Türk Kızılayı Genel Başkanı Ahmet Lütfi Akar, “Kurban ibadetimizi, İslâmi kurallara uygun bir şekilde, temiz bir ortamda, hayvana eziyet etmeden yerine getirelim” dedi.
“Türk Kızılayı, bu yılki kampanyasında hayırseverlere ‘Kurban bereketi yıl boyu sürsün’ sloganıyla sesleniyor. Kızılay Başkanı Ahmet Lütfi Akar, daha önce olduğu gibi kurban etlerini Türkiye ve dünyanın dört bir yanındaki mazlumlara ulaştıracaklarını belirterek, ihtiyaç sahiplerine sadece Kurban Bayramı döneminde değil, yıl boyunca et yardımı yapılacağını kaydetti.
Ahmet Lütfi Akar, gazetemize Kurban Bayramı özeli de dahil olmak üzere çalışmaları hakkında açıklamalarda bulundu.
- Sayın Başkan, Kızılay’ın son dönem yaklaşımları hakkında neler diyeceksiniz?..
- Kızılay bugün daha da fazla halkın, milletin Kızılay’ı olma yolunda. Memleketini milletini seven insanlar Kızılay’ı daha da fazla takdir etmeye başladılar. Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın biçtiği bir misyon var. Kızılay, Türkiye’nin yumuşak gücüdür. Dünyaya açılan Kızılay, 2023 hedeflerine kilitlenmiş ve o istikamette dünyanın en iyi iyilik örgütü olma yolunda büyük adımlar atmıştır. Kapasitemiz, bütçemiz, operasyonlarımız, emek veren insan sayısı ve faaliyet gösterilen ülkeler bakımından hiç olmadığımız kadar güçlüyüz. Gücümüzü, hızımızı milli ve manevi değerlerimizden alıyoruz. Geleneklerimize bağlıyız. Osmanlı’nın karşılıklı yardım anlayışı bizim çalışmalarımızla devam ediyor. Allah’a şükür başarısız olmadık.
- Somali ve diğer bölgelerde nasıl çalışmalar yapıyorsunuz?
- Somali’de birçok konuda faaliyet gösteriyoruz. El Şebab örgütüne rağmen ekiplerimiz yılmadan yardım çalışmalarını sürdürüyor. Somali’de insani yardım olarak 30 bin kişilik bir çadır kentimiz var, 12 bin 500 yetime yemek çıkartıyoruz, her gün 10 bin ekmek dağıtıyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile şehir mobilyaları üreten bir fabrika kurduk. Bu fabrika sayesinde Mogadişu kenti yeniden inşa ediliyor. Şehirde 15-20 yıldır hiç çöp toplanmamış. Onları kaldırdık. Kesilen hayvanların kemiklerinden oluşan kemik yığınları vardı. O kemik yığınlarının üzerine akbabalar üşüşüyordu, çocuklar da aynı yerde oyun oynuyorlardı. Biz o kemiklerin hepsini, kemik öğütme fırınları kurarak imha ettik. Kurduğumuz iki adet kemik imha fırınımızı şimdi tıbbi atıkların imhası için kullanıyoruz. Aynı şekilde Somaliland’da da yardım faaliyetlerimiz devam ediyor.
- Myanmar’daki çalışmalarınız da gündemde geniş yer buldu.
- Orada çalışma şartları maalesef çok zor. Myanmar’da ortak paydası İslam düşmanlığı olan yapılar var. Myanmar’dan Bangladeş’e kaçan 350 bin kişi var. Bangladeş de fakir bir ülke ve göçmenlere gerekli yardımı yapamıyor. O kamplarda büyük zorluklar var; burada Suriyelileri ağırladığımız gibi bir ortam yok. Biz de Türk Kızılayı olarak hem Myanmar hem de Bangladeş’teki muhtaçlara yardım ediyoruz.
“İSRAİL SALDIRILARI SONUCUNDA
TAHRİP OLAN SU TESİSİ İNŞA EDİLDİ”
- Gazze?
- Gazze’de 2007 yılından beri varız. Kudüs ve Gazze gibi iki önemli noktada daimi ofislerimiz var. Gazze’nin temiz su ihtiyacını gideren bir şebeke kurduk, bunu İslam Kalkınma Bankası’nın hibesi ile yaptık. İsrail saldırıları sonucunda tahrip olan su tesisi inşa edildi. Şimdi 400 bin kişiden fazla insan bu su şebekesinden faydalanıyor.
- Kurban kampanyası hakkında bilgi verir misiniz?
- Yurt içinde ve yurt dışında kurban kesim kampanyalarımız var. Somali, Cibuti, Etiyopya, Kenya, Pakistan, Bangladeş, Bulgaristan, Kosova, Makedonya, Karadağ ve Bosna Hersek’teki merkezlerde de vekalet ediyoruz. Pakistan’daki depremzede kardeşlerimize el uzatıyoruz. Ayrıca Avrupa’nın ortasında olup da Müslüman oldukları için zulüm gören ülkeler var. Müslümanların mağdur olduğu Bosna Hersek, Makedonya, Karadağ gibi yerlerde zor durumdaki Müslümanlara yardım ediyoruz. Kurbanları buralarda keseceğiz ve dağıtacağız. Burada bir noktanın altını çizmek isterim: Kurban bir ibadettir, mutlaka kan akıtılmalıdır, Allah’ın adı anılmalıdır. Hasıl olan etler fakirin fukaranın sofrasına taşınmalıdır. Veterinerler Birliği, Noterler Birliği ile ortak çalışıyoruz. Din adamlarımızla birlikteyiz. Veterinerlerimiz kurbanlıkları köylerden alıyorlar. Et Balık Kurumu kurbanlıkları bayrama kadar besliyor; insani ve İslami usullere uygun olarak ibadet yerine getiriliyor. Kesilmeye başlanıyor, tekbirler, salavatlar getiriliyor, bağışta bulunan herkesin ismi okunuyor. Biz bu kurban etlerinin fakir fukaranın sofrasına gitmesi için gerekeni yapıyoruz. Et dayanıksız bir tüketim maddesi, onun için biz bunları kavurma haline getiriyoruz, kavurmaları da konserve şeklinde kutuluyoruz. 800 gramlık metal kutularda konserve ediliyor, bütün yıl boyunca fakir fukaranın sofrasına konuluyor. Türk Kızılayı’nın etleri bir başka yerin etleri ile karışmıyor. Buna izin verilmiyor. Tekbirlerle kesilen etlere kurban eti dışında diğer etlerin karışmamasına dikkat ediyoruz.
- Bağışta bulunan vatandaşlar kurbanlarından nasıl haber alıyor?
- Biz kesilen kurbanlardan bir pay da vekalet veren sahiplerine gönderiyoruz. İnsanımız kendi kurbanından tatmak ister. Biz Erzincanlıyız, bizim orada kahvaltıda ciğer yeriz. Bize vekalet veren vatandaşımıza, bu konserve kutusundan bir adet gönderiyoruz. Bir CD, bir teşekkür belgesi, noter onayı ve veteriner tasdiki ile veriliyoruz.
“BAŞBAKAN’A MÜTEŞEKKİRİZ”
- Başbakan Erdoğan bu sene vekaletini Türk Kızılayı’na verdi…
- Evet, Sayın Başbakanımız sağolsunlar böyle bir tercihte bulundu. Birçok bakanımız da böyle yaptı. Sayın Başbakanımız, 3’ü Pakistan’da, 3’ü Saraybosna’da ve 1’i de yurt içinde belirlenecek bir bölgede kesilmek üzere Kızılay’ımıza kurban vekaleti verdi. Kendilerine müteşekkiriz.