Örtü mağduru öğretmenler, açıklanan demokratikleşme paketinden memnun. Mağdurlardan Sevgi Yücel, Şengül Cesur ve Deniz Kılıç, örtü düzenlemesinin kendilerini mutlu ettiğini belirtirken, hâlâ süren sıkıntıların yönetmeliklerle bir an önce sona erdirilmesini istediler.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Demokratikleşme Paketi” kapsamında kamuda başörtüsü yasağına son verileceğini açıklaması, 28 Şubat sürecinden başlayarak günümüze kadar başörtüsü konusunda mağduriyet yaşayan öğretmenleri memnun etti. Öğretmenler, 28 Şubat sürecinde yaşadıkları mağduriyetleri gazetemize anlattı.
YÜCEL: YAŞADIKLARIMIZIN
ETKİSİ HÂLÂ ÜZERİMİZDEDİR
Başörtüsü mağdurlarından Sevgi Yücel, “Başörtüsü yasağının kaldırılması bizim için buruk bir sevinç oldu. Çünkü yaşadıklarımızın etkisi hale üzerimizdedir” dedi.
Sevgi Yücel, başörtülülere baskıların hâlâ devam ettiğini belirterek, “Okulumuzda bir velimiz sadece kıyafetimi bahane ederek bana hakaret etti ve üzerime yürüdü. Bu olay savcılığa intikal edecek. Bundan önce başka bir olay daha yaşamıştım. Saygılı olmaya davet ettiğim bir veli ‘Kendine saygın olsa başındakini çıkarıp okula gelirdin’ gibi bir ifadeyle yaklaşmıştı. Bu tür şeyler yaşadık. Herhalde zaman geçtikçe biz de kendimizi bu okula, bu sıralara ait hissedeceğiz. Bunu hissettikten sonra mutlu olabileceğiz” diye konuştu.
Yücel, 16 yıllık memur olduğunu ve 16 yıl boyunca da hep kaçtığını ifade ederek, “28 Şubat döneminde 4 yıldır öğretmen gitmemiş bir köyü istedik. Biz gittikten sonra olanlar oldu. Öğretmenin gitmediği okula bir sürü yetkili/yetkisiz insanlar gelmeye başladı. Biz kendimizi aslanın önündeki ceylan gibi hissetmeye başladık” şeklinde konuştu.
Yücel, başörtülü olduğu gerekçesiyle hakkında açılan soruşturmanın devam ettiğini sözlerine ekledi.
CESUR: GEÇ KALINMIŞTI AMA
KARARDAN ÇOK MEMNUNUZ
Mağdur öğretmenlerden Şengül Cesur da, 1988 yılında Aksaray iline atamasının yapıldığını ancak başörtülü olarak çalışamadıkları belirterek, “Bir şekilde özel kurumlarda çalışmaya devam ettik ama bizim hakkımız gasp edilmiş oldu. O dönemde tüm arkadaşlarım zor günler yaşadılar” dedi.
Bir arkadaşının yaşadığı tacizi aktaran Cesur, “Gaziantep’te bir okulda görev yaptığı esnada okula gelen komutanlardan birisi başörtülü arkadaşıma, ‘Sizin değil başörtünüzü, başınızı koparmak lazım’ gibi ifadelerde bulunmuş” diye konuştu.
“OKULDAN İHRAÇ ETTİLER,
KPSS’YE GİREMEDİK”
Mağdur öğretmenlerden Deniz Kılıç ise, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde sınıf öğretmenliği bölümünde okuduğunu belirterek, “1996 girişliyim. 4. Sınıfta okurken kılık kıyafet yönetmeliğinden kınama cezası aldım. Yücel Aşkın rektör olarak 100. Yıl Üniversitesi’nin başına geldi. Bu dönemde 10-B maddesine göre hakkımda soruşturma başlattılar. Dersin sükunetini bozduğum iddiasıyla okuldan ihraç ettiler. Yargıtay kararı usulen bozdu. İki yıl sonra okulu bitirebildim. Zaten okulu bitirmeme 1 hafta kala okuldan atılmıştım” dedi.
Kamu Personeli seçme sınavına başörtülü olduğu gerekçesiyle giremediğini hatırlatan Kılıç, “Hem açık fotoğraf istiyorlardı, hem başvuru yapabilmek için başvurmamız gereken yerlere başımızın açık olarak girmemiz gerektiği ifade ediliyordu. Okulun bahçesinde başımızı açmadan içeriye giremiyorduk. Dolayısıyla bunun tutanağını tutturacak bir muhatap dahi bulamıyorduk” diye konuştu.
Kılıç, başörtüsü yasağının kaldırılması çok sevindirici bir durum olduğunu hatırlatarak, “Bu elimizden alınmış bir haktı. Elimizden alınmış olan hak geri verilmiş oldu. Özellikle bizden sonraki kuşaklar için demokratik bir şeklide, kendilerini rahatça ifade edebilecekleri bir Türkiye’nin oluşacağını gösteriyor” şeklinde konuştu.
