MAĞDURLAR YAŞADIKLARI BASKIYI ANLATTI
Refahyol iktidarını deviren, binlerce başörtülü genci okullarından uzaklaştıran, 6 milyon insanı fişleyen, TSK başta olmak üzere devlet kurumlarındaki 10 binlerce memuru mağdur eden 28 Şubat cuntasının, köylere de el attığı ortaya çıktı. Ankara’nın Haymana ilçesine bağlı Altıpınar köyü muhtarı Ahmet Güngör, darbe sürecinde Refah Partisi’ne yakın oldukları için baskı gördüklerini söyledi.
“DİNİ KİTAPLARI SAKLADIK”
Haymana Altıpınar köyü muhtarı Ahmet Güngör, 28 Şubat’ta cuntanın köyler üzerinde kurduğu baskıyı Akit’e şöyle anlattı:
1994 yılında Altıpınar köyü olarak bir kütüphane kurduk. Refah’çıydık. Refah Partisi için çalışıyorduk. Bu kütüphaneye dini kitaplar, Erbakan’ın konuşmalarını, Şevki Yılmaz’ın, Halil İbrahim Çelik’in kasetlerini koyduk. Refah Partisi’nin mitinglerine gidiyorduk. Konuşma kasetlerini otobüsle köylere götürüyorduk. Bu şekilde halkı Refah’a çevirdik. Bizim Haymana yüzde 90 CHP’liydi, yüzde 80 Refah’a çevirdik. Bu faaliyetlerimiz rahatsızlık oluşturuyordu. Tabii 1997’de Erbakan hükümeti istifa etti. Refahyol düşünce bu sefer üçlü koalisyon hükümeti kuruldu. Jandarma geldi, bizim köye baskın verdi. Kütüphanedeki o kasetleri, dini kitapları sakladık. Bizleri tehdit ettiler. ‘Bir daha Erbakan’ın kasetlerini dinlemeyin. Bunların hepsi irticacı’ dediler. İrticayla bizi suçladılar. O günden beri bir daha kütüphaneyi açamadık. Zaten Erbakan’ı da bitirdiler. Şu anda o kütüphane harabe halinde duruyor.
AKİT OKUMAYI YASAKLADILAR
Halkın oyuyla iktidara gelmiş bir partiye tahammül edemeyen güçler, köylere dahi baskı yaptılar. Bizleri de mağdur ettiler. Refah Partisi’ni desteklediğimiz için bizim köy bir numaralı hedefti. Onların mantığına göre o dönemde en riskli köy bizim köydü. Kütüphanemizde dini kitaplar vardı. Köy imamı da bize vaaz veriyordu. O kitapları okuyorduk. Köy halkı içki ve kumardan hep namaza, camiye yöneldi. Camimiz tıklım tıklım doluyordu. Bu kütüphane kapanınca cami cemaati sayısı da azaldı korkudan. Akit gazetesine aboneydik. 12 ciltlik kitaplar aldık Akit’in hediyesi olarak. Jandarma köye baskına gelince onların da hepsini sakladık. Akit gazetesini de yasak ettiler bize. Hepimiz de aboneydik. Her gün Akit gazetesi getiriyorduk. Baskı yüzünden bir daha abone olamadık. Her şeyi bize yasak ettiler. 28 Şubat’ın acı günlerinin bizdeki hatırası da böyle oldu. Demokrasiyi, düşünce özgürlüğünü, yasaları ayaklar altına alarak bize suçlu muamelesi yaptılar. Bu yaşananları kimse normal olarak göremez.”
