Seküler azınlığın sefih hayatları! Gençlerimize bunlar mı rol model olacak?
Seküler azınlığın ‘rol model’ olarak pazarladığı, özel hayatlarında zerre kadar utanma duygusu taşımayan, sürekli sevgili değiştirerek nikahsız ilişkiyi özendiren, sanat adına çıplaklığı ve fuhşiyatı gayet olağanmış gibi gösteren sözde sanatçıların rezil hayatı bir defa daha ifşa oldu.
Sebahattin Ayan İstanbul
Seküler azınlığın ‘rol model’ olarak pazarladığı ancak tek fonksiyonu Türk insanının ahlakını bozmak olan sözde sanatçıların rezil hayatı bir kez daha ifşa oldu. Dün, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Kaçakçılık, Narkotik ve Ekonomik Suçlar Soruşturma Bürosu’nca aralarında şarkıcılar İrem Derici, Hadise Açıkgöz, Ziynet Sali, Avukat Feyza Altun ve daha önce kara para aklamaktan tutuklanan Dilan Polat ile Engin Polat, oyuncu Kubilay Aka, Kaan Yıldırım, Berrak Tüzünataç, Duygu Özaslan, Demet Evgar, Meriç Aral, Özge Özpirinçci, Mert Yazıcıoğlu, Derin Talu, Deren Talu, Birce Akalay, Metin Akdülger ve Ceren Moray gibi isimlerin “uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak” suçlamasıyla ifadeye çağırılması ve 12 kişinin Adli Tıp Kurumu’na sevki, ışıltılı hayatların arkasındaki karanlığı gözler önüne serdi. Konuyla ilgili gazetemize konuşan uzmanlar, gençlerimizi bataklığa sürüklemek isteyenler hakkında gerekli işlemlerin yapılmasının devletin asli görevi olduğunu hatırlattı.
REZALETE ‘DUR’ DENMELİ
Çalgı çengi takımına yönelik operasyonu Akit’e değerlendiren Aile Danışmanı Mine İzgi, “Yapılan bu operasyonu çok yerinde hatta gecikmiş buluyorum. Özellikle de 2025 yılının aile yılı olması hasebiyle ailenin içini boşaltan, çocukları ve gençleri aileden koparan bu tür kişilerin daha öncelerden uyarılması ve önlenmesi gerekirdi. Bu isimlerin hepsi sosyal medyada gençlerin takibinde olan ve en acıtan tarafıysa gençlerin onlar gibi olmaya çalışmalarıdır. Tabi diğer bir boyutu da belediyelerin bunlara prim vermesi ve ön plana çıkarması, onlar da o isimler kadar suçludur aslında. Bunun için ailelere çok iş düşmektedir, çocuğunun ve gencinin kimlere özendiğini, kimler gibi olmaya çalıştığını ve takip ettiğini bilmelidir. Çocuklarıyla iyi bir iletişim dili yakalamalı ve doğru örneklerle buluşmasını sağlamalıdır. O “ünlü” denen isimlerin gayri ahlaki giyimleri, davranışları, “sahne şovu” maskesiyle onları takip eden birçok gencimizi zehirlemektedir. Bu zehrin panzehiri ise ailelerin çocuklarıyla kuracakları sağlıklı ilişki, olumlu örneklilik ve iletişim içinde olmalarıdır” ifadelerini kullandı.
ENDİŞEYLE TAKİP EDİYORUZ
Mil Diyanet Sen Genel Başkanı Celaleddin Gül ise, “Bizler Müslümanlar olarak, son dönemde bazı sözde sanatçıların özel hayatlarıyla, yaşam tarzlarıyla ve topluma verdikleri olumsuz örneklerle gündeme gelmelerini büyük bir endişeyle takip ediyoruz. Seküler bir azınlığın “rol model” olarak pazarladığı bu şahıslar; özel hayatlarında utanma duygusunu yitirmiş, sürekli sevgili değiştirerek nikahsız ilişkileri normalleştiren, sanat adı altında çıplaklığı ve fuhşiyatı olağanlaştıran bir anlayışı temsil etmektedir. Bugün bu sözde sanatçıların rezil hayatları bir kez daha ifşa olmuş, uyuşturucu bataklığına saplandıkları yargı eliyle tescillenmiştir. Bize, yani gençliğimize ve bu ülkenin evlatlarına rol model olarak sunulan bu kişilere “sanatçı” demek bile fazlasıyla tartışmalıdır. Özellikle son yıllarda bu şahısların “konser”, “Cumhuriyet Bayramı kutlamaları” ve benzeri etkinlikler adı altında fonlanmaları, milyonlarca liranın ülkemizin evlatlarının cebinden bu kişilere aktarılması, kabul edilemez bir durumdur. ‘Manifest’ adlı grubun içeriklerine erişim engeli getirilmesi ve haklarında açılan davalar bu açıdan önemli bir gelişmedir. Ancak bu yeterli değildir. Bu tarz şahısların sadece içerikleri değil, konserleri de iptal edilmelidir. Çünkü teşhircilik ve çıplaklık üzerinden şöhret kazanan bu kişiler, özellikle lise çağındaki gençleri olumsuz etkilemekte ve ahlaki çöküşü hızlandırmaktadır. Daha da vahimi, CHP’nin bu kişileri savunur bir tavır sergilemesidir. Toplumda yaşanan ahlaki bozulmayı görmezden gelen bu yaklaşım, sosyal çürümeden bahsederken aynı çürümeyi besleyenleri desteklemek gibi büyük bir çelişki doğurmaktadır.” şeklinde konuştu.
