Akit’e Suriye’deki gelişmeler ve gündemle ilgili çarpıcı açıklamalarda bulunan Türk Parlamenterler Birliği Genel Başkanı ve Kahramanmaraş Milletvekili Nevzat Pakdil, Müslümanların yaşananlardan ibret alıp, batının üzerinde oynadığı oyuna artık ‘dur’ demesi gerektiğini söyledi.
Türk Parlamenterler Birliği Genel Başkanı ve Kahramanmaraş Milletvekili Nevzat Pakdil, bir asırdan beri Müslümanlar üzerinde Batılı ülkelerin oyun oynadığına dikkat çekerek, Müslümanların son yıllardaki gelişmelerden ibret alıp artık bu oyuna ‘dur’ demesi gerektiğini söyledi. Batılı ülkelerin kendileri için çalışmayacak bir yönetim yerine, ülkenin iç savaşa sürüklenmesine göz yumduklarını vurgulayan Pakdil, dökülen kanın Müslüman kanı olduğu için de pek umurlarında olmadığını dile getirdi. Yapılan vahşet karşısında bir yaptırım uygulayamayan Arap Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı’nın AB gibi aktif hale getirilmesi gerektiğini belirten Pakdil, Müslümanların ibret alıp kendine gelmesi için daha ne kadar Müslüman kanının akması gerektiğini sordu.
BATI SESSİZ KALARAK VAHŞETİ ONAYLIYOR
Yeni Akit’e Suriye’deki gelişmeler ve gündemle ilgili değerlendirmelerde bulunan Pakdil, Suriye’de olayların bu raddeye gelmemesi için Türkiye’nin büyük çabalar harcadığına dikkat çekti. Türkiye’nin bu girişimlerinin mevcut yönetim tarafından hep oyalandığını hatırlatan Pakdil, atılan yanlış adımlar sonrasında Suriye’nin iç savaşın eşiğine geldiğini bildirdi. Ortadoğu’daki ülkelerin 1. Dünya Savaşı sonrasında cetvelle çizilen sınırlarla ortaya çıktığını hatırlatan Pakdil, bu ülkelere kukla yönetimler koyarak batının çekildiğini ifade etti. Demokrasi ve insan haklarının demagojisini yapan Batı’nın İslam ülkelerinde bu değerlerin uygulanmasını istemediğini hatırlatan Pakdil, darbelere darbe diyemeyen, katliamları kınayamayan BM yöneticilerin bu yapılanları sessiz bir şekilde onayladığını söyledi.
İSLAM KURULUŞLARI GÜÇLENDİRİLMELİ
BM’nin Suriye konusunda ciddi bir tavır ortaya koyması halinde bu yıkımların yaşanmamış olacağını vurgulayan Pakdil, batının Suriye’deki seçimleri Mısır’daki gibi Müslüman Kardeşlerin kazanacağını düşündüklerinden dolayı olaylara müdahil olmadıklarını bildirdi. Batılıların kendileri için çalışmayacak bir yönetim yerine ülkenin iç savaşa sürüklenmesini istediklerini vurgulayan Pakdil, Arap Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı’nın ise yaptırım gücünün az olması nedeniyle bir şey yapamadığını hatırlattı. Arap Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatının AB gibi aktif bir örgüt olması gerektiğinin altını çizen Pakdil, Irak, Suriye ve Mısır’da yaşananlardan Müslümanların ibret alıp kendine gelmesi gerektiğini kaydetti.
BM’NİN YAPISI YENİLENMELİ
BM’nin yapılanmasının yenilenmesi gerektiğini aktaran Pakdil, 5 ülkenin vetosuyla geriye kalan ülkelerin kaderinin belirlenemeyeceğini bildirdi. Mevcut dünya sisteminin birilerinin çıkarlarına hizmet ettiği için değiştirilmesinin istenmediğini söyleyen Pakdil, dökülen kanın Müslümanların kanı olduğu için batılı ülkelerin pek umurunda olmadığını bildirdi. İsminin önünde İslam kelimesi bulunan İran İslam Cumhuriyeti’nin Suriye’deki katliamları yapan Esed’i desteklemesinin hayreti mucip bir durum olduğunu belirten Pakdil, bunların izah edilebilir bir durum olmadığını kaydetti.
REFERANDUM VESAYETİ SONA ERDİRDİ
Siviller anayasa yapamaz söylemlerini 12 Eylül Referandumunun sona erdirdiğini hatırlatan Pakdil, “Siviller olarak 12 Eylül referandumunda böyle bir başarıya ulaştık. Sayımız 367’ye yetmiyordu. Referanduma götürecek sayıya ulaştık. 12 Eylül referandumundaki maddeler Türkiye’de ciddi özgürlükleri kapsıyordu. Dokunulmaz gibi kabul edilen vesayetler ortadan kaldırıldı. Demek ki siviller bir anayasa yapabiliyormuş, meclis anayasa yapabiliyormuş. Bunu milletin zihninden kaldırdık şimdi bunu iyice perçinlemek lazım. Siviller tamamen bir anayasa yaptı dedirtecek bir anayasa da yaparız inşallah.” dedi.
BAŞÖRTÜLÜLER DE MECLİS’TE
TEMSİL EDİLMELİ
Başörtülü vekille ilgili ne anayasaya ne de içtüzüğe aykırı bir şey bulunmadığını söyleyen Pakdil, “Geçmişte yapılanlar fiili uygulama ve baskıdır. Meclis’te bile demokrasi olmadığının göstergesidir. Milletvekilliği farklı bir kısım nedenlerle düşürüldü. Hiçbir engel hal yok. Meclis içtüzüğü hanımlar tayyör, etek ve ceket giyer diyor. Bunun dışında bir şey yok zaten, bunu diğer siyasi partilerimiz de söylüyor.” dedi. Türkiye’de kahir ekseriyeti teşkil eden başörtülü kadınların Meclis’te temsil edilmemesinin ciddi anlamda eksiklik olduğunu vurgulayan Pakdil, “İnşallah bu eksiklik önümüzdeki dönem giderilmiş olur. Bu hususta zaten partiler arasında da mutabakat var. Kimse buna karşı çıkmıyor. Barolar Birliği’nin yönetmeliğinde yer alan başörtülü avukatlarla ilgili hususu Danıştay iptal etti. Bazıları direnmeye çalıştı ama Danıştay net olarak tavrını hukuktan yana ortaya koydu. O konu artık kalkmış oldu. Başörtüsü yasağı artık Türkiye açısından çok gerilerde kalmalı.” diye konuştu.