılması gayrı resmi olarak alınan ve vergi mükellefi olmayan birçok kişinin ders vermesine ve kayıtdışı gelir sağlamasına olanak sağlayacaktır. İyi bir üniversite eğitimi almak isteyen gençler ve aileleri mutlaka takviye gerektiğini düşüneceğinden dershaneler kalktığında bir şekilde bu ek eğitimlerin alınmasına devam edilecektir.